Edirne Veli Der Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Ziya Gökerküçük yaptığı yazılı açıklamada, 2020 Mart’ından bu yana ülkemizde de görülen ve yaşamımızı etkileyen Covid-19 virüsü sonrasında en önce kapanan kurumların başında maalesef okulların olduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNİCEF) salgın sonrası yaptığı ilk açıklamada okulların kapatılmaması için çağrıda bulunduğunu ve önlemlerin alınarak kapatılan okulların acilen açılmasını savunduğunun altını çizen Gökerküçük, açıklamasına şöyle devam etti:
“Ancak iktidar kolay yolu seçmiş ve okulları kapatarak yüz yüze eğitimi sonlandırmıştır. Devamında ise altyapısız ve düzensiz bir şekilde uzaktan eğitim modelini üretmiştir. Bu dönemde çocuklar okuma ve temel matematik becerilerini yeterince geliştirememiş, 21. yüzyıla ayak uydurabilmek için ihtiyaç duydukları beceri ve yetenekleri edinememişlerdir.
Yüz yüze eğitimin gerçekleşmediği durumlarda çocukların sağlığı, gelişimi, güvenliği ve iyi olma hali tehdit altındadır. Akranlarından uzak çocukların hareketliliklerinin azalmasıyla, fiziksel zindeliklerini kaybetmekte ve duygusal açıdan stres belirtileri gösterebilmektedir. Okulların sunduğu sosyal güvenlik ağlarının yokluğunda ise çocuklar istismara, çocuk evliliklerine ve çocuk işçiliğine karşı savunmasız hale gelebilmektedir.
Okul faaliyetlerine ilişkin kararlar alınırken, öncelikle yerel düzeyde bulaş riski değerlendirilmelidir. Mümkün olan durumlarda okulların ülke çapında kapatılmasından kaçınılmalıdır. Yetkili makamlar sokağa çıkma kısıtlamalarını kaldırmaya başladığında ise okullar, ilk açılması gereken kurumlar arasında olmalıdır.
Bilinmelidir ki; çocuklar bir yıl daha okula gidemezse bunun sonuçları gelecek nesilleri de etkileyecektir. Bu nedenle okulları kapatmak, diğer bütün seçenekleri değerlendirdikten sonra başvurulacak son çare olmalıdır. Okulların, salgının yayılmasında rol oynamadığına ilişkin birçok bilimsel çalışma ve kanıt mevcuttur. Tüm bu veriler doğrultusunda okulların açık kalmasını sağlamak gerekmektedir.
2021-2022 eğitim öğretim yılının başlamasına az bir zaman kaldığı bu günlerde biz veliler olarak da okulların açılması için üzerimize düşen görevleri yapmalı ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bu görevler arasında Sağlık Bakanlığı’nın çağrısına kulak vererek gerekli aşılarımızı yaptırmalıyız. Biz velilerin aşı olması yanında 16 yaş üstü çocuklarımızın da aşılanmasını sağlamalıyız. Daha açık bir ifadeyle toplumun tüm kesimlerinin aşı olması okullarımızın açılmasına dayanak olacağı gibi sosyal yaşamımızı da olumlu etkileyecektir.
Biliyoruz ki; bu tür salgınlarda aşılanmanın her zaman iki yararı vardır; öncelikle bireysel olarak bizi hastalıktan koruyabilir. Diğer yandan toplumda yeterli sayıda kişi etkin bir şekilde aşılanabilirse salgın sınırlanabilir hatta sonlanabilir. Öte yandan bugünkü bilgiler ışığında; bu salgın hayatımızdan tamamen çıkana kadar aşı olmuş olsak da rehavete kapılmadan maske, mesafe ve temizlik önlemlerine eksiksiz uygulamaya devam etmeliyiz.
Hepimiz verileri okuyoruz; aktif vakaların yaklaşık yüzde 87'si aşısı tamamlanmamış kişilerden oluşuyor. Mevcut aktif vakalar içinde tam aşılı olup hastalığa yakalananların oranı yüzde 5'den az. Hastanede yatan hastalarımızın yüze 95'i de aşısı tamamlanmamış kişiler.
Edirne Veli Der olarak özellikle velilerimize ve çocuklarımızla bir arada olan yetişkinlere çağrımız nettir; aşı olalım,16 yaş üstü çocuklarımızı aşılatalım ve toplumun tüm bireylerinin aşı olmasını sağlamaya çalışalım. Ortak Amacımız; hepimizi etkileyen ve ilgilendiren eğitim sürecinde okullarımızın açılması, yüz yüze eğitimin devamının sağlanması olmalıdır.
Yetkili makamlar da eğitim öğretim yılının başlamasına az zaman kaldığı bu günlerde, okulları pandemi koşullarına hazır hale getirmeli ve görevlerini en ince ayrıntısına kadar planlamalıdırlar.
O halde Veli Der olarak diyoruz ki; bir dönemi, bir kuşağı yitirmek istemiyorsak haydi veliler aşıya.”
Yavuz Göktaş
