Biz basın mensupları olarak, çoğu kez siyasetçilerin söylemleri ve odaların ve bürokratların rutin ziyaretleriyle, gazetelerimiz sayfalarında haberlerimizi oluşturuyoruz.

Çoğu kez elimize ulaşan bültenleri doğru haber kabul edip sayfalarımızda yer veriyoruz.

Bunun dışında şöyle bir çevremize baktığımızda şehrin merkezinden uzak yerlere ve köylere gittiğimizde haber oluşturacak o kadar konu var ki, vatandaşlarımız köylerinde bu aylarda tarlasında işi olmadığı  zaman kahvelerde günlerini geçiriyor, onlar da akşam erken saatte kapanıyor,

Köylerin sosyal  yaşantıları kısıtlı..

Bazıları çayını yudumluyor bazıları ise televizyondan izlediği kadarıyla günlük siyasi olayları yorumluyor, bazıları oyunla vakit tüketiyor.

Köy evlerinde kadınlar, kızlar günlük işlerle vakit geçiriyor, şehirlerin sosyal yaşantısından uzak kısır döngü içinde ömür tüketiyor.

Köylere sadece yol yapmak  su sağlamak yeterli olmuyor.

Avrupa ülkeleri köylere toprağından koparmamak için şehrin imkânlarını köylere taşımış, parkını çocuk bahçesini yapmış, sağlık hizmetlerini ayağına götürmüş.

Bizde bu hizmetlerin önemi köyler iyici boşalıp işsiz kalan gençlerin sanayi bölgelerine göç etmesinden sonra başladı.

Fakat iş işten geçmiş oldu. Köylerden ilk olarak okullar kaldırıldı. Köylerde devleti temsilen sadece imamlar var. Daha sonraları sağlık ocakları kalktı, daha önceleri köylerde meslek kursları açılıyordu onların da sayısı azaldı.Şehirlere yakınlaşması gereken köyler daha  uzaklaşır duruma geldi.

TELEFONU KAPATMAK İŞKENCE

Telefonunda kullanıcılara sağlanan imkanlar arasından insanların kendisi için daha yararlı olduğunu seçmeleri çok zor. Bu alternatifler sunulurken süsleyip cazip halde sunuluyor.

  1. kullandığınızda bu sistemin size iletildiği gibi olmadığını anlayıp abonelikten ayrılmak istediğinizde yandınız demektir. Özellikle telefon kullanıcılarını öyle zorluklar getiriliyor ki bunu aşmanız mümkün değil.” Efendim şu telefona başvur oradan bir başka kanala sonunda sistemden ayrılmak için şu kadar para ödeyeceksiniz” gibi güçlükler insanları canından bezdiriyor.

Devletimiz bu zorlukları yaratanlara bir yaptırım getirmeli. Bu kurumlar kafalarına göre kural koyuyor. Sen de onlara uymak zorunda kalıyorsun. Böylece ve telefonlarda o sistemi kullanmadığın halde aylarca boş yere para ödemek zorunda kalıyorsun.

  1. vatandaş işi gereği bir başka yere tayini çıktığı için internet sistemini ve ona bağlı telefonunu kapatmak için başvuruyor. Aboneliğini kapatabilmek için günlerce uğraşmak zorunda kalıyor. Bu arada boş yere ödeyeceği para da ayrı bir yük. Halka böyle işkence çektiren kurumlara karşı devletimizin bir müdahalesi olamaz mı, Bunlara dur diyebilecek bir merci yok mudur?

************************************************************************* 

FATİH SULTAN MEHMET’İN  FARKI

Osmanlı Padişahları arasında Fatih Sultan Mehmet’in ayrı bir yeri ve önemi vardır.

O sadece Ortaçağı sona erdirip Yeniçağı başlatmakta kalmadı. İmparatorlukta yaptığı yeniliklerle örnek bir padişah olduğunu gösterdi.

İlk  resmini yaptıran Padişah Fatih Sultan Mehmet olmuştur. İstanbul’u aldıktan sonra Bizans halkının zarar görmesini engellemiş, yazdığı fermanlarla bir padişah olmasına ve her şeye hükmetmesine rağmen topluma verdiği  önemi ile  bugünkü ülke yöneticilerinden daha duyarlı olduğunu göstermişti.

Onun  örnek alınması gereken sözlerinden biri Selimiye Camisi  önündeki  Şahi Topları ve heykelinin önündeki kitabesidir.

Oradaki sözlerinde  Fatih Sultan Mehmet şöyle diyor ,” insanlara inancıyla ilgili Allahın kula  soracağı sorular sormayınız?

 “ Bir ihtiyacın, bir sıkıntın var mı, aç mısın  susuz musun?” gibi sorular  sorun” deniyor

Orta çağda bugün medeni geçinen  Avrupa   ülkelerinde   yönetenlerin kaç tanesi  Fatih Sultan Mehmet’in halka karşı  bu duyarlılığını göstermiştir.

Avrupa’da mezhep savaşlarının olduğu,  medeniyetin zerresinin bulunmadığı  bir dönemde  bir Türk Hakanı  halkına karşı sevgi ve saygısını bu sözleriyle göstermiştir.     Bu sözler bugünkü yöneticilere adeta ders verecek nillikte değil mi,?

İLK METELİĞİ  2. MAHMUT BASTIRDI

Tarihimizde ilk metelik, 1883 yılında Osmanlı Sultanı 2. Mahmut’un tahta çıkışının yirmi beşinci yıldönümü onuruna çıkarıldı.

Ayarı düşük olan bu kara beşliklere  “ Metelik” denilmeye başlandı.

Çeşitli zamanlarda bastırılan 10 ve  5 paralık “ yeni metilikler” bozuk para  sakıntısını karşılayamaz  duruma gelince 1910 yılında 40,20,10, ve beş  paralık  olmak üzere  nikel metelikler basıldı.

FIKRA

AÇIKGÖZ ASKER

Bir gün Bismark, savaşta yararlılık gösteren  bir askere madalya takarken;

“ Asker, yüz altın mı istersin yoksa madalyayı mı?”

Asker “ madalyanın kıymeti nedir” diye sorar.

Bismark: “ maddi kıymeti aşağı yukarı  üç altın eder” diye yanıtlar.

Bunun üzerine asker: “ öyleyse 97  altınla madalyayı istiyorum” der

************************************************

ATASÖZÜ

Çocuklar şekerle oyuncakla,  büyükler ise yeminle aldatılır.

ALMAN ATASÖZÜ

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.