“ELBİSE DİKTİRME KÜLTÜRÜ YOK OLMAK ÜZERE”

34 senedir terzilik yapan Erdal Kılıç, 70’li yıllardan sonra Türkiye’ye giren konfeksiyon sektörüyle birlikte, terzilerin altın çağının kapandığını ve elbise diktirme kültürünün yok olmak üzere olduğunu belirtti.

“ELBİSE DİKTİRME KÜLTÜRÜ YOK OLMAK ÜZERE”

34 senedir terzilik yapan Erdal Kılıç, 70’li yıllardan sonra Türkiye’ye giren konfeksiyon sektörüyle birlikte, terzilerin altın çağının kapandığını ve elbise diktirme kültürünün yok olmak üzere olduğunu belirtti.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
15 Eylül 2018 Cumartesi 08:09
“ELBİSE DİKTİRME KÜLTÜRÜ YOK OLMAK ÜZERE”

34 senedir terzilik yapan Erdal Kılıç, terzilik mesleğinin zaman içerisindeki değişimini anlattı. Sarıçapaşa Mahallesi Çukur sokakta terzilik yapan Kılıç, 70’li yıllara kadar terzilerin altığın çağını yaşadığını ancak, konfeksiyonların gelmesiyle birlikte terzilerin altın çağının kapandığını aktardı. Eskiden terzilerin her türlü kıyafeti dikebilen kapasitede kişiler olduğunu belirten Kılıç, günümüzde ise terziliğin sadece tamir, tadilat işine dönüştüğünü ve bu mesleğin de tükenmekte olduğunu belirtti.

“TERZİLERİN ALTIN ÇAĞI KAPANDI”

Terzilik mesleğinin zaman içerisindeki değişimini anlatan Erdal Kılıç, “Terzilik mesleği zamanla ısmarlama dikim, sıfırdan dikim olarak yüzde 90 oranında bir kayba uğradı. Geçmişte insanların iç çamaşırından tutun, gömleğine, ceketine, pantolonuna varana kadar her şeyi hep terzide dikilirdi. Şimdi ise 1 Lira verip rahatlıkla bir iç çamaşırı alabiliyorsunuz. Şimdi bunu geçmişe vurduğunuzda bir terziye komple elbisesini diktirince, bu terzilerin altın çağıydı. 70’li yıllardan sonra Türkiye’ye giren konfeksiyon sektörüyle birlikte terzilerin altın çağı kapandı. Dolayısıyla terzilerin işi zamanla tamamen tadilata döndü. Yani darları genişletme, genişleri daraltma vücuda uydurma işine döndü.” Diye konuştu.

“HER TERZİ, TERZİ DEĞİLDİR”

Artık camında terzi yazan her terzinin, terzi olmadığını belirten Kılıç, “Şu anda terzinin önüne kumaşı bıraktığınızda, bundan ölçü alıp bana elbise dik dediğinizde 100 kişiden taş çatlasa 4 kişi anca bu işi yapabilir. Dolayısıyla konfeksiyondan yetişmiş oradan emekli olmuş insanlar var. Bunlar bu işi tadilat amacıyla yapıyor. Artık camında terzi yazan her terzi, terzi değildir. Kişinin ölçüsünü dıştan alamayıp, elbise dikemeyecek kapasitede olmayan yüz binlerce terzi var. Camında terzi yazıyor ama çekirdekten bir ustanın yanında yetişmiş mi? Hayır. Bu da bizi tükenen meslekler grubuna sokuyor.” Dedi.

“ELBİSE DİKTİRME KÜLTÜRÜ YOK OLMAK ÜZERE”

Terziliğin bitmemesi için devletin bu mesleği güzel bir gelir ile okullara lanse etmesi gerektiğini belirten Kılıç, “Terziliğe tekrar dikkat çekmek gerekiyor. Fakat konfeksiyonun çok ilerlediği bu zamanda bunda da başarılı olunur mu, olunmaz mı bilinmez. Elbise diktirme kültürü yok olmak üzere. 100 kişiden en fazla iki ya da üç kişi diktiriyor. Yetişen çırağımız yok. Zaten iyi bir terzi olabilmek için en az 5 sene gerekir.” Diye konuştu.

“BU TÜR İNSANLAR MİLLİ DEĞERİMİZDİR”

Kişinin ölçüsünü alıp, ısmarlama elbise ya da ne isterse dikebilen terzilerin son nesilleri olduğuna değinen Kılıç, “Bizden sonra kesin olarak bu kabiliyetteki ustalar yok olacak. Bu tür insanlar milli değerimizdir. Çünkü boş kumaşı ustanın önüne at, size ne isterseniz dikebilecek kapasitededir. Kesim stili tamamen beyindedir ve o beyinler ölüyor. Öyle bir ustanın yerine yenisinin gelmesi için de 50 yıl lazım. Öyle bir ustaya bana yarasa kıyafeti dik dediğinde bile, ben bilmiyorum dikemem demiyor. Şimdiki terziler pantolon dikmeyi bile bilmiyor.” Dedi.

Kılıç, dövizin artmasıyla birlikte gelen zamlara inat dükkanının camına “Ben milletimi, vatanımı, devletimi seven bir insanım. Üç kuruşu aldanıp, dövizi bahane ederek zam yapmıyorum” diye bir yazı yazacağını da aktardı.

Barış Karapaça

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.