Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, dün CHP Edirne İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyerek son günlerde ulusal basında yer alan haberler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Toplantıya CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, CHP Edirne Merkez İlçe Başkanı Av. Burak Güngörmedi ve Gürkan’ın avukatları katılım gösterdi. Başkan Gürkan, söz konusu davanın yaklaşık 2 yıldır devam ettiğini; yapılan haberlerde neden yeni başlamış bir dava gibi yansıtıldığını anlamadığını dile getirdi. Haberlerin asılsız iddialar içerdiğini söyleyen Başkan Gürkan, asılsız haber yapan gazete ve televizyon kanallarına dava açacaklarını ifade etti. Başkan Gürkan ayrıca Ş.B.’nin Türkiye’ye getirilmesi için hukuki ve idari tüm başvuruları yapacağını söyledi.
“KAPALI OLAN EDİRNE ADLİYESİ ÖNÜNDEN CANLI YAYIN YAPMAK ‘KOMEDİDİR!”
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, kamu kurumlarının kapalı olduğu Pazar günü adliye önünde bir televizyon kanalı tarafından canlı yayın yapılmasını ‘komedi’ olarak nitelendirerek, “Bizim devlet terbiyemiz, inancımız, adalete olan saygımız nedeniyle bir dava sürecinde açıklama yapılmaz. Ancak son günlerde özellikle son 3 gündür baştan bir dram, sonra komediye dönen acayip gelişmeler izliyoruz. Mesela Pazar günü kamu kurumları kapalı, tabii ki adliyeler de kapalı. Pazar günü bir ulusal televizyon kanalı geliyor, kapalı olan Edirne Adliyesi önünden canlı yayın yapıyor. Ben hiç böyle bir şey görmedim. Gerçi aynı televizyon kanalının daha önce de bu tür dram yapmaya çalıştığı ama yine komediye dönen, benimle, Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş ile ilgili kendi adlarına hüsranla sonuçlanan çalışmalarını görmüştük. Aynısı Pazar günü başladı ve 3 gündür devam ediyor. Baktığımızda, olayın bütünüyle ilgili yaklaşık 2 yıldır Edirne adliyesinde devam eden bir dosya var. Benim de müşteki sanık olarak yargılandığım, hakim huzuruna çıktığım; kanunlara saygımız, adalete olan inancımız nedeniyle bugüne kadar hiç açıklama yapmadığım devam eden bir dosya var. Pazar günü televizyonu izleyen vatandaşlar, sanki Pazar günü olağanüstü bir şey olmuş, ilk defa dava açılmış, ilk defa yargılanmaya başlanmış, başkan ve diğer sanıklar, müştekiler sanki adliyenin içerisindeymiş gibi, böyle akıllara sığmayacak komediyi aşan bir tiyatral komediye dönüşen, kendilerini mahkeme yerine koyan sözüm ona gazeteciler tarafından bir dram yaratılmaya çalışılıyor.” dedi.
“YARGIYA OLAN SAYGIMDAN SUSTUM”
Bugüne kadar yargı sürecine olan saygısından dolayı konuyla ilgili konuşmadığını belirten Başkan Gürkan, “Bugüne kadar hakkımda yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar hakkında devam eden yargı sürecine saygımdan ve ülkemizin ve Edirne’nin sorunları arasında, kendi hakkımdaki konuları konuşulmasından daha önemli gündem maddeleri olduğunu düşündüğümden açıklama yapmamayı düşünmüştüm. Gelinen noktada bu konu büyük bir bilgi kirliliğiyle hem ülke gündemini hem de Edirne gündemini meşgul etmektedir. Hakkımda yürütülen soruşturma ve kovuşturma, birilerinin siyasi malzemesi, gündeme gelme amacı ve şahsım üzerinden CHP tüzel kişiliğine saldırı malzemesi edilmeye çalışılmaktadır. Kötü niyetli kişilerin adil ve bağımsız Türk yargısını etkilemeye çalışmasına fırsat vermeden ve yine devam eden yargı sürecine de zarar vermeden doğruları sizinle paylaşacağım.” ifadelerini kullandı.
“NE ZAMAN KAÇTIĞINI NEDEN SORMUYORLAR?”
Kendisi hakkında iddialarda bulunan Ş.B. hakkında açılmış sayısız dava olduğunu ve Ş.B.’nin yurtdışına kaçış tarihinin ‘ilginç’ olduğunu dile getiren Başkan Gürkan, “Yaklaşık 2 yıl önce başlamış bir soruşturma ve devamında açılan kamu davası sanki Pazar günü yeni başlamış gibi bir televizyon kanalında canlı yayın bağlantısı yapılarak gündeme getirilmiştir. O kadar saçma ve mantığa aykırıdır ki, Pazar günü Edirne Adliyesi önünden canlı yayın yapılıyor. Sanki adliye açık, adliyede benimle ilgili bir dava görülüyor, sanki o an itibariyle adli bir işlem yapılıyor gibi utanmadan ve sıkılmadan son dakika etiketiyle paylaşılıp, boş gündem yaratma ve karalama yapılmaya çalışılıyor ve sonuçta o haber kanalının her zaman yaptığı gibi, kendileri madara oluyorlar. Daha sonrasında da yine gün içerisinde bu hakkımda yapılan haberlerle birlikte, Bulgaristan’da kaçak olarak yaşayan ve kendisinden başka kimsenin ‘gazeteci’ demediği bir şahıs, canlı yayına bağlanarak bir takım iftira ve yalanlarla ilgi çekmeye ve gündeme gelmeye çalışıyor. Bu kişi hakkında çocuğun istismarı da dahil olmak üzere bir çok konuda hüküm vardır. Bazı kanalların, işkence görmüş bir kahraman edasıyla televizyonlara çıkardığı bu şahıs, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından ‘çocuk tacizcisi’ olarak hüküm giymiş bir şahıstır. Başka bir suçtan açık cezaevindeyken, izne çıktığı sırada yurtdışına kaçan ve orada da kaçak olarak yaşayan bir şahıstır. Canlı yayında olduğunu iddia ettiği olayın tarihi Aralık 2018. Peki bu şahıs açık cezaevinden çıktıktan sonra yurtdışına ne zaman kaçtı Ağustos 2016. Hani bu olaylardan dolayı kaçmıştı yurtdışına. Bu şahıs yurtdışına ne zaman kaçmıştır? Ağustos 2016. Neyden sonra? 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminden sonra. İlginç değil mi? Bunu kimse sormuyor ama. Bunu o anlı şanlı, ulusal haber kanalları sormuyor. Niçin 15 Temmuz 2016’dan sonra Ağustos 2016’da yurtdışına kaçtı? Kanun kaçağı. Bu kişi hakkında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 80’den fazla soruşturma dosyası bulunmaktadır. Yine, Edirne Ağır Ceza ve Asliye Ceza Mahkemeleri’nde derdest olan yani devam eden 10’dan fazla mahkeme dosyası vardır ve toplam cezası 10 yıla yaklaşan 5’ten fazla kesinleşmiş mahkumiyet kararı vardır. O ulusal haber kanalının parlatmaya çalıştığı adam profili budur.” şeklinde konuştu.
“TÜRK ADALETİNE GÜVENİYORSAN NEDEN GELMİYORSUN?”
Ş.B.’nin neden Türkiye’ye gelerek iddialarını kanıtlamadığının sorgulanması gerektiğinin altını çizen Başkan Gürkan, “Bu kişi konuşmasında utanmadan diyor ki; ‘Türk adaletine güveniyorum’. Hepimiz güveniyoruz Türk adaletine. Türk adaletine güveniyorsan neden Bulgaristan’dasın, kaçaksın? Hakkında verilen bu kadar mahkumiyetten ve derdest dosyalarda yargılanmaktan neden kaçıyorsun? Bu kanun kaçağının da benim de hem müşteki hem sanık olduğumuz dosya aynı, Edirne Adliyesi’nde. Mahkeme son duruşmada bu şahısla ilgili karar aldı. 2 Mart 2020’de gel, Adli Tıp’a git, muayeneni ol, Adli Tıp’a göre biz de işlem yapacağız dedi. Herkese soruyorum. Size bir şeyler yapıldı, işkenceler yapıldı, cinsel istismar yapıldığıyla ilgili iddianız var. Bunu nasıl kanıtlarsınız? Mahkeme ile. Mahkeme size nasıl gösterirse onu yaparsınız, adalete güven böyle olur. Mahkeme bu kanun kaçağına ne diyor? Gel, şu tarihte Adli Tıp seni bekliyor, muayeneni ol, iddialarını kanıtla. Bu kanun kaçağı ne yapıyor? Gelmiyor. Niçin gelmezsiniz? Asıl soru bu. Bir; mahkemelere güvenmiyorsunuzdur, iki; Adli Tıp’a güvenmiyorsunuzdur, üç ve en önemlisi; kendinize güvenmiyorsunuzdur, çünkü söyledikleriniz doğru değildir. Senin hakkında hüküm verilince Türkiye’de adalet yok, başkaları yargılanırken mi Türk adaletine güveniyorsun. Güven duyduğun adaleti etkilemek için neden canlı yayınlarda yalan yanlış bilgilerle gündem yaratmaya çalışıyorsun? Türk adaletine asıl güvenen, ben ve bu dosyada yargılanan diğer sanıklar.” dedi.
“İLK KEZ BİR DAVA SÜRECİYLE İLGİLİ AÇIKLAMA YAPIYORUM”
İlk kez devam eden bir dava süreciyle ilgili açıklama yaptığını belirten Başkan Gürkan, “Hayatımda ilk kez devam eden bir mahkemeyle ilgili açıklama yapıyorum. O da, yine adalete olan saygım nedeniyle kelimelerimi çok özenle seçerek bunu yapıyorum. Ben çağrıldığım zaman adli makamların huzurunda oluyorum. Hakkımda verilen olumsuz ya da olumlu hiçbir karara karşı beyanda bulunmuyor, eleştiri yapmıyorum. 10 gün önce yine bu olayla bağlantılı 15 Temmuz dosyasından benimle ilgili 2 ay 15 gün ceza verildi ve hükmün açıklanması geri bırakıldı. Bununla ilgili hiçbir açıklamamı duydunuz mu? Elbette ki suçsuzum ama sonuçta Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin verdiği bir karar var ve geçerli olan o karar. Bu karara hepimiz, ‘doğru değildir’ desek de saygı göstermek ve uymak mecburiyetindeyiz. Adaletin mülkün temeli olduğu inancıyla ve bağımsız Türk yargısı huzurunda, sanık da, müşteki de olsam hamaset lafları değil, adalete saygının gereğini yapıyorum.” ifadelerine yer verdi.
“ADALETE GÜVEN BULGARİSTAN’DA SAKLANMAKLA OLMAZ”
Başkan Gürkan, Ş.B.’ye seslenerek, “Bu sözde adalet savaşçısına sesleniyorum; adalete güven Bulgaristan’da saklanmakla, kanun kaçaklığıyla olmaz, hakimin karşısına çıkmakla olur. Hakkındaki iddialardan korkusu olan adaletten kaçar. Ben adaletten kaçmadım, kaçmayacağım çünkü ben adaletten korkmuyorum. Yaptıklarımdan aklanacağımdan eminim. Beraatimi ispatlamak için Türk yargısının huzurundayım. Sen de gel, adalete olan saygını ve güvenini bütün Edirne halkı görsün ve senin sana yapıldığını iddia ettiğin suçları ortaya koymanın tek yolu hakimin karşısına çıkmak.” şeklinde konuştu.
“BANA DEFALARCA ŞANTAJ YAPTI”
Ş.B.’nin söz konusu görüntüler nedeniyle kendisine şantaj yaptığını söyleyen Başkan Gürkan, “O gece konuşmalarım ve söylediğim şarkılar birçok kişi tarafından görüntülediği halde sadece bir kişi tarafından şantaj malzemesi yapılmış. Çıkar amacıyla kullanılmıştır. Bununla ilgili tüm belgeleriyle, tanıklarıyla bunlar dava dosyasına kondu. Ne acıdır ki, hakkında bu kadar yakalama kararı olan, çocuğun cinsel istismarı suçunu işlemiş, kadına şiddet suçunu işlemiş bu kişi sanki pirüpak, sanki bunları yapmamış. Edirne’deki esnafları tehdit etmiş, onlardan şantajla para almaya çalışmış bir kişidir. Bu kişi birçok farklı kişi ve kanalla bu görüntüler sebebiyle şahsımdan önce 50 bin avro, sonra 40 bin, 20 bin, 15 bin, son olarak da 5 bin ve 3 bin avro olmak üzere bedeller istemiş ve bu bedelleri vermezsem görüntüleri basınla paylaşacağını söylemiştir. Bunu paylaştığı kişiler içerisinde Edirne’den gazeteci arkadaşlar da, yakın çevremden arkadaşlar da var. Bunların büyük bir kısmı da zaten bu davada tanık olarak mahkeme huzurunda beyanlarını verdiler. Orada açık açık şunu söylüyor; ‘Eğer başkan bu parayı bana vermezse, ben Hamdi Sedefçi’ye yaptığım gibi, yönetimin her zaman açıkları vardır, bulurum’ diyor. Bunun ses kaydı var, mahkeme dosyasında duruyor.” dedi.
“İDDİASINI İSPATLAMAYAN MÜFTERİDİR, HAYSİYETSİZDİR”
Ş.B.’nin söz konusu görüntüleri yayınlamak için neden 3 yıl beklediğinin de sorgulanması gerektiğini belirten Başkan Gürkan, “Televizyona canlı yayına çıkan adam, neden hakim karşısına çıkmaktan bu kadar korkmaktadır? Neden mahkemenin istemesine rağmen gelip Adli Tıp'ta muayene olmaz? Sürekli kaçıyorsun çünkü söylediklerin doğru değil. Televizyonların canlı yayınına çıkan adam neden hakim karşısına çıkmaktan bu kadar korkuyor. Hodri meydan, ben ifademi verdim yargılanıyorum, gel sen de ver. Bak ben buradayım ve mahkemelere giriyorum. Madem bir iddiada bulundun gel ispatla bu iddialarını. Bu video bir pazar malzemesi gibi elden ele dolaştırıldı. Hatırlayacaksınız, bu video seçimlere 4 gün kala piyasaya sürüldü. 28 Mart 2019'da, olaydan 3 gün sonra. Gazetecilere soruyorum; böyle bir video bulsanız bir siyasetçi ile ne kadar bekletirsiniz? Eminim ki 24 saat bile beklemezsiniz, müthiş bir haber olur bu hepiniz için. Sözüm ona gazeteci, elinde böyle bir video var ama 3 yıl bekletiyor videoyu. Sonra bu video 3 yıl sonra ulusal gazetelerde ve televizyonlarda yayınlanıyor. Görüntüler de bu şahıs tarafından kesilmiş ve konuşmanın tamamındaki anlam bütünlüğü bozularak servis edilmiş ve sanki darbe şerefine kadeh kaldırdığım gibi bir algı kasıtlı olarak ortaya atılmıştır. Benim darbeye sevinmeyecek ya da suçu ve suçluyu övmeyecek biri olduğumu Edirne kamuoyu iyi bilir. Ama yine de hakkımda, bağımsız Türk yargısı tarafından verilen kararı saygı ve olgunlukla karşıladım. Adalete saygı, güven böyle olur. Hukuki tüm haklarınızı ararsınız ama sonuçta adaletin verdiği karara da boyun eyersiniz. Oradan kumpaslarla, kurgularla, FETÖ taktikleriyle, iftiralarla, yeni Ergenekonlar yaratmaya çalışmakla adalete güven aynı bünyede barınmaz. İddiasını ispatlamayan müfteridir, haysiyetsizdir.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’YE GETİRİLMESİ İÇİN TÜM BAŞVURULARI YAPACAĞIM”
Ş.B.’nin Türkiye’ye getirilmesi için hukuki ve idari tüm başvuruları yapacağının altını çizen Başkan Gürkan, “Ben de bu andan itibaren bu şahsın Türkiye'ye getirilmesi için, hakkımda atılan iddiaların ispatlanması için hem hukuki hem de idari tüm başvurularımı yapacağım ve bu konuların takipçisi olacağım. Bu süreçte, henüz mahkeme devam ederken bağımsız Türk yargısı henüz hiçbir hüküm kurmamışken, beni doğrudan işkenceci gibi sıfatlarla Türk milletinin önüne koyan o sözüm ona gazetelere ve kanallara karşı da avukat arkadaşlarım gerekli bütün yasal başvuruları yapacaktır.” şeklinde konuştu.
Kerem Filiz
