Bu gün havadan sudan ve Kar'dan yazmak geldi içimde işte.
Bir günde olsa gündemin dışına çıkarak yazı yazmakta arzuluyor insan.
Siyasetten uzak,günlük meşgalelerin habere dönüştüğü sıkıntıları yazmaktan uzaklaşmak ta isteniyor bazen.
Mesela;Hala kar yağmadığı, hatta kış mevsiminin kendine özgü emarelerini göremediğimiz için sanki kendimi geçmişe özlem duyuyor gibi hissedişimi yazmak ve eski kışları hatırlamak gibi.
Aslında çokta beklediğimden veya arzuladığımdan değil ha.
Ne var ki,"her şey zamanında güzeldir ve gerçekleşmelidir" söyleminden yola çıkarak yazmak geçiyor içimden işte.
Kış Mevsimin son ayı olan Şubatın da sonuna yaklaşmamıza rağmen hala kışa benzer bir iklim yaşamadığımız için eski kışlar aklıma geldi yine.
Toprağın ve bitkilerin yağmura olduğu kadar Kar'a da ihtiyacı var.
Buğdaylar son zamanda yağan yağmur nedeniyle birazda olsa gıda aldılar ama yorgan görevi yaparak ağır ağır içine sindirdiği Kar örtüsünü bekliyor elbette.
Hani bir söz vardır ya; kış mevsiminin geç gelmesiyle insanlar; “bu yıl kış olmayacak galiba” söylemlerine cevaben “kış kışlığını puşt puştluğunu yapar” söylemini dile getirirler.
Mesela;2012 yılında ilk kar 13 Ekim tarihinde yağmıştı.
Oda biraz erken gelmişti tabii ki ama birçok kişide çok iyi bilir ki,25 Kasım Kurtuluş Bayramlarında çok kez kar yağar ve çok soğuk hava şartlarında Bayram kutlanırdı geçmiş yıllarda.
Okul Müdürü olarak en tedirgin olduğum ve üzüldüğüm günlerdi.
Anne ve babalar çocukların giysilerini taşırlar ve merasim başlamadan önce öğretmenlerinden izin alarak onlara giydirmeye çalışırlardı.
Hatta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında bile Okulların Kar yağışı nedeniyle kapandığını ve Bayram kutlaması yapılamadığını birçok kişi de anımsarız.
Edirne'nin kuru soğuk ve ayazının oldukça etkili olduğunu herkes çok iyi bilir.
Hava sıcaklığı eksi beşe düştüğünde Edirne de soğuk ve ayaz yaşamı olumsuz hale dönüştürür.
Oysa Erzurum’da eksi 20–25 derecelerde bu kadar etkilenmeden normal yaşamınıza devam edebilirsiniz.
Benim hatırladığım en büyük kışlar çok uzun süreli ve o günün şartlarında hayatımızı çok olumsuz etkileyen yıllara aitti.
Mesela; 1956 kışı.
Meriç İlçesinde hemen herkesin oturduğu yer evlerinin çatılarına kadar karlar vardı ve insanlar tünel kazarak komşuya giderdi.
Zaten her evde kapının arkasında bir kürek ve kazma mutlaka bulunurdu o yıllarda.
Meriç-Uzunköprü yolunun kar nedeniyle kapanmadığı kışlar çok azdı o zaman.
İkinci büyük kışı Öğretmen Okulunda okuduğum yıllarda yani 1962-1963 Eğitim Öğretim Yılında yaşamıştık.
Kaleiçi’nde kiraladığımız evde oda arkadaşım olan sevgili Hasan Boz ile tam 33 günü Rahmetli İsmail Enişte’nin (AV. Mustafa Yüksel'in rahmetli babası)bakkalından veresiye aldığımız zeytin peynir ve konserve ile geçirmiştik.
Çünkü bu süreçte Edirne'nin dünya ile bağlantıları kesilmişti adeta.
Ne otobüs, ne tren.
Sonunda tren seferi yapılacağı duyurulunca salkım saçak bindiğimiz Tren ile bir saatlik yolu Pityon istasyonunda 4 saat bekleyip 7 saatte tamamlayarak Uzunköprü’ye ulaşmıştık.
Yollar kapalı olduğu için de Uzunköprü ile Meriç arasını da beş saat yürüyerek tamamlamak ta çabası.
1981 yılında hatırı sayılır bir kış geçmişti ama şartlar değiştiği için de o kadar sıkıntılar yaşanmadı bunda ve bundan sonraki yıllardaki kışlarda.
"Ama her şey zamanında güzel oluyor" derseniz katılıyorum elbette.
Her mevsimin güzellikleri bir başka oluyor aslında.
Kışında ayrı bir güzelliği var.
Tabii ki eskilerin deyimi ile "ambar doluysa kesede paralar varsa" kış daha da güzel tabii ki.
Kış ayları gelip de her taraf karlarla kaplandığında insanlar gibi hayvanları da düşünürüm hep.
İnsanlar bir şekilde sorunları halledebilirler de yaban hayvanları ne yaparlar, nasıl yaşamlarını sürdürürler düşünmeden edemem.
Demek ki yaradan onları düşünüyor bu yıl.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.