Bölgemiz sanatçısı, arabesk müziğin ustası Orhan Gencebay (Daha önce soyadı Kencebay’dı). Posta gazetesinde bir röportajı vardı. Şöyle diyor:

 “ Devletine saygı duymayan, bu ülkenin nimetlerinden yararlanmasın” Gencebay’ın bu sözleri çok farklı  yorumlanabilecek muğlak bir ifade. Sanatçı politika dışı olmalı, gerektiğinde siyasilere de  muhalif tavır koymalı. Yasalar içinde eleştiri yöneltmeli.

Gencebay’da acılı ifadelerle  dolu  arabesk müziğinde  bunu yapmıştır ” Batsın bu dünya” demiştir.

Gencebay bu sözlerini tartışmaya yer vermeyecek açık bir  şekilde yapmalıydı.

Günümüzde, ülkemizde devletin temsilcisi, yasa uygulayıcısı hükümet olarak biliniyor.

Eğer bununla hükümeti eleştiren devlet imkânından faydalanmamalı diyorsa bu doğru değildir.

Demokrasi gereği  yasal sınırlar kapsamında hükümet eleştirilebilir.Bu yadsınmamalı

Daha önceki yıllarda sanatçılar, yöneticiler siyasiler devlet görüşü ile de ters düştüğü zaman olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı Devleti idaresine karşı gelmiştir. Bu konuda kendisi için idam kararı çıkarılmıştır.

Atatürk bu tavrı ile halkın sevgisini kazanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır.

Yine Nazım Hikmet zamanın devlet uygulamalarına karşı gelmiştir.

Daha sonraki yıllarda dünyanın takdir ettiği bir şair olmuştur.

Devlet hepimizin devletidir. Kuşkusuz ona sahiplenmek gerekir.Eğer hükümet ile devlet aynı tanımlanıyorsa onu ayırmak lazımdır.

Vatan Şairi Namık Kemal’de bazen devlet uygulamalarına tavır almıştır. Bu tür fedakâr insanlarının sayısını arttırabiliriz. Bunlar günümüzde saygın insanlardır. Onları kimse devletine karşı geldi diye tanımlayamaz.

Bugün Gencebay gibi düşünenler, koşulların değişmesi durumunda   bu kişiler  farklı değerlendirileceklerdir..

Gencebay sanatçıların politika dışı olması gerektiğini, gerektiğinde muhalif  olacağını savunurken bu gibi tartışmaya açık farklı yorumlanacak sözleri kullanmaması gerekirdi.

Sanırım hemşerimiz bu çıkışı ile bir yerlere aday olabileceğini kanıtlamak istiyor. Zira politikada yer edinmek isteyenler  böyle çıkışlar yapıyor.

Hayırlısı olsun.

---------------------------------------------------------------------------------

YANLIŞ YAPILIYOR

Selimiye çevresindeki kazı alanı yıllardır bekliyor. Burası hepimiz için utanç verici bir durum.

İktidar partisi halkın yararını dikkate almış  olsa kısa zamanda bu alana düzen getirilirdi.

Efendim yasalar böyle diyor. Biz bir şey yapamıyoruz ” gibi gerekçeler inandırıcı olmuyor.

Dünya mirası olan bir esirin yanındaki bu çirkinlik tüm Edirnelilere mal ediliyor.

Gönül isterdi ki  iktidar partisi  bugüne kadar bu çirkinliğin ortadan kaldırılmasına katkı yapsın.Kazı alanını gören bazı önyargılı kimseler  bunun belediyeden kaynaklandığını iddia ediyor.

Bu külliyen  yanlıştır. Burayı düzene sokmada tek yetkili devletimiz ve onun temsilcisi hükümettir.

Edirne gibi tarihi kentlerde mahalli idarelerin görev yapmaları çok güç.Belediye her işlerinde Anıtlar Kurulu engeli ile karşılaşırlar.

Eğer muhalif belediye ise bu engelleri  aşması çok güçtür.

 Bakıyoruz şimdi de İtalyanlar tarafından yapılan bir süre elektrik fabrikası olarak kullanılan, şu anda Edirne Belediyesinin Nikah Salonu olarak  yararlandığı bina farklı amaca çekiliyor.

 “ Yok efendim bu binanın altında padişahın eşinin mezarı varmış.peki kanıt nerede yok. çamur at izi kalsın” misali böyle hizmetler hükümet yanlısı yayın organlarınca karalanmak isteniyor.

Üstelik burada daha önce de bina vardı uzun süre kullanıldı.

O mezar şimdi seçim arifesinde mi ortaya çıktı.İktidar partisi bu mantıkla gidip” Her şeyi ben yaparım benim dışımda olanlara hizmet yok” mantığı AKP’nin seçim kazanmasını Edirne’de  zora sokar.

Edirne halkı böyle yapmacık gerekçe  yaratanlara,   tüm halkın yararına olacak hizmetlerde politik beklentisi olan  siyasilere itibar etmez.

Gönül isterdi ki iktidar partisi halkın yararlanacağı ortak hizmetleri yapsın ve sonra da halktan oy beklesin.

FIKRA

KARDEŞ PAYI     

Fatih Sultan Mehmet   bir gün dilencinin birine bir altın vermişti. Dilenci, Padişahın verdiği altını az bularak şöyle bir soru sorar:
- Bu nasıl olur Padişahım? Ben senin kardeşin olduğum halde nasıl olur da bana bir altın verirsin?
Dilencinin ne demek istediğini tam anlamayan Fatih dilenciye  sorar:
- Sen benim nereden kardeşim oluyorsun?

Dilenci şu açıklamayı yapar:
-“ İkimizde de Adem babamız ve Havva anamızdan dünyaya gelmedik mi? Böyle bir durumda kardeş sayılmıyor muyuz?”
Fatih bu cevap karşısında  gülümser. Çünkü Bu cevap hoşuna gitmiştir . Fatih,dilencinin kulağına eğilerek alçak sesle  şöyle der:
- “Bu söylediğini diğer kardeşlerimiz de işitip gelirlerse, senin payına bir altın bile düşmez,haberin ola” der.

ÖZLÜ SÖZ

Olgun insan , güzel sez söylemesini  bilen insan değil, söylediğini yapan, yapabileceğini söyleyen insandır.

KONFÜÇYÜS

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.