“Bu gün yine gönlümün bahçesinde gezindim”Ben gezinemedim. Çünkü bilgisayarım tam gezineyim derken pat diye karardı. Yazım yarıda kaldı. Canım sıkıldı elbet. Zorunlu olarak onarıma

Parçaları dışarıdan getirmek gerektiği için iki-üç gün beklemek zorunda kaldım. Tabii köşem de boş kaldı. Eh, zaman zaman da olsa istem dışında bazı sorunlar olabilir, diyerek yeniden gönlümün bahçesine döndüm.

Bayağı dokunaklı bir rüzgar vardı. Öte yandan güneş gören yerler yangın yeri gibiydi.Yangın yeri deyince ormanlarımız ve dünya ormanlarının yanarak küle dönüşü geldi aklıma. Dünya için çok önemli olan yağmur ormanları da yok edilme sürecinde.

Ülkemizin ormanlarında çıkan yangınlar oksijenin azalmasına , bir çok varlığın ve varsıllığın yok olmasına neden olmakta.Yazık ki ne yazık. İnsan üzülüp etkileniyor doğrusu.Hele Kaz dağlarında gelişen altın aramak için ağaçların tırpanlanması yürekler acısı.Bu dağların mitolojideki adı İDA.

Rivayete göre ölümsüz tanrılar bu dağı mesken tutmuşlar. Başları olan Zeus meceralarıyla oralarda yaşamış. Hala yaşıyor mu bu ölümsüzler bilinmez. Çünkü mitoloji masal demektir aslında. Benim merak ettiğim onların tavrı. Ancak bu da olası değil…

Belki de binlerce ağacın yok edilmesine onlar da karşıdır.

Bilgisayarım üç-dört sonra onarımdan çıktı. Bu yazıyı hemen yazmaya başladım.Bu arada eşim ve çocuklarımızla 50. Evlilik yıldönümü de andık ve kutladık, kendi aramızda.

30 Ağustos Zafer ülke çapında en yaraşır biçimde kutandı.Enbüyük bayramdır otuz Ağustos.Henüz doğmayanlar için bile.

Bazı çevreler Atatürk adını anmasalar da önemsiz. Çünkü gerçekler ne yaparsanız yapın inkâr edilemez…Tarih yadsınamaz…Siyaset yıpratamaz…

Artık yaz sonbahara devretmek üzere iklimi. Eskiler “Ağustos’un yarısı yaz; yarısı kış” deseler de.Dünyanın bu ısınma olayı bu özdeyişi yerle bir etti.

Kırklara dayanan çöl sıcakları bunalttı bu yaz da… Bakalım zaman dünyayı nerelere sürükleyecek? Dünya da bir canlı olduğuna göre, kendi kendini onaracaktır görüşünü benimsemek istiyorum, şimdilik.

ÖZÜRLÜ SORU

Senden çaldım ben seni

Öncü depremlerinden yüreğimin

Erik badem yine erken açtı neden

Kuzuladı içimde yayla menekşeleri

Sarı aşk merdiveninin son basamağı

İlkten sona taşınan ekvator

İçime molozlar taşır kal-ü beladan

Akça pakça dağlarımda esen

Açık alnıma yuvalanır kış kuşları

Hep o Balkan yeli soylu soyağacım

Sarı saçlı mavi gözlü göçmeni

Bu kaçıncı ilk ve tek özürlü soru

Çırpınır oltalarımda bir koca ömür

N.T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.