24 Haziran Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde gençlerimizin vereceği oylar ülkemizin geleceğini belirleyecek.
Onların tercihleri ülkemizin tek adamla mı yoksa parlamenter sistemle mi idare edileceği kararında etkin olacak.
Siz bakmayın yaşlıların bağırıp çağırdıklarına onlar eleklerini elemiş duvara asmışlar.
Bugüne kadar demokrasi için verdikleri mücadele etkili ve başarılı olsa ülkemiz bu duruma gelmezdi.
Onların çabaları yine sandalyelerini garantiye alma peşinde. .
Gençlerin durumu öyle değil.
Hızla değişen ve teknolojinin insanları esir aldığı bir dünyada bu acımasız kavgada ancak gençlerimiz başarılı olabilir.
Bazı yaşlılarımız kıdemli siyasetçiler politikayı meslek haline getirenler gençlerimizi hala “ Onlar çocuk akılları ermez” gözüyle bakıyor.
Gençlerimiz, sakın onların bu palavralarına bakmayın
Günümüzde siyasi ve ekonomik mücadele lafla değil teknoloji ile akılla ve bu konuda donanımlı kadrolarla oluyor.
yaşlıların bu yarışta çok gerilerde oldukları ortada.
Hal böyle olunca gençlerimiz politika ile ilgilenmeli.
Kesinlikle “bana ne” dememeli .
Ülkemizde gelecek düzen ülkede oluşacak idare şekli ohları çok yakından ilgilendiriyor. Gençlerin bunu çok iyi tahlil etmeleri gerekir.
Seçimlerde yapacakları yanlışlık,secime katılmama, sandığa gitmeyip sorunlara duyarsız kalmaları ülkemizde daha sonra oluşacak idare şekliyle gelecekleri zora girebilir.
Yıllardır gençleri önemsiz sayanların, haklarını kısıtlayanların şimdi gençleri gündeme taşımalarının altında yatan gerçeği çok iyi tahlil ediniz.
Ülkemizin en dinamik nüfusunu teşkil eden gençlerimiz bugün neden siyasilerin en önemli malzemesi haline gelmiştir.
Gençlik onun bunun telkini ile değil kendi hür iradeleriyle sorunlarına sahip çıkmalı. Verecekleri kararlarıyla ülke geleceğine damga vuracaklardır.
Günümüz siyasetçileri kısır kavgalar yüzünden demokrasiyi, ekonomiyi ülkemizin uluslar arası düzeyde saygınlığını ilerleteceği yerde geriletmişlerdir. Bugün “ şunu yapacağım şu sorunları gerçekleştireceğim” palavralarına kanmayınız. Onlara “eğer öyle bir meziyetiniz varsa bugüne kadar neden yapmadınız” diye sormazlar
Bugüne kadar uyguladıkları siyasetleriyle iktidar ve muhalefet sınıfta kalmıştır.
Şimdi gençlerimizin önderliğinde yeni bir sayfa açmak gerekir.
Atatürk “ Gençler umudumuz sizdedir” diye boşuna söylememiş Gençlerimiz ülke geleceğini dikkate alıp kendi geleceklerini de düşünerek siyasete ağırlıklarını koyup oylarını kullandıkları takdirde ülkemizde çok şey değişecektir.
Onların verecekleri oylara herkes sahip çıkmalıdır. Gençlerimiz böyle bir kararın arifesinde.
Bunun için çevrenizden gelecek telkinleri dikkate almayın aklınız size ne yönü gösteriyorsa o doğrultuda oyunuzu kullanın.
Göreceksiniz ki sizler için gelecek bugünlerden çok daha güvenli olacaktır.
MİLLETVEKİLİ ADAYLARINDAN YAĞMUR DUALARINI BÜYÜK İLGİ
Edirne köylerinde bu mevsimde, daha önceki yıllarda olduğu gibi yağmur duaları yapılıyor.Eğer yeterince yağış düşse de bunlar şükür duası olara yapılıyor.
Yağmur dualarında köylüler bir araya gelip sorunlarını tartışıyor ,dertleşiyor dostluklarını artırıyorlar.
Bu bakımdan yağmur duaları bölgemizde bir gelenek haline geldi. Yağmur dualarında mevlit okunuyor tarlada bereketin olması verimin artması ve yağmur yağması için dualar ediliyor.
Bu toplantıya katılanlar için pilav ve ayran ikramı yapılıyor.
Yağmur duaları bir şölen şeklinde geçiyor.
Bu yıl yapılan yağmur dualarının bir başka görüntüsü var.
24 haziranda milletvekili aday adayı olan ve onu destekleyenler tüm yağmur dualarının ziyaret ediyor.
Oralarda Biriken kalabalıktan istifade ederek bir anlamda propagandalarını yapmış oluyorlar. Geçtiğimiz hafta sonunda Edirne’de beş köyde yağmur duası yapıldı. bunlardan biri de benim de katıldığım Edirne merkez köylerinden Musabeyli köyünde yapılan yağmur duası oldu.
Orada baktım AK Parti, MHP, CHP milletvekili aday adayları ekipleriyle birlikte yağmur duasındalar.
Kuşkusuz böyle yerlere katılmalarına bir diyeceğimiz olamaz.
Yalnız bu ziyaretin amacının seçim propagandası olduğu ortada. Hal ve tavırları herkese yakın ilgi göstermeleri herkese hal hatır sormalarıyla bunu gösteriyorlar.
Önümüzdeki hafta ramazana olduğu için geçen hafta son yağmur duaları yapıldı. Milletvekili aday adayları da tüm köyleri dolaşarak kendileri için siyaset ortamı sağladılar.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
İLK YARI AÇIK CEZAEVİ İMRALI’DA KURULDU
Tarihimizde ilk yarı açık cezaevi Ege denizinde İmralı adasında 1935 yılında kuruldu. Cezaevi bin tutukluyu barındıracak düzeydeydi. Türkiye’de kapalı cezaevlerinde iyi davranışları görülen tutuklular yarı açık cezaevlerinde çalışır zanaat sahibi olurlardı.
Adada her çeşit tarım işleri meyvecilik, zeytincilik, hayvancılık yapılırdı.
Tutulan balıkların, yetiştirilen sebzelerin daha iyi değerlendirilmesi amacıyla bir konserve fabrikası kurulmuştu
Bunun yanı sıra bir de sabun fabrikasıyla deniz motoru yapan tersane açılmıştı.
İmralı Cezaevi ürünlerini tanıtmak amacıyla 1947 yılında İstanbul Mısır Çarşısında iki mağaza açılmıştı.
FIKRA
“ ALO, KARIM KAYBOLDU”
Adamın biri çığlık çığlığa bağırır :
“ Alo karım kayboldu!”
Telefondaki ses soğukkanlı bir şekilde telefon edeni uyarır:
“ Beyeferdi lütfen sakin olunuz”
Adam bağırmayı sürdürür.
“ Nasıl sakin olayım, karım kayboldu diyorum”
Telefondaki aynı sakin tavırlarıyla:
Beyefendi burası karakol değil sağlık ocağıdır”
Adam “ Ha öyle mi çok pardon! Ben sevinçten ne yapacağımı biliyor muyum”?