Türkiye, 137 ülkenin eğitim kalçetesine göre  yapılan sıralamada 99 sırada  yer aldı

Ülkemiz Dünya Ekonomik Formu’nun (WEF) “ Eğitim kalitesi “ 2018 başlığı ile  yayınladığı listede  99 sırada bulunuyor.

Ülkelerin eğitim kalitesine göre oluşturulan listede, Katar  Malezya Endonezya İran ,Pakistan gibi ülkeler ülkemizin önünde yer aldı.

Türkiye  Mozambik, Nikaragua, Tanzanya, Etiyopya, ve  Kolombiya’nın  bulunduğu  dilimden kurtulamadı.

 Eğitimin doğru mesleğe yönlendirilmesi, Akademi’deki altyapı, çalışmaları, eğitime harcanan paranın genel bütçedeki  oran gibi ölçüler göz önüne alınarak  oluşturulan listenin ilk sırasında  İsviçre. Toplam bütçe harcamasının  %30’a yakınını eğitime ayıran  Singapur ikinci  sarıda bulunuyor.

Bir gün önce  hükümet tarafından yapılan açıklamaya baktığımızda  bu dönem milli Eğitime yapılan harcamalarda kısıtlamaya gidiliyor.Başka ülkeler Eğitime desteği artırırken bizde kısıtlama yapılması ne anlama geliyor?Doğrusu meraka değer….

BAYRAKTAR YENİ UYANMIŞ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanının,  gazetelerde çıkan haberinde” tarımda ithalatın cazip olmaktan çıktığını döviz fiyatlarının artmasıyla  ithalatın yarardan çok zarar getireceği” iddiasında bulunmuş. Başkan bey sen ithalatın cazipliğini bir yana koy . O senin görevin değil. Ülkeyi yönetenlerin politikası senin asli  görevin çiftçilerin hakkını hukukunu korumak.

Tarım ürünlerinin tamamına yakını ithal ediliyor.çiftçiler işini bırakmak zorunda kalıyor.

Girdi fiyatları almış başını gidiyor.Tarıma yeterli destek yok.

.İnsanlar geçinemediklerin için tarlalarını satmak zorunda kalıyor.

İşlenmeyen yüz binlerce dönüm arazi var.

Hükümet başka ülkelerden tarla kiralıyor.

Bu yılda yine gümrükler sıfırlanıp  buğdayda, pirinçte ve birçok tarım ürününde ithal yoluna gidiliyor.

Sen onlarla ilgilen.

İthalat cazip olmaktan çıkmış,  çıksın buna sevinmek gerekir.

Bunu bir yana bırakıp senin üreticilerin biriken sorunlarıyla ilgilenmen gerekir.

Bunu yeterince yaptığına kimi inandırırsın.

Şöyle bir ilçeleri gez bakalım üreticiler çiftçilerin, tarım kesiminin durumu hakkında neler söyleyecek.

Bu sorunlar Ankara’dan net olarak görünmeyebilir.

Halk inim inim inlerken tarımın en sorumlu kişisinin ithalatın cazip olup olmadığı ile ilgilenmesi  ne anlama geliyor?

Tarım bu kafalarla bir yere gelmez her geçen gün kan kaybeder. Yıllanmış yöneticiler bu sorunları göğüslemede yeterli değil.

 Tarımda olduğu gibi meslek kuruluşlarımızın başında bulunan yöneticilerinin de bu görevi yeterince yerine getirip getirmediklerinin sorgulanması gerekir.

Bunun başında da  Şemsi Bayraktar’ın geldiğini tarım kesiminde olanlar söylüyor.

Bu ülkede tarım dışa bağımlı hale gelirse ülke de bağımlı hale gelebileceğini bu işin uzmanları söylüyor.

Tarımın her kademesinde bulunanların  bu durumu enine boyuna düşünmesi gerekir. Özellikle Trakya insanı için tarım konusu halkın geçimi için olmazsa olmazdır.

 Tarım açmaza girerse   esnaflarımız başta olmak üzere tüm halkımız bundan zarar görür.

MERİÇ  ZİRAAT ODASI  BAŞKANI

Gün geçmiyor ki Meriç Ziraat Odası Başkanı  Ömer Ergin’in tarım konusunda açıklaması olması.

Son yıllarda ziraat oda başkanları arasında en çok mahalli gazetelerde yer bulan küçük bir ilçemizin Ziraat Oda başkanının olması sevindirici.

Gönül ister ki  diğer ilçelerin  oda başkanları da aynı duyarlılığı göstersin.

Başkanını farklı beklentisi olduğu yolunda yorum yapanlar var..

Herkesin hayatta bir beklentisi olabilir.

Önemli olar oda başkanının  meslek mensuplarının sesini duyurmuş olması.

Tarımla ilgili  yüzlerce sorun var.

Bakıyoruz Oda başkanlarımızın sesi soluğu çıkmıyor.

İl ve ilçelerden gelen tepkiler Ankara’daki yöneticilerin hareket geçmesini sorunu sahiplenmelerini sağlar. İlimizde böyle bir toplu uyarı yok.

Üst yöneticiler sadece kendi koltuklarını sağlamlaştıracak olan genel kurullarda seslerini duyurur, işlerini yapıyor görünürler.

Diğer zamanlarda sesi soluğu çıkmaz.

 Bu durum sadece  ziraat odaları için değil tüm meslek kuruluşlarımız için geçerlidir.

Ülkemizde bu idare-i maslahatçıları da yerinden oynatmak gerekir.

Bakıyoruz. bazı kuruluşlarımızın üst yöneticileri on yılı aşkın süredir makamlarını koruyor.bu doğru değil.

 Artık o koltuklarını gençlere , daha aktif olan kişilere bıraksınlar..Bazıları ancak öldüğü zaman başkanlığı bırakıyor.

Bu demokratik bir tavır değil.Siyasi partilerde üst yönetim kavgası verilirken meslek kurum yöneticilerini  bunlardan ayrı tutamayız. Oralarda da revizyona gerek var.

 SEÇİM GİTTİ  SEÇMEN DE GİDİYOR

Haziran ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde  beklediğini bulamayan,seçmenini hayal kırıklığına uğratan CHP’de sular durulacak gibi değil. Aradan bu kadar zaman geçti bu partiye oy verenler bu başarısızlığın neden kaynaklandığı konusunda somut bilgiye sahip değil.

Her kafadan ayrı ses çıkıyor.  

Her ne kadar Genel merkez taraftarları her şeyin yolunda olduğunu iddia etse de  seçmenler aynı fikirde değil. Kafalar karışık. Bu partiye gönül verenlerin  partilerine güvenleri azalıyor.Bunu anlamak için kahin olmaya gerek yok. halkın arasına katıldığınızda bunu görüyorsunuz.

Partililer “ N olacak bu CHP’nin  hali diye soruyorlar.Bu soruya kim sağlıklı yanıt verebilir,?

.Milletvekili dahi  gelecek için güvence verecek durumda değil. CHP seçimi kaybetmesinin ötesinde  seçmenini de kaybetme noktasına gelmesi çok acı.

Yıllardır bu partiye gönül veren, hatta parlamento dışında kaldığı zaman dahi partisini terk etmeyen partililer bugün CHP’den umudunu keser duruma gelmesi CHP için acı bir tablo..Bugüne kadar birçok badireleri atlatan, ülkenin kurtuluşunda etkin rol oynayan bir partinin bugün geldiği nokta bu..

ÜLKE EKONOMİSİ DİBE VURDU ONLAR NE KONUŞUYOR

Bugün ülkemiz ekonomik bakımından çok zor durumda.

Bu konu hakkında en çok sesi çıkması gereken bir parti  böyle önemli , hayati bir konu hakkında halkı aydınlatacağı, gündeme getirmesi gerekeceği yerde.kendi iç sorunlarıyla uğraşıyor.

 Muhalefet partileri için  bu durumlar kendilerine artı puan getirir.

CHP bundan yararlanamıyor.

CHP’de bu kaosun kısa sürede biteceği kanısında değilim.

Eğer seçim mağlubiyeti  seçmen kaybına da neden olursa  bu parti yöneticileri halkın karşısına çıkamaz duruma gelir.

Parti yöneticilerinin iş işten geçmeden akıllarını başına toplamaları gerekir.

Bugünkü görüntüleri ile  olanlardan ders almışa benzemiyorlar.

Tabandan kendilerini uyarıcı güçlü bir tepkinin gelmesi gerekir.

Bazı yerlerde bu tür uyarıların yapılması sevindirici.

CHP’nin kalesi sayılan Trakya seçmenleri de bu konuda tavırlarını ortaya koymalı.

Zira bu belirsizlikten en çok zarar görecek iller Trakya illeri olacaktır.

CHP’nin bölgede belediye başkanlığını kaybetmesi demek CHP’nin sonunu yaklaştığı anlamına gelir. Haberleri olsun

KADININ FENDİ  ŞIHI YENDİ

Türkmen evine bir şıh misafir gelir. Şıh cebelli, sarıklı torba sakallı

Şıhı  köydeki  odaya buyur ettiler Köylüler Şıh’ın ne keramet edecek diye ağzının içine bakarken.Şıh ara bir irkilir gibi yaparak,” Hoşt” der. Köylüler bunun bir keramet olduğunu anlarlar, fakat neyin kerameti olduğunu kestiremezler. Merak edip Şıha sorarlar.

“ ya Şıh ara bir “ Hoşt” diyorsun bunun sebebi nedir.

 Şıh:

 “ Bir köpek Kabe’nin duvarına işemek için niyetleniyor. Onu görüyorum, tabii ki hoşt diye kovalıyorum.

 Köylüler Şıh’ın bu sözlerine şaşırıp kalır.

 Bu olanları kapının eşiğinde dinleyen evin hanımı daha sonra sofrayı hazırlar.

 Sofrada herkesin önüne üzerinde et olan pilav gelir.

 Şıhın tabağında ise görünürde sadece pilav vardır. Şıh bir süre etsiz tabağa baktı sonra kapıda bekleyen hanım ağaya seslenir.

“ Benim tabağımda neden et yok, bunun bir sebebi var mıdır hatun ?” diye sorar.

Hanım ağa Şıh’a yaklaşarak   önündeki tabağı ters çevirir. Etler tabağın altındadır. Daha sonra kadın elindeki kepçeyi Şıh'ın kafasına indirir.

 “ Ulan deyyus tabağındaki eti göremedin de  Kabe’deki  iti mi gördün” der.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.