Engelli vatandaşlar ve aileleri Edirne Belediyesi, Edirne Tabip Odası, Edirne Engelli Gönüllüleri Derneği ile Dünyam Zihinsel Engellileri Derneği tarafından Doğal Yaşam Çiftliği’nde düzenlenen piknikte bir araya geldi.
Edirne Belediyesi, Edirne Tabip Odası, Edirne Engelli Gönüllüleri Derneği ile Dünyam Zihinsel Engellileri Derneği’nin işbirliğinde piknik düzenlenen piknikte engelliler doğanın keyfini çıkardı.
“BU PİKNİK BİR İLK”
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, böyle bir piknikten dolayı çok mutlu olduklarını dile getirerek, “Edirne Belediyesi olarak, Edirne Tabip Odası, Edirne Engelli Gönüllüleri Derneği ve Dünyam Zihinsel Engellileri Derneği olarak, bugün burada Selim Solmaz Bey’in çiftliğinde bir piknik yapalım dedik. Edirne Belediyesi olarak diğer sivil toplum örgütleri birlikte olmaktan çok mutluyuz. Burada çok güzel bir ortamımız var. Selim Bey, kendi elleriyle bu çiftliği yaratmış. Hayvanlarımız var, ağaçlarımız var, bu piknik bizim için bir ilk.” dedi.
“SELİM BEY’İN DAVRANIŞI, ÖRNEK GÖSTERİLEBİLECEK BİR DAVRANIŞ”
Dünyam Zihinsel Engellileri Yetiştirme ve Koruma Derneği’nden Sedef Durna ise çitliğin sahibi Selim Solmaz’a Dinamobet teşekkür ederek; “Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, bizi pikniğe davet etti. Biz de tabii ki davete icabet ettik. Böyle bir mekanı görmüş olmaktan ve böyle bir mekanın sahibini tanımış olmaktan dolayı çok mutluyuz. Hala dışarıda engellileri tanımayan engellilere karşı arasına bir mesafe koymayı kendisine ilke eden insanlar varken, bizi hiç tanımayan Selim Bey’in mekanını sorgusuz sualsiz bizim çocuklarımıza, bizlere açması gerçekten çok örnek gösterilecek olan bir davranış. Kendisine çok çok teşekkür ediyorum.” ifadelerine kullandı.
“ORTAM ÇOK GÜZEL”
Edirne Engelli Gönüllüleri Derneği Başkanı Serpil Erkenciler; “Ortam çok güzel ve çok doğal. Hayvanlardan ilk başlarda korkan çocuklarımız vardı. Onlar bile bu ortama alıştılar.” dedi.
“HAYVAN SEVEN ÇOCUK BÜYÜDÜĞÜNDE, İNSANA KÖTÜLÜK YAPMAZ”
Çiftliğin sahibi Selim Solmaz ise çocukların hayvanları sevmesinin doğal ortamlarda bulunmasının öneminden bahsederek; “Biz bu yeri kardeşlerimle birlikte yaptık. Ben burayı yaparken hep şunu düşündüm. Bir çocuk bile bir hayvana burada dokunup severse ilerde büyüdüğünde o çocuk insanlara bir şey yapmaz. O çocuktan insanlara zarar gelmez. Çocukların mutlaka bir hayvanla büyümesi ya da etrafında böyle yerlerin olması lazım. Ben aşağı yukarı 20 aydır buradayım, bu konsepti oluşturmaya çalışıyorum. Hiç hayvana dokunmamış çocuklar buradan giderken ağlıyorlar. Ve genellikle birkaç gün sonra annesi babası onu bir daha getiriyor. Yani şunu anlatmaya çalışıyorum. Çocukları betonlaşmanın içine hapsettik. Hayvan seven, hayvana dokunan, hayvan büyüten bir çocuğun insanlara kötülük yapması mümkün değil.” dedi.
