Dünyada öyle liderler vardır ki, görevde oldukları zaman o toplumun ve dünyanın üzerinde titredikleri  devlet önderleridir. Her an gündemde ondan bahsedilir.

Bu liderler görevden ayrıldıktan veya vefat ettikleri dönemden bir süre sonra  adı sanı anılmaz olur.

Onlar mevsimlik liderler gibidir.  Gelecek nesiller adını hatırlamaz olur. Bnün dünyada birçok örnekleri var.

Atatürk, çileli ve büyük mücadele içinde geçen kısa ömründe yurt dışında olduğu gibi yurt içinde de cumhuriyetin kuruluşuna karşı olan  gericilerle de mücadele etti, kendisine suikast hazırlayanlar oldu. Milletvekilliğinin düşürülmesi için meclise önerge verdiler.

Bu arada yalakalık yapıp padişah olmak isteyenler de bulundu. Ulu Önder tüm bunları demokrasi  hedefinden sapmayarak o alanda  mücadele etti.

Bugün kendisini başka vasıflarla  tanıtmak isteyenler yapılanları yok sayanlar  o günlerin meclis tutanaklarını okumalı.

Atatürk’e ne komploların düzenlendiğini, nelerle mücadele edildiğini  öğrenmeli.

Bugün rahat ortamda  vefasızlık örneği  gösterip Atatürk hakkında ileri geri konuşmak kolay.

Bize bu ülkeyi kazandıran insanlara   minnet  borcumuz olduğunu unutmayalım.

Eğer onların kurtuluş mücadelesinde kelle koltukta mücadeleleri olmasaydı,acaba biz bugün nerede ve hangi şartlarda yaşamımızı sürdürecektik. Başka ülkelerin idaresinde yaşayan soydaşlarımızın durumu ortada.. Bizlerin de onlardan farklı olmayacağımızı kim iddia edebilirdi.

Tüm bunları dikkate alarak, bu ülkede huzur içinde yaşamını sürdüren her vatandaşın Atatürk ve arkadaşlarına  Cumhuriyet idaresi durdukça hürmet edip saygı göstermesi gerekmektedir . Ona karşı olanlar belki kendilerine destek veren bir avuç azınlıktan destek görebilirler.

Unutmayalım ki halkımızın tamamına yakını Cumhuriyet ve Atatürk konusunda çok duyarlıdır. Ona toz kondurmaz.

Bugün onun başkanı olduğu partiye oy vermese de  Atatürk dendiğinde akan sular  durur.

İşte böyle , her geçen gün değeri artarak devam eden Atatürk gibi bir kurucu liderimiz var.

Yoğun mücadele savaş alanlarında geçen günlerin yorgunluğu onu  aramızdan genç yaşta aldı, şimdi anıtkabirde  bu ülkeyi bizlere emanet etmenin mutluluğu içinde yatıyor.Halkımız ona bağlılığını her an kabrini ziyaret ederek  kanıtlıyor.  Hiçbir  mezar Atamızın mezarı kadar ziyaret edilmiyor. Bu dahi ona karşı olup ulu orta suçlayanların kulağını küpe olmalı. Herkes şunu bilmeli ki, Atamızın bize emaneti sonsuza kadar yaşayacaktır.Aramızdan ayrılışının 81 . yıldönümünde  Atamızı bir kez daha rahmetle anıyor ve emanetinin sonsuza kadar  yaşayacağını belirtiyoruz.

---------------------------

SESSİZ VE DERİNDEN DELEGE ÇALIŞMALARI

CHP’de delege seçimleri için kulis faaliyetleri devam ediyor.

Bu konuda  beklentisi ve deneyimi olanlar yine kendilerini destekleyecek üyeler ile görüşerek yeni yönetimin  oluşması için çaba harcıyor.

Aslına bakılırsa  delege ile seçim yerine üye bazında seçim çok daha demokratik olacaktı.

Ne yazık ki partilerin  üst yönetimler dahi bu yönteme sıcak bakmıyorlar. Çünkü az sayıda delege ile istenilen yönetimi oluşturmak kolay oluyor. Bunu üye bazında yaptığınızda  zorlaşıyor.Yalnız, parti üyeleriyle  yapılan seçim  partililerin gerçek talebini oluşturuyor.

Bugüne kadar Edirne delege bazında yapı4lan değerlendirmelerde  yanıldığını daha sonra anlaşıldı.

Delegelerin büyük çoğunluğu ile milletvekili adayı olan bir parlamenterin daha sonra başka partiye gittiği unutulmamalı.

Bunun suçlusu kim?

O günlerde seçilen kişinin siyasi durumu partiye bildirilmesine karşın dikkate alınmadı.

Yine, mahalli seçimlerde delege kanılıyla belirlenen  ve üst yönetimlere tavsiye edilen mahalli yönetim  adaylar ne oldu?

Onun için iş işten geçmeden önümüzdeki ay yapılacak mahalli  yönetim seçimler öncesi  yapılan delege seçimlerinde parti çıkarını ön planda tutan ve bu alanda donanımlı kişilerin bunların arasında gençlerin çoğunlukta olacağı delege listesinin oluşmasında  yarar olacağı inancındayım.

Yıllanmış partililer arasında sürtüşmeler nedeniyle onların ağırlıkta olacağı delegelerle partiyi yüceltecek bir yönetimin sağlıklı olacağına inanmıyorum. İstanbul seçimlerinde bunun örneği görüldü.Sadece bu göreve odaklanan kadroların her türlü baskıya göğüs gererek yoğun çalışması sonucu  İstanbul seçimleri kazanıldı.

CHP’liler bunu sadece kendisine mal etmemeli. Bu fedakar kadrolar incelendiğinde parti çıkarı ötesinde ülkenin geleceğini dikkate alarak çalışmaya katılar değerli insanların olduğunu görürüz.

Partililere  bu mücadeleyi  kitabına aktaran Ekrem İmamoğlu’nun siyasi danışmanının Necati Özkan’ın Kahramanın Yolculuğu  kitabını okumalarını tavsiye ederim. CHP’liler geçmiş yıllara bakarak pembe rüya görmesin önümüzdeki seçimler siyasi mücadeleler çok daha çetin geçeceğe benziyor.     Bununla mücadele etmek için  laf üreten, sadece kendinin bildiğini sanan  partisi dışındaki kadrolarla diyaloga gerek görmeyen  gelenekleşmiş kadrolar yerine siyasete daha geniş açıdan bakan büyümesini arzulayan bilinçli ve donanımlı kadrolara ihtiyaç var.

CHP üyelerinin bunu dikkate alarak yönetime gelecekler konusunda tercih  yapacaklarını umuyorum.

---------------------------

İKİLİ OYNAMANIN SONUCU BU

ABD,iç savaşında  Arafsız görünmek isteyen  birisi canını kurtarmak için  kuzeylileri savunanların ceketini,  güneylileri yansıtan pantolonunu giyip yola çıkar. Bir süre sonra bu kişiyi  kuzeyliler  pantolonundan, güneyleler ise ceketinden  vururlar.

-------------------

BUNU BİLİYOR MUSUNUZ?

 Ünlü Türk bilgini Ahmet Yesevi kadın ve erkek eşitliğini savunan  eserlerini Türkçe yazmıştır. Yesevi şu anda Kazakistan’da  adı ile anılan türbede yatıyor.  

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

GÜZEL GÜNLER ÖZLEMİ

İnsan ömrü hep özlemle geçiyor. Geleceğin daha iyi ve huzurlu mutlu  geçmesi yaşam zorluklarının azalması   insanoğlunun en büyük beklentisi. Geleceğimizin güvencesini oluşturan gençlerimizin  de gelecekten beklentileri  bu yönde.

Ünlü Ozan Nazım’ın  dizelerinde belirttiği gibi” Güzel günler göreceğiz çocuklar- Güzel ve güneşli günler göreceğiz.  Yelkenleri  maviliklere salacağız” satırlarıyla gençlerden  gelecek özlemini  ne güzel vurgulamıştır.

Sabahın erken saatlerinde kalkıp sokağa çıktığınızda , o saatlerde  uykulu gözlerle, ekmek parası kazanmak için  işe  giden emekçiler, çantası sırtında  okulun  yolunu  tutan öğrenciler, ailelerin yanında   kreşe giden   çocukları gördükçe   toplumun her kesiminin sevdiği milli duyguların tercümanı olan ünlü   ozanımız  Nazım’ın “ Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar ”satırları aklıma geliyor.

Ünlü  ozan çileli geçen yaşamında her zaman,  ülkesinde gelecekte güzel günlere ulaşma  beklentisini, o günlerin  daha huzurlu olması arzusunu vurgulamıştır.

Ülkemizin kurucusu Atatürk’ün de  Söylev’inde ve çeşitli konuşmasında ülkenin  gelecek güvencesinin gençler olduğu  ifade edilmiştir.

Bugün işsizlikten kıvranan, harçlık için ailesine muhtaç durumda bırakılan gençleri gördükçe  Nazım’ın özleminin ve uyarısının ne kadar yerinde olduğunu  anlıyorum.

Hani bir özdeyiş vardır “Gençliği ihmal eden geleceğini ihmal eder” denir. Bugün öyle bir açmaz içindeyiz..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.