Çoğu kez sokakta rastlarız anasını veya evladını eşini engelli aracında gezdiren insanlar gerçekten toplumun en fedakar insanlarıdır.

Engelli insanlarına sahip çıkmak o toplunun medeniyet göstergesidir.

Günün her saatinde, yıllarca  engelli yakınının her türlü ihtiyacını karşılayan, bunu bıkıp usanmadan yapan insanlarımıza saygı ve sevgiyi hiçbir zaman  esirgememeliyiz .

Sokakta  engelli arabalarını yanından geçerken  size şefkatle bakan, engelli insanlarımıza göstereceğiniz şefkat sevgi  onların başını  okşamanız konuşuyorlarsa sohbet etmeniz  engelli vatandaşlar işin en büyük mutluluk kaynağı  olur.

-------------------

HEPİMİZ ENGELLİ ADAYIYIZ 

Bu ilginizden onu gezdiren, bakan  yakını da mutluluk duyar. Şunu unutmamak gerekir ki, en sağlıklı insan her an bir engelli adayıdır.

Beklenmedik bir zamanda sağlığınız bozulsa, bir kaza geçirmiş olsanız siz de engelli biri olabilirsiniz.  Onun için  engelli insanlarımızın yanından geçerken  onlara sevgi ve dostça yaklaşmalıyız.

Engellileri hakir görmek engelli olduğunu söylemek, çocuklarının onlardan uzsak kalmasını istemek insanlıkla bağdaşmaz .

Böyle durumlarda o engelli insanımızın yerinde kendi yakınımızın veya kendimizin  olduğunu düşünelim. Aynı hareket bizlere yapılsa ne hissederiz.

Toplumda bugün gösterilen sevgi yeterli düzeyde olmadığı biliniyor.  Engelli vatandaşlarımıza  verilen hizmeti  saygı ve sevgiyi daha üst düzeye çıkarmalıyız .

Minibüs sürücülerimiz engelli araçlarını minibüse almada  bunu bir külfet gibi görmemeli severek onların binmesine destek vermeli.

İnsanlarımız da engelli bir vatandaşımıza yardım gerektiği zaman onu seve seve yerine getirmeli.

Engellilerini sahiplenen ülkeler, dünyada  medeni ve çağdaş ülkelerdir.

Engelli vatandaşlarımıza her zaman  sevgi şefkatle yaklaşmalıyız,

Onların normal insanlar gibi yaşamalarına katı yapmalıyız. 

----------------------------

BÖLGEMİZDEE MEYVECİLİĞE  BÜYÜK İLGİ

Edirne’de son yıllarda gerek süs bitkileri gerekse  meyve ağaçlarına büyük ilgi var . Bu alanda bölgemizde hizmet veren  çiçekçiler bu mevsimde fidan dikimine ağırlık veriyor.

Gerek köylerde gerekse şehir içinde çevreye duyarlı,  evinin çevresinde yeşil alan yaratmak isteyen vatandaşlar çiçekçilerden fidan ve çiçek talebinde bulunuyorlar.

Bu konunun uzmanı olan çiçekçiler  vatandaşlara ağaç ve çiçeklerin bakımı konusunda da bilgi veriyor. Bu ilgi artarak devam etmesi halinde birkaç yıl sonunda Edirne bugünkünden daha yeşili bol hale gelecek.

İnsan yaşamı için hayati önemi olan oksijen deposu yeşil alanlar  bunu sağlamada önemli rol oynuyor. Bunun bilincine olan vatandaşlar bahçelerini ve evlerinin balkonlarını çiçeklerle donatıyor. Böylece Edirne yeşil ve çiçeklerle süslü balkonlarıyla daha güzel hale geliyor.

---------------------

KOMŞU ÜLKELERDEN GELENLER ÇİÇEĞE DAHA MERAKLI

Edirne’de  çiçekçilik yapan vatandaşlar  komşu ülkelerden gelenlerin  çiçeğe ve meyve fidanına daha meraklı olduğunu ,işyerlerine gelip bol miktarda çiçek ve fidan aldıklarını söylediler.

Bu aynı zamanda  kendilerine de ekonomik katkı yaptığını ifade ettiler.

Aynı duyarlılığın Edirne’de de yaygınlaşmasıyla Edirne’nin de tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi yemyeşil bahçelere ve çiçeklerle süslü  balkonlara  kavuşacağını belirttiler.

Balkonları,  bazılarının yaptığı gibi sadece çamaşırların asıldığı yer olmaktan çıkıp çiçek bahçesi haline geleceğini ifade ettiler.

Çiçekçiler, onun yanında köylerde de meyveciliğe  merakın arttığını ,bunun köylülerin gelirine büyük katkı sağlayacağını , çarşı ve pazarlarda köylerde üretilen meyvelerin  pazar alanının genişlemesinin  sevindirici olduğu görüşünü savundular. 

------------------------

ŞEHİRDEKİ AHIR

Hiç şehre gitmemi köylünün bir şehre gitmiş. Çevreye hayretle bakarak sokaklarda dolaşırken yeni yapılmış gösterişli bir konağı görmüş.

 Bunu ne olduğunu merak edip konağın kapısında duran görevliye sormuş.

Adam köylüyü saf biri sanarak,biraz da alaylı  bir şekilde:

“Sen böyle bir yer hiç görmedin mi baba, Burası bir ahır” demiş.

Köylü hiç bozuntuya vermemiş:

“ Ya öyle mi!

“kim bilir bu koca ahırda  ne  kadar büyük hayvanlar barınıyor” deyip yoluna devam etmiş.

----------------

1540 YILINDA BU YANA KAHVEHANELERİMİZ VAR

Ülkemizde ilk kahve 1540 yılında zamanın Osmanlı  Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın Habeşistan Beylerbeyi  Özdemir Paşa tarafından getirildi.

 İlk kahvehane ise 1554 yıkında İstanbul’da açıldı. İlk kahveyi açanlardan biri Şamlı diğeri ise Halepliydi. Kısa zamanda kahvelerin sayısı çoğaldı. Halk kahvehanelere büyük ilgi gösterdi. Kanuni Sultan Süleyman’ın doktoru Bedrettin Kusuni, kahvehanelerin açılmasının sağlık yönünden sakıncası olmadığı hakkında bir rapor verince zamanın yüksek görevli devlet memurları dahi kahvehanelere gelmeye başladı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.