Eğitim-Sen'de, 'müfredat' tepkisi

    Egitim-Sen Edirne Şube Binası'nda gerçekleştirilen basın toplantısında eğitim konusunda gelinen noktaya tepki gösterilerek; " Gerici kuşatma her geçen gün yaşamımızı ve geleceğimizi karartmaktadır." ifadeleri kullanıldı. Ayrıca ceşitli derneklerin katılımıyla 17 Eylül 2017 de Kartal'da bir miting gerçekleştirileceği de söylendi.
“GERİCİ KUŞATMA GELECEĞİMİZİ KARARTMAKTADIR”
Eğitim-SEN Edirne Şube Başkanı Ayhan Fırtına'nın yaptığı basın açıklamasında; "AK Parti 15 yıldan bu yana, en fazla tahribatı eğitim alanında yapmış ve yapmaktadır. Gerici kuşatma her geçen gün yaşamımızı ve geleceğimizi karartmaktadır. Piyasacı ve gerici bir zeminde yeni bir tek adam rejimi inşa etmektedir. Bu amaç doğrultusunda eğitime yeni bir işlev yüklemeye çalışmakta;  yoğun bir saldırı ile yeniden yapılandırma faaliyetlerini kesintisiz itiraz ve farklı önerileri yok sayarak, hatta susturmaya çalışarak devam etmektedir. Siyasi iktidar 03 Mart 2012 tarihinde kabul ettiği 4+4+4 yasası ile bir yandan neoliberal eğitim politikaları ile eğitimin ticarileşmesi piyasaya açılması diğer yandan gerici dinselleştirme dönüşümüne hız vermiştir. Dolayısıyla AKP iktidarı kamu yönetimini elinde bulundurma ve düzenleme yapma yetkisini toplumun genel çıkarları ve öğrencilerin gereksinimleri, tercih ve yönelimleri için değil, kendi hedefleri doğrultusunda kullanmaktadır.
“TEHLİKENİN BOYUTU”
Geldiğimiz aşamada iktidarın, eğitim ile ilgili çıkar amaçlarını ve geleceğe dönük hedeflerini gizleyemediği düzenlemelere tanık olmaktayız. Müfredat değişikliği, kurum açma-kapama ve ad değiştirme yönetmeliği, Fenomenbet felsefe ve bilim derslerinin azaltılması, bu derslerin üniversitelerdeki kontenjanının düşürülmesi, evrim teorisinin müfredattan çıkarılması, şeriat hukukuna göre hükümlerin müfredata eklenmesi, okullara mescit üniversitelere camii zorunluluğu getirilmesi, öğrencilere başörtü (türban) takmayı serbest bırakması, başörtünün Kamusal alanlarda siyasal simge halinde kullanılması, ihtiyaç olmadığı halde imam hatip okullarının hızla arttırılması, Soyut kavramları henüz değerlendiremeyen  4-6 yaş çocuklarını dini eğitime zorlama, Örgün eğitim içerisindeki çocukların camilere taşınması, Gerici tarikatlara bağlı vakıf ve derneklerle yapılan  protokoller, anti demokratik yollarla yandaş yalaka idarecilerle kadrolaşma, devletçe hormonlaşmış büyümesi desteklenmiş sarı sendikaların yaratılması, güvencesiz ve kölelik koşularında çalışmaya zorlama gibi durumlar tehlikenin boyutunu göstermektedir.
    "17 EYLÜL 2017 DE KARTAL MİTİNGİ"
    Yaşananlar göstermektedir ki; Siyasal İslamcı anlayış düşünen, soran, sorgulayan, eleştirel düşüncenin ve bilimin ışığında yetişen nesiller yerine kendine koşulsuz biat eden,  kindar ve dindar, nesiller istemektedir. “Eğitim” herkes için ulaşılabilir, eşit, demokratik, parasız, laik, bilimsel, anadilinde ve kamusal olarak verilmesi gereken bir hizmet olmalıdır. Yoksul halk çocuklarının eğitim hakkı gasp edilmektedir. Farklı inançlar yok sayılarak, özellikle toplumun önemli bir kesimini oluşturan “Alevi”lerin talepleri görmezden gelinmekte, zorunlu din dersleri ile AİHM kararları uygulanmamaktadır. Bizler çocuklarımızı esaretten kurtarmak, hayallerini gerçekleştirmesine fırsat yaratmak ve onurlu bir gelecek kurmak için üzerimize düşeni yapmalıyız. Eğer evlatlarımızı seviyorsak başımıza bir iş gelmesin diye boyun eğecek olursak, köleleşir çocuklarımıza en büyük kötülüğü işte o zaman kendimiz yapmış oluruz. Şimdi aydınlık yarınlar için ayağa kalkıyoruz, Şeriat özleminde olan zorbaya karşı Gelecek kaygısı duyan, halkımızla 17 Eylül 2017 de Kartal Mitinginde buluşuyoruz." dedi.