AŞIYLA İLGİLİ KOMPLO TEORİLERİNE İNANMAYIN

Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Korona aşısıyla ilgili çeşitli komplo teorilerinin öne sürüldüğünü ve insanların bu nedenle aşı olmadığını ifade ederek, “Hepimizin aşı olması şart. Bu komplo teorilerine inanmanın akılla mantıkla açıklanacak bir tarafı yoktur” dedi. Aşının kısırlık yaptığı iddialarının kesinlikle doğru olmadığını savunan Altun, “Bu süreçte çıkan bilimsel makaleler var.  Hatta aşının sperm sayısını ve kalitesini artırdığı ve kısırlığa neden olmadığı, hatta iyileştirici etkisi olabileceği yönünde yayınlar var. Kaldı ki aşı olmak vatandaşlık görevi” şeklinde konuştu.

AŞIYLA İLGİLİ KOMPLO TEORİLERİNE İNANMAYIN

Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Korona aşısıyla ilgili çeşitli komplo teorilerinin öne sürüldüğünü ve insanların bu nedenle aşı olmadığını ifade ederek, “Hepimizin aşı olması şart. Bu komplo teorilerine inanmanın akılla mantıkla açıklanacak bir tarafı yoktur” dedi. Aşının kısırlık yaptığı iddialarının kesinlikle doğru olmadığını savunan Altun, “Bu süreçte çıkan bilimsel makaleler var.  Hatta aşının sperm sayısını ve kalitesini artırdığı ve kısırlığa neden olmadığı, hatta iyileştirici etkisi olabileceği yönünde yayınlar var. Kaldı ki aşı olmak vatandaşlık görevi” şeklinde konuştu.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
28 Temmuz 2021 Çarşamba 06:55
AŞIYLA İLGİLİ KOMPLO TEORİLERİNE İNANMAYIN

Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Korona aşısıyla ilgili çeşitli komplo teorilerinin öne sürüldüğünü ve insanların bu nedenle aşı olmadığını ifade ederek,aşı olmanın vatandaşlık görevi olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Altun, her vatandaşın Korona Virüs aşısını olması gerektiğini vurgulayarak, hastalığın önüne geçmek için aşının şart olduğunu bildirdi. Aşıyla ilgili çeşitli komplo teorilerinin bulunduğunu dile getiren Altun, bunlardan birinin de insanlara “aşıyla birlikte çip takılacak” iddiası olduğunu dile getirdi. İddiaların inanılır gibi olmadığını ifade eden Altun, “Türkiye'ye gelen tüm aşılar, testten geçiriliyor. O ülkenin Sağlık Bakanlığının kurumu tarafından detaylı bir incelemeden geçiyor. İnsan sağlığı açısından zararlı bir tarafı olsa tespit edilir. Hangi ülke kendi vatandaşına zararlı olan bir şeyi yapmaya çalışır. Bunun akılla mantıkla eşleşen bir tarafı yoktur” dedi.

KISIRLIK YAPIYOR İDDİALARI GERÇEK DEĞİL

Prof. Dr. Altun, bir komplo teorisinin de aşıların kısırlık yaptığı yönünde olduğunu dile getirerek, “Bu süreçte çıkan bilimsel makaleler var.  Hatta aşının sperm sayısını ve kalitesini arttırdığı ve kısırlık yönünde böyle bir engeli olmadığı hatta iyileştirici etkisi olabileceği yönünde yayınlar var. Kaldı ki aşı olmak vatandaşlık görevi” şeklinde konuştu.

AŞI OLMAK ZORUNDAYIZ

“Aşı olmak zorundayız” diyen Prof. Dr. Altun, sözlerine şöyle devam etti:

“Aşı olmak zorundayız. Bir defa hastalığın yayılmasını önlemek için aşı olmak zorundayız. Hastalık ne kadar çok yayılıyor, ne kadar çok insana bulaşıyorsa bu süre içinde virüs mutasyon geçiyor. Yeni varyant suçlular oluşuyor. Dünyada hakim delta varyantı. İlk çıktığında alfa varyantıydı. Ülkemizde de yaklaşık yüzde 90 izole edilen delta varyantı. Ve bu delta varyantınında orijinal alfa varyantına oranla bulaşıcılığı çok daha fazla ağır hastalık yapma potansiyeli daha fazla. Sonuçta bizler vatandaş olarak hastalık tablosunun, bulaşların artmaması için bu aşıları olmak zorundayız. Kendi sağlığımız için de olmak zorundayız. Çünkü aşı olan insanlar daha hafif klinik tablo ile bu hastalığı geçirebiliyor. Aşı yüzde yüz koruyucu değil. Koruyucu yüzde yüz olan bir aşı yok dünyada. Dolayısıyla bizler ağır hastalık tablosu geçirmemek ve ölümleri  azaltmak için bu aşıları olmak zorundayız.”

İNSANLARIN KAFASI KARIŞIK

Prof. Dr. Altun, aşı olmayanların, en başta Sağlık Bakanlığının çelişkili ifadelerinden kaynaklandığına inandığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Şöyle ki hani o dönemde başka aşı bulamadı. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir tek Sinovac Çin menşeli aşı buldu. Bu aşıylada önce sağlık çalışanları aşılandı. Ona bakarsanız sağlık çalışanları önce tehlikeye atıldı. Bu komploya göre hareket edersek öyle bir şey yok. Sonuçta kısıtlayıcı tedbirlerle birlikte 65 yaş üstü de dahil hastalığın artışı önlendi. Ölümler aşağıya doğru çekilmeye başlandı. Ancak bu aşının sonradan son dozunun üzerinden 3 ay geçtikten sonra koruyuculuğunun azaldığı tespit edildi. Faz-3 çalışmasındaki kişiler kontrolleri yapılırken. Onun üzerine Biontech aşısı geldi. Ve aşı yapılmaya başlandı. Sağlık Bakanı yüreklilikle “ o zaman başka şansımız yoktu, böyle bir başarı elde ettik insanların ölmesini engellemeye çalıştık, şu anda dünyanın bakıldığında koruyuculuğu en yüksek olan aşıyla halkımızı aşılıyoruz” halkın karşısında bilgilendirme yapmak lazımdı bunu kırmak için. İnsanların kafası karışık. İki doz aşı olundu, üçüncü doz niye olunuyor. Aşılar korunuyor. Yüzde yüz koruyan bir aşı yok ki. Yeni bulunan bir hastalık. Aşı olmadık ne oldu giderek hastalık bulaşıyor. Bulaştıkça insandan insana bulaşıcı hızı arttıkça mutasyon geçiriyor, varyant suçlular oluşuyor. Yeni oluşan varyant türleri var olan aşıları etkisiz, yani onlara etki etmeyecek türler vardır. Bununda önüne geçmek işini aşı olmalıyız. Bu bireysel bir şey değil. Tetanoz aşısı olup olmamak kendi kararınız olabilir. Çünkü tetanoz bulaşan bir hastalık değil.  Her bireyin hastalığı geçirme ve taşıma potansiyeli vardır. Bunu önlemek zorundayız. Aksi halde bu hastalıktan kurtulamayız. Şu anda uygulamada kullanılan Biontech aşıları delta varyantına karşı 2 doz aşı yapıldığında yüzde 88 koruyuculuğu var. Bu şu anlama geliyor hiç aşı olmamış yüz kişi hastalanırken 2 doz Biontech aşısı olanlarda sadece 12’si hasta oluyor.”

Yavuz Göktaş

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.