Ülkemizde ve tüm dünyada tarihe damgasını vuran olaylar o anda sıcağı sıcağına değil yıllar sonra tüm detayları ile  irdelendikten sonra gerçekler ortaya çıkıp  yazılır.

Böylece tüm boyutları  nedenleri ile ortaya çıkar ve tarih sayfalarına girer.

İhtilallar ve darbeler bu konuda olan  girişimler de  tarihlerin önemli konularını oluşturur.

Cumhuriyetin  kuruluşundan bu yana ülkemizde  27 Mayıs,12 Mart, 12 Eylül gibi önemli darbelerin nedenleri yeterli olmasa da bugüne kadar  ortaya çıktı. Onun   yanında 15 Temmuz darbe girişiminin nedenleri de  önümüzdeki yıllarda tüm boyutları ile ortaya çıkacaktır.

Tarihte böyle toplumsal olayların  neden kaynaklandığı sebep olanlar ve onları destekleyenler   eninde sonunda  ortaya çıkar ve tarih sayfalarında yerini bulur.

Halkımız 250 şehide ve  yüzlerce yaralıya mal olan bu menfur olayı üçüncü yılında nefretle kınadı.

Ülkemiz insanları bu tür darbe girişimlerine onay vermediğini bir kez daha ortaya koydu.

Burada önemli olan,  böyle teşebbüste bulunacakların kaynaklarını kurutmak desteklenmelerine engel olmak bu konuda  toplumda  endişelerin giderilmesi.

Dileğimiz o ki, bu karanlık güçler bir daha ülkemizde kaos yaratmaya cesaret edemez.Bunda en önemli görev halkımıza düşmektedir.

Halk birlik ve beraberlik içinde olduğu sürece ve  bu kişilere zemin hazırlanmadıkça toplumun  bağlarını hiçbir güç zedeleyemez. İhtilal heveslileri de  zemin bulamaz

BAYRAM ÖNCESİ GURBETÇİLER YOLLARDA

Avrupa’yı mesken tutan gurbetçilerimiz Kurban Bayramı öncesi  yakınlarına ulaşmak, bayramlaşmak üzere akın akın  ülkemize geliyorlar.

Kapıkuleden girdiklerinde içlerine bir ferahlık geliyor.

Kendi ülkelerinin  havası ve insanları bir başka güzel oluyor onlara mutluluk veriyor.

Gelen gurbetçilerin bir kısmı   memleketine gitmeden önce hem biraz dinlenmek hem de  tarihi Selimiye camisinde ibaret etmek için Edirne’ye geliyor.

Edirne’nin tarihi ve turistlik yörelerini geziyor. Çoluk çocuğu ile Camilere gidip  ibadetini yapıyor.Memleket hasreti aradan uzun yıllar geçse de bir başka oluyor. onu da ancak çekenler biliyor.

İlimize gelen gurbetçilerimize Edirne halkı olarak yardımcı olmalıyız.

Edirne’yi tanımalarına önderlik etmeliyiz.

Alışveriş  yaptıkları esnaflarımız  kendilerine fahiş fiyat uygulamamalı,halini hatırını sormalı, dostluklarını kazanmalı.

Gurbetçilerimiz ülke insanlarımızla  muhabbet hasreti çekiyor. Onların bu özlemlerini gidermeliyiz.

Buradan  büyük moralle Anadolu’nun farklı yörelerine giden vatandaşlarımız moral bularak yollarına devam eder.

---------------------------------

GURBETÇİLER EDİRNE’YE YÖNLENDİRİLMELİ 

Böyle gurbetçi akınını olduğu zamanlarda bölgemizdeki turizm yetkilileri  vatandaşlarımızın ülkemize girişlerinde bir stant açıp Edirne güzellikleri tanıtıp gurbetçilerimize ikramlarda bulunmaları onların Edirne’ye gelip görmelerine  yardımcı olur.

Özellikle bu sezonda böyle girişimler olmalı.

Başta resmi kurumlarımız ve mahalli yönetimler ve derneklerimiz olmak üzere bu mevsimde gurbetçilerimizin Edirne’yi gezip görmelerine yardımcı olunmalı.

Bunun için de tanıtım çok önem taşıyor.

Kapıkule çevresinde veya TEM Yolu Edirne ayrımında  Edirne’yi tanıtıcı stantların açılması ile Edirne turizmince büyük katkı yapmış oluruz.

Bunu yapmadığımız zaman. Kapıkule’den giriş yapan gurbetçiler yolu takiben memleket yolunu tutarlar. Edirne’yi uzaktan izleyip geçerler.

Bu arada gurbetçilerimiz uzun yoldan gelmenin yorgunluğunu unutmamaları gerek.Yurda girişlerinde bir yerde mola verip dinlenmek onların bundan sonraki yolculuklarını güvenli olarak yapmalarını sağlar.

Bunu yapmayan bir an önce yakınlarına ulaşmak isteyen gurbetçilerimizin bazıları aşırı yorgunluk ve trafik kurallarına yeterince uymama sonucu bu mutlu günlerini trafik kazaları sonucu acı ile noktalamaktadırlar.      

Trafikte ”acele giden ecele gider” diye bir sözcük var. Gurbetçi vatandaşlarımız bu uyarıyı dikkate almalı.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yollarda gurbetçilerimizin trafik kazaları sonucu  yaralanmalarına ve yaşamlarını yitirmelerine meydan verilmemeli.

----------------------------

İLK KÖMÜRÜ UZUN MEHMET BULDU.

Ülkemiz topraklarında ilk kömür yatağı  1829 yılında ortaya çıkarıldı. Osmanlı Sultanı 2. Mahmut devrinde Uzun Hasan adındaki bir deniz erinin bulduğu bu kömür yatağı  Samsun iline bağlı Havza’dadır.

Karadeniz Ereğli’sinden  İnebolu’ya doğru uzanır. 180 kilometre uzunluk ve 50 kilometre derinlikteki bir alanı kaplar. Ülkemizde çıkarılan ilk kömürlerden donanma yararlandı.

Bölgede yeni işletmeler açılarak üretimin çoğaltılmasına 1893 yılında başlandı.

Türkiye’de kömür üretiminin %80’i   Türkiye Kömür işletmelerini denetimindedir. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde elli altı ilimizde zengin linyit yatakları bulunmaktadır.

Antalya, Diyarbakır, Kastamonu ve Zonguldak’ta ayrıca taşkömürü yatakları  vardır

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PANTOLONUMU VERİN

Zengin bir adam ölüm döşeğindeydi.

Üç oğlu yatağının başında cenaze masraflarını tartışmaya başlamışlardı. Önce en büyük oğlu söz aldı:- “Fazla masrafa lüzum yok. 8-10 araba kiralarız olur biter”

Kendimiz için de iki araba kiralamayalım  konu komşudan isteyenler  araba kiralayıp gelsinler”

En küçük oğlu:

“ Bir steyşın araba kiralayalım, cenazeyi de oraya koyar  kendimiz de şoför mahallinde gideriz…Onun için hiç masrafa gerek yok.”

Bu konuşmaları duyan ölüm halindeki ihtiyar baba oğullarının konuşmalarını duymuştu. Bu arada güçlükle yatağından doğruldu:

-“ Evlatlarım siz hiç merak etmeyin… hele şu pantolonumu getirin ben mezarlığa kadar yürürüm bu konuda size yük olmak istemem”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.