SP Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, partisinin Edirne il binasında basın mensuplarıyla bir araya geldi. burada ülkenin ekonomik durumunun değerlendirerek, hükümeti eleştirdi, Karauman, ülkenin her alanda ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakıldığını ileri sürdü. Bu sorunların bugün toplum nazarında en fazla dile getirilen alanının da ekonomi olarak karşımıza çıktığını dile getiren Karaduman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün özellikle ülkemizde yoksulluk toplumun bütün kesimlerine sirayet etmiş vaziyette. Esnafımız, çiftçilerimiz, köylülerimiz, öğrencilerimiz ve gençlerimiz ülkemizde ekonomik anlamda endişe ve kaygılarla bir karamsar iklim hakim olmuştur. Bugün güne her gün intihar haberleriyle uyandığımız bir ülke manzarasıyla karşı karşıya kaldığımız bir iklimin içerisindeyiz. Hal böyleyken ülkede insanların temel talepleri ekonomi, eğitim vesaire üzerinde şekillenirken, insanların ‘açım’ dedikçe, ‘yoksulum, geçinemiyorum’ dedikçe, yeni suni gündemlerle ülkenin gerçek meselelerinin üzerinin örtüldüğü de bir ortamla karşı karşıyayız.
KAYIKÇI KAVGASINA GİRMİYORUZ
Dolayısıyla Saadet Partisi olarak kayıkçı kavgasına girmeden, ülkede oluşturulan suni meselelere aldırış etmeden, özellikle siyaset ikliminin kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı iklimine meyletmeden ülkedeki insanların temel sorun ve problemlerine çözüm arama noktasındaki çabalarımızı yoğun şekilde ortaya koyuyoruz. Bu çerçevede milli görüş hareketinin 52. Yılını temsil eden Saadet Partimiz özellikle ülkemizin maddi kalkınma ve diğer taraftan ahlaki kalkınması noktasında çok ciddi çalışma ortaya koymaktadır. Bu çerçevede de yaşadığımız bu süreçlerde, bugün karşı karşıya kaldığımız ekonomik buhranın temel sebebi 20 yıldır sürdürülen yanlış ekonomi politikasıdır. 20 yıldır ülkede uygulanan ekonomi politikaları, ülkede şu iki şeyi en büyük ihtiyaç haline getirmiştir. Birincisi, 20 yılın sonunda ülkede en büyük ihtiyaç adalet olmuştur, ikincisi en büyük ihtiyaç kalkınma olmuştur. Çünkü 20 yıldır üretime, yatırıma, tarıma, ihracata ve gelir dağılımında adalete dayalı bir ekonomi politikaları değil, 20 yıldır borçlanmaya, ithalata, tüketime özellikle faize dayalı bir ekonomi modelinin tatbik edilmesinden kaynaklı sürdürülen yanlış politikalar bugün esnaflarımızı, çiftçileri, gençleri ciddi bir ekonomik buhranla karşı karşıya bırakmıştır. Bunun neticesinde işsizlik, gelinen nokta açısından yüzde 13 seviyesine, genç işsizlikte ise her 3 gençten birinin işsiz hale getirildiği, özellikle üniversite diplomalarının birer işsizlik sertifikası haline getirildiği bir Türkiye manzarası oluşmuştur.
PANDEMİ DE KRİZ İYİCE DERİNLEŞTİ
Bu pandemi süreci özellikle yaşanan ekonomik krizi daha da derinleştirmiş ve ülkede son 1 yılda 125 bin esnafımız kepenk kapatmak durumunda kalmıştır. Aynı şekilde Edirne’de binlerce esnafın kepenk kapattığı, yaşanan pandeminin de oluşturduğu ekonomik krizden dolayı kendi Bağkur primlerini dahi ödeyemez hale gelmiştir. Özellikle uygulanan ekonomi politikaları yeterli istihdam alanı açmaya yeterli olmamıştır. Bir takım yatırımlar, uygulamalar her ne kadar göz boyamaya dayalı uygulamalar olsa da, ülkemizin ekonomik sorunlarını ortadan kaldırabilecek uygulanmalar olmamıştır.
YAPILAN YATIRIMLARA KARŞI DEĞİLİZ AMA…
Yapılan yatırımlara karşı değiliz, yolların, tünellerin, hastanelerin yapılmasına karşı değiliz. Ama bu yatırımlar yapılırken ülkemizin zarar ettirilmesi ve insanlarımızın vergilerinin belirli holdinglere, belirli yüklenici firmalara peşkeş çekilmesi, dolayısıyla devletin zarar ettirilmesine de karşı çıkmak elbette ki boynumuzun borcudur. 18 yılda 1 trilyon 232 milyar lira para faize aktarılmış, günlük 75 milyar, saatlik ise 3 milyon dolar para ülkemizin kaynaklarından faize aktarılmaktadır. Bununla birlikte faiz belası bu ülkenin en ciddi belası konumuna gelmiştir.
Özellikle ithalata dayalı yanlış politikalar çiftçilerimizi, gümrük vergilerinin de sıfırlanmasıyla ciddi problemlerle karşı karşıya bırakmış ve bugün samanın bile ithal edildiği ülke haline getirilmiş ülke. En temel ürünler de bile dışa bağımlılığı her gün artan bir noktaya doğru sürüklenmektedir.
PARTİMİZİN DURDUĞU YER GEÇİM İTTİFAKIDIR
Bugün Saadet Partisi olarak özellikle ülkemizin maddi kalkınması noktasında yoğun bir çalışma ve seferberlik gerçekleştiriyoruz. Ülkemize her alanda insanlarımızın, hangi düşünceye mensup olursa olsun, huzur içerisinde yaşayacağı, yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük Türkiye ve yeni Dünya idealini ülkemize kazandıracağız. Bu çerçevede partimizin bugün özellikle ittifak tartışmalarının Türkiye’nin gündemini belirlediği bir süreçte partimizin durduğu yer geçim ittifakıdır. Bugün geçim ittifakı vasıtasıyla bütün vatandaşlarımızla bir araya geleceğimiz bir ittifak zemini hazırlamak durumundayız. Saadet Partimiz bugün Türkiye’deki bütün siyasi partilere elbette eşit mesafededir. Yapıcı siyaset ve muhalefet dilini daha da güçlendirmeye ve Türkiye’nin şu anda içerisinde bulunduğu zorlu süreci tersine çevirmek ve ülkemizi ayağa kaldırmak noktasında tarihi misyonu yerine getirmektedir.
Saadet Partimiz bütün partilerle dirsek temasındadır, hiçbir partiye düşman değildir, ülkemizin sorunlarına çözüm aramaktadır. Çünkü bugün ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar ve bu şartları ortadan kaldıracak bir iklime ihtiyaç varken seçim sathı mahalline bir girilmemişken, seçim tartışmaları ve ittifak tartışmalarının bugün ülkenin gerçek meselelerini gölgelediği kanaatindeyiz.
Bugün Saadet Partisi ülkenin temel sorunlarıyla ilgilenmeyi, insanlarımızın da beklentisini karşılamayı bir siyaset tarzı olarak kabul ediyor. Özellikle ittifak tartışmalarının da içerisinde bulunmayı bugünkü insanların yaşadığı problemlere bakıldığında bu tartışmaları yerinde bulmadığımızı ifade etmek isterim.”
Basın toplantısını ardından Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman ve Saadet Partisi Edirne il örgütü Saraçlar caddesinde açılan stantta halkla buluştu.
Yavuz Göktaş
