“BİZ ATA'MIZIN YOLUNDAN GİDİYORUZ”

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Atatürk'ün her zaman koruyucu hekimliğe önem verdiğini, savaştan yeni çıkan bir toplumda bile salgın hastalıkların tedavisinde bu yöntemin kullanıldığını söyledi .

“BİZ ATA'MIZIN YOLUNDAN GİDİYORUZ”

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Atatürk'ün her zaman koruyucu hekimliğe önem verdiğini, savaştan yeni çıkan bir toplumda bile salgın hastalıkların tedavisinde bu yöntemin kullanıldığını söyledi .

Emre SEDEF
Emre SEDEF
23 Aralık 2017 Cumartesi 05:00
“BİZ ATA'MIZIN YOLUNDAN GİDİYORUZ”

    Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu yaptığı açıklamada, “Edirne Tabip Odası olarak bizler Atatürk' ün çalışmalarına yönelik etkinlikler yaptık. Biliyorsunuz Rahmetli Ratıp Kazancıgil' in Tabipler Odası'nda iki kez konferans vermesini sağladık. Kazancıgil tifoyla, sıtmayla yapılan mücadelenin içinde olan bir kişiydi. 1940 ve 1950 yıllarında Atatürk'ün sağlık politikalarının devem etmesi sonucunda, verem ve sıtma hastalıklarına karşı savaşla ilgili Dünya Sağlık Örgütü'nden iki madalya aldık. O dönemlerin idealist hekimleri, çıkarılan yasalarla yeni kurulma aşamasında olan Türkiye Cumhuriyeti'nin özverili çalışmalarıyla büyük işlere imza attılar.” dedi.
“BİZ ONLARIN AYAK İZLERİNİN TAKİPÇİSİYİZ”
    Hekimlerin,  Atatürk'ün çizdiği yoldan giderek hizmetleri yükseltme çabasında olduklarını belirterek; “21. Yüzyıl hekimliğine de Ata'mızdan ve o dönemde özveriyle görev yapan hekim ağabeylerimizin, ablalarımızın yolundan giderek devam ediyoruz. Bilindiği gibi ilimizde yüz akımız olan Dr. Saadet Yardım ablamız var. Saadet Abla elinde çantasıyla köyleri dolaşarak, sağlık hizmeti verdi. Halk sağlığına büyük hizmetleri oldu. Bu özverili hizmetleri nedeniyle Saadet Abla ile sık sık bir araya geliriz. Ben şahsen haftada bir gün evine giderek hatrını sorarım. Bir de kentimizde okul yaptıran bir Erkut ailesi var. Fahika, Şahika, Rahika ve Erkut kardeşler Edirne'de birçok okul yaptırdılar. Rahika Erkut Ablamız da bir dâhiliye uzmanı meslektaşımızdır. Biz kendisiyle de bir araya geliyoruz. Cumhuriyet' in kuruluş yıllarında sağlıkta hizmet veren Siyami Ersek, o dönemde Hıfzıssıhhayı kuran önderlerimizin başarılarını biliyoruz. Doğal olan, bence yapılması gereken de bu.  O dönemde yeterince  imkân olmamasına karşın, insanlar özverili davranıp sağlık sistemini bu duruma getirdiler. Mustafa Kemal Atatürk ve ekibinin Cumhuriyet' in kuruluş yıllarındaki kadrosunun bütün hayali Türk milletinin çalışan fedakar insanlarındaydı. O zaman umudunu hiç yitirmeyen bir çekirdek kadro vardı, onlara güveniyor ve çalışanlarına inanıyordu. Bilindiği gibi Cumhuriyet döneminin ilk kadrosunda da ağabeyimiz ablamız milletvekili vardı, biz onlarla gurur duyuyoruz. Atatürk'ün sağlık politikasına bakıldığında en önemli şeyin, koruyucu hekimliğe yönelik  yapmış olduğu yatırım olduğunu görürüz. Bu halkın sağlığını koruması noktasında özverili çalıştığını görürüz. O dönemde savaştan yeni çıkan bir ülkenin, özellikle halk arasında yaygın olan salgın hastalıkları konusundaki başarısı göz ardı edilemez. Sıtma, tifo trahom ile veremle savaşta çok başarılara imza attılar. O dönemin sağlık alanında görev yapan kadrosuna bakıldığında koruyucu hekimlik ve birinci basamağın öne çıkarıldığını görüyorsunuz.” dedi.
 “BU BİZLER İÇİN IŞIK OLDU”
    Atatürk' ün sağlık kadrosunun kendileri için ışık olduğunu belirten Tanrıkulu, “Bilindiği gibi tedavi edici hekimlik çok pahalı. Bazen de geç kalınan bir hekimlik olabilir. Hipokrat'ın da dediği gibi, ''Bir hastalığın en iyi Marsbahis tedavisi o hastalığa yakalanmamanın yollarını öğrenmektir.'' Bir topluma hastalığa yakalanmamayı öğretebilirseniz onun imkânlarını sağlarsanız, koruyucu hekimlik yaparsanız çok sağlıklı bir toplumun oluşmasını sağlarsınız. Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün kadrosunda yer alan ağabeylerimizin, ablalarımızın yapmak istedikleri de oydu. O dönemde çok sağlam bir sağlık sistemi temeli atıldı. Şu anda bulunduğumuz nokta çok önemli bir noktadır. Biz istiyoruz ki, her zaman koruyucu hekimlik ön planda olsun, bu alanda daha büyük başarılar sağlayalım. Kurtuluş Savaşı yıllarında savaştan çıkan bir toplumda bebek, anne ölümleri yüksekti.Bununla beraber  salgın hastalıklarının da yüksek olması, o dönemin sağlık kadrosunu koruyucu hekimlik hizmetine getirdi. 223 sayılı Sosyalizasyon Kanunu ile sağlık ocakları güçlendirildi. Sağlık evleri yapıldı, ebeler köylere kadar gitti. Hekimler köyleri dolaştı. Ben 1990 yılında okulu bitirip Urfa' ya atandığımda hekimler bize kendileri için atların tahsis edildiğini, böylece köy köy dolaşıldığını öğrenmiştim. Şimdi sağlık daha iyi noktaya ulaştı. Hekimler olarak,  Mustafa Kemal Atatürk' e minnettarız. Atatürk geliştirdiği politika ile Ortadoğu ve geri kalmış ülkelerin önderi oldu. İyi ki Bir Mustafa Kemal Atatürk'ümüz var.”dedi.
“EDİRNE TIP ALANINDA ÖNDERLİK ETTİ”
    Edirne' nin Osmanlı' ya 92 yıl başkentlik yapmış hem de Osmanlı devrinde birçok alanda önderlik yapmış olan bir şehir olduğunu ifade eden Tanrıkulu, “Bunların başında da ilk çağdaş tıp ve kompleksi olan  bugün  sağlık müzesi olarak kullanılan  Beyazıt Külliyesi'nin   hem eğitim  hem de hasta bakımı yaptığını öğreniyoruz. Bu, zamanın çağdaş bir tıp fakültesi demektir. Orada tıp alanında her bölüm var. Orada hastalar tedavi edildiği gibi hekimler eğitim görüyor. O dönemlerde Avrupa'da akıl hastaları yakılıyordu. Ülkemizde ise su sesi ve müzikle tedavi ediliyordu. Bu müzenin kazanılmasında emeği geçen Eski T.Ü. Rektörümüz Osman İnci'ye Ratıp Kazancıgil ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Tıp öğrencileri sosyal olaylara çok duyarlıdır. Hekimler halkın her sorunu ile de ilgilenirler. Mesela Dr. Rıfat bunlardan biridir. Hocamızın Edirne'ye büyük hizmetleri oldu. Bu geleneği Ratıp Hocamız sürdürdü.” dedi.
“TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ SAVAŞA KATILDI”
    Ülkede Kurtuluş Savaşı başladığında yurdun dört bir yöresinde nümayişler olduğunu belirten Tanrıkulu, “Bu dönemde halkın bütün kesimleri kurtuluş mücadelesini destekledi. Bunların başında da Tıp Fakültesi öğrencileri oldu.  O yıl Tıp Fakültesi öğrencilerinden 6. Sınıfta olan öğrenciler Çanakkale Savaşı'na katıldı. Tıp Fakültesi öğrencileri şehit olduğu için o yıl mezun vermedi.” dedi.  

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.