Duyu organlarımız vücudumuzun dış dünyaya açılan pencereleri gibidir. Her birinin farklı görevleri vardır. Onlar olmasaydı duyum alamaz, dış dünyayla ilişkimiz olmazdı. Yani biz de ot gibi yaşardık.

Beş duyu organımız olduğu bilinmekte. 6.yı da üretmek isteyenler var ama galiba pek rağbet görmedi.

Bunların hepsinin ayrı ayrı önemi var. Ancak en önemli duyu organımızın göz olduğu yadsınamaz.Bu nedenle gözlerimizi gözümüz gibi korumalı ve önemsemeliyiz. Yani “Göze gelmemek “ oldukça önemli ve gerekli. “Gözden düşmemek de kişilik ve davranış bütünlüğü açısından oldukça önemli.

Şarkılarda, türkülerde, şiirlerde… ona öyle yer verilir ki, saymakla bitmez.

İçimden gözle ilgli deyişlere göz atmak geldi hemen…

“Gören gözün hakkı vardır.”

“Görgüsüzden hamur alacağına,eğil de yerden çamur al.”

“Göz boyamak.”

“Göz görmeyince gönül katlanır.”

“Göz nuru dökmek.”

“Göz var görmek için, akıl var bilmek için.”

“Gözüne girmek.”

“Gözünün yaşına bakmamak.”

(Deyiş, Deyim,Atasözü- Yörükbayır Hasan H.)

Daha uzayıp giderdi elbet, isteyen çoğaltabilir.

Gogul’a da göz atmadan edemedim:

“Göz, iyi ya da kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış; görüntüleri algılama, görme yetisi”

----------------------------

“Görmeyi sağlayan organ, görme organı; bakış, görüş…”

-----------------------------

Böyle uzayan bir girişten sonra, başımdan geçenleri anlatmaktı niyetim.

Kırk yaşlarında gözlerimde sorunlar başladı. Görmemle ilgiliydi bunlar.

Hastaneye gittim elbet. O zamanki koşullarda bir şey bulunamadı. Ama şikayetlerim devam etti. Bir özel göz doktoruna gittik sonunda. Onun aletleri daha çoktu. Muayenesini yaptı aletlerini de kullanarak. Ve bende göz tansiyonu (Glakom ) olduğu teşhisini koydu. Damla verdi. Görme alanımı ölçtürmemi istedi. Onu da yaptık. Muayeneler ve kontroller sürdü hep mecburen Tıp’ta.

Ve o damlaları uzun yıllar kullandım. Görme alanım birkaç kez daha ölçüldü. Sonra sonra yeni açılan bir hastanede aldık soluğu.

Damlalar yavaş yavaş etkisini göstermeye başlayınca iki günde bire düştü. Sonra üç günde bir derken yıllar sonra kontroller azalmaya başladı ve bir süre önce doktorumun önerisiyle damla olayı yıllar sonra bitti.

Ancak bir süre önce katarak başlangıcı görüldü ve beni ameliyeta sürükledi. Aynı doktorum. Bu işi de çözümledi ve ameliyat oldum.

Bundan sonra gözlerim normale döndü. Bu nedenle doktorum Tolga GÜRLÜ’ye ne denli teşekkür etsem azdır. Eline ve ilgisine ve emeğine sağlık diyorum.

Göz her yönden çok önemli ve ihmale gelmez.Onlarla dost olmak ve sorunları olunca, gereğini yapmak çok önemli. Çünkü duyduklarıma şu göz tansiyonu tedavi edilmezse körlüğe kadar gidermiş. Son kontrollerde doktorum bana yüzde yüzbeş görüyorsun artık dedi. çok sevindim elbet..

Gözlerimize gözümüz gibi bakmalıyız, özetle… Gec geciktirmeye gelmez çünkü.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.