“ÇOCUKLARIMIZ YİNE MAĞDUR EDİLECEK”

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim-öğretimde yeni bir modelin hayata geçirileceği geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı. Konuya ilişkin Eğitim-İŞ Edirne Şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında, “2023 Eğitim Vizyonu’nda, tüm toplumun çocukları ortak payda olarak görmesi, bu payda etrafında buluşması gerektiği ifade edilmesine ve ‘mutlu çocuklar’ vurgusu yapılmasına karşın, çocuklarımız yine MEB’in keyfiyetiyle mağdur edilecektir.” denildi.

“ÇOCUKLARIMIZ YİNE MAĞDUR EDİLECEK”

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim-öğretimde yeni bir modelin hayata geçirileceği geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı. Konuya ilişkin Eğitim-İŞ Edirne Şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında, “2023 Eğitim Vizyonu’nda, tüm toplumun çocukları ortak payda olarak görmesi, bu payda etrafında buluşması gerektiği ifade edilmesine ve ‘mutlu çocuklar’ vurgusu yapılmasına karşın, çocuklarımız yine MEB’in keyfiyetiyle mağdur edilecektir.” denildi.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
31 Mayıs 2019 Cuma 09:02
“ÇOCUKLARIMIZ YİNE MAĞDUR EDİLECEK”

Eğitim-İŞ Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar tarafından yapılan basın açıklaması şu şekilde:
“Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un göreve geldikten sonraki ana mesajı, bakanlığın 3 yıllık bir plan açıklayacağı ve bu plan çerçevesinde öğrenci ve velilerin üç yıl boyunca hiçbir ‘sürprizle’ karşılaşmayacağıydı. Ancak söylenenin aksine Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretimde ‘reform!’ diye nitelediği yeni bir modeli hayata geçirmeye, eğitimin piyasa koşullarına sunulmasında bir adım daha atmaya hazırlanıyor. 2023 Eğitim Vizyonu’nda, tüm toplumun çocukları ortak payda olarak görmesi, bu payda etrafında buluşması gerektiği ifade edilmesine ve ‘mutlu çocuklar’ vurgusu yapılmasına karşın, çocuklarımız yine MEB’in keyfiyetiyle mağdur edilecektir. Ayrıca ortaöğretim sisteminde yapılacak değişiklikler, MEB tarafından üniversitelerle işbirliği içerisinde yürütülmelidir. Elde edilen veriler doğrultusunda ülke genelinde çözüme ulaştırıcı düzenlemeler yapılması gerekirken YÖK’ün açıklamasında MEB tarafından yeni modele ilişkin kendilerine iletilen herhangi bir bilimsel rapor, bir çalışma veya yazı bulunmadığı belirtilmiştir.”

“EĞİTİMDEKİ TİCARİLEŞMENİN KAPISI ARDINA KADAR AÇILACAKTIR”
“Geçmişte denenmiş ve ülkemizdeki okulların fiziki eşitliği sağlanamadığı için başarısız olmuş kredili sistemin benzeri olan getirilmesi düşünülen bu sistem, okullar arasında var olan eşitsizliği daha da derinleştirecek, eğitimdeki ticarileşmenin kapısını ardına kadar açacaktır. Getirilmek istenen yeni sistemde, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya, felsefe, beden eğitimi, resim, müzik gibi gençlerin pozitif bilimlerle temasını sağlayan, neden sonuç ilişkisi kurmasını öğreneceği ya da kişisel gelişimine fayda sağlayacak dersler, seçmeli ders olarak belirlenmişken din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu ders olarak belirlenmesi, Bakanlığın 'modern' söylemleri altında bilimsellikten ne kadar uzak bir anlayışın yattığını bir kez daha göstermiştir. Öğrencilerin akademik ve yetenek gelişimine büyük bir darbe vuracak olan bu değişiklik, eğitimciler için de kara haberler içermektedir. Bu değişikliklerle birçok alanda öğretmenler ya norm fazlası olacaklardır ya da kurum değiştirmek zorunda kalacaklardır. 10 binlerce öğretmeni etkileyecek böyle bir düzenlemede eğitimin paydaşlarının görüşünün alınmaması kabul edilebilir değildir. Kaldı ki ders sayılarını azaltma adı altında bazı dersler doğa bilimleri, sosyal bilimler gibi adlar altında birleştirilmekte fakat bu dersleri kimlerin okutacağı, bununla ilgili nasıl bir çalışma yapılacağı açık bırakılmaktadır.”

“NİTELİKLİ BİR EĞİTİM ANLAYIŞI BENİMSENMELİDİR”
“Bakan Selçuk’a soruyoruz! Sorup sorgulayan değil biat eden gençler mi? Sanattan anlamayan, spordan uzak gençler mi? Ya da tarihini bilmeyen, ülkesini tanımayan gençler yetiştirmeyi mi planlıyorsunuz? Her ayrıntısının planlanmasına akademisyenlerin ve uluslararası uzmanların da katıldığı ifade edilen bu çalışma; tüm paydaşların görüşü, katkısı, eleştirisi alınmadan neden damdan düşercesine açıklanmıştır? Sözü edilen akademisyenler ve uluslararası uzmanlar kimlerdir? Bilim derslerini, gençlerin kültürel ve bedensel olarak geliştirecek dersleri seçmeli yapıp, din dersini zorunlu kılmanız nasıl bir bilimsel mantığa dayanmaktadır? Eğitimde geleceği yakalamak için öncelikle yapılması gereken, bilimsel anlayıştan uzak vakıf, cemaat, dernek gibi yapıların eğitime müdahalesini önlemek, okulların fiziki şartlarını geliştirmek ve eğitimin esas paydaşlarıyla işbirliği geliştirmek olmalıdır. Parasız, bilimsel, laik eğitim anlayışını hakim kılmak için, öğrencilere çok yönlü bilgi ve beceri kazandıracak nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Tekrar söylüyoruz: Fırsat ve imkan eşitliğine dayalı, bilimsel ve objektif kriterleri içeren bir eğitim modeline geçilmelidir.”

Haber Merkezi

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.