HAYVAN REFAHI İÇİN DENETLEDİLER

İthalatı yapılan çiftlik hayvanlarının nakil sırasında refahını korumak ve kesimi yapılan hayvanların en az acıyla kesimini sağlamak için Avrupa genelinde çalışmalarını sürdüren Eyes on Animals Derneği Türkiye’ye yurt dışından gelen hayvanların nakillerini kontrol etmek için Edirne’ye geldi. Eyes on Animals Derneği Hayvan Refahı Müfettişi Asalet Sancakdaroğlu yaptıkları çalışmalardan bahsederken, Türkiye’de et fiyatlarının neden pahalı olduğunu da anlattı.

HAYVAN REFAHI İÇİN DENETLEDİLER

İthalatı yapılan çiftlik hayvanlarının nakil sırasında refahını korumak ve kesimi yapılan hayvanların en az acıyla kesimini sağlamak için Avrupa genelinde çalışmalarını sürdüren Eyes on Animals Derneği Türkiye’ye yurt dışından gelen hayvanların nakillerini kontrol etmek için Edirne’ye geldi. Eyes on Animals Derneği Hayvan Refahı Müfettişi Asalet Sancakdaroğlu yaptıkları çalışmalardan bahsederken, Türkiye’de et fiyatlarının neden pahalı olduğunu da anlattı.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
08 Temmuz 2018 Pazar 22:29
HAYVAN REFAHI İÇİN DENETLEDİLER

İthalatı yapılan çiftlik hayvanlarının nakil sırasında refahını korumak ve kesimi yapılan hayvanların en az acıyla kesimini sağlamak için Avrupa genelinde çalışmalarını sürdüren Eyes on Animals Derneği Türkiye’ye yurt dışından gelen hayvanların nakillerini kontrol etmek için Edirne’ye geldi. 
Eyes on Animals Derneği Hayvan Refahı Müfettişi Asalet Sancakdaroğlu Edirne’ye geliş nedenlerini ve hayvanların hangi koşullarda nakil edildiklerini anlatırken, “Biz Avrupa’dan gelen bir hayvan sever derneğiyiz. Bizim iki derneğimiz var biri Eyes on Animals diğeri de Animal Welfare Foundation. Bunlar Avrupa’nın ve dünyanın çeşitli yerlerinde çalışan sivil toplum örgütleri. Buraya gelişimizdeki neden Türkiye’deki hayvan sayısını arttırmak ve ihtiyacı azaltmak gidermek için yurtdışından kamyonların üzerinde hayvan nakilleri yapılıyor. Bu nakiller sırasında hayvan refahı ihlalleri yaşanıyor. Bu hayvanların bazen otları verilmiyor, bazen suları verilmiyor, belli bir süre dinlenmeleri gerekiyor bunlar yapılmıyor. Paragöz birçok insan var. Bir kamyona kırk tane sığır sığacağına altmış, yetmiş tane sığdırıyorlar. 3 bin kilometrelik yolu hayvanlar ayakta gelmek zorunda kalıyor. O sıkışıklıktan dolayı suya ulaşamıyorlar. Bu tür sıkıntıları tespit edip, önlemler alıyoruz. Hazırladığımız raporları yetkililere veriyoruz, onlar da bu tür firmalara yaptırım uyguluyorlar. Edirne’de bulunuşumuzun amacı şimdilik budur.” Diye konuştu.
“BAYILTICI HAYVANLAR ACIYI HİSSETMESİN DİYEDİR”
Ziyaretleri esnasında ilk önce Çorlu’daki kesimhaneye gittiklerini ve oraya bir bayıltıcı hediye ettiklerini belirten Sancakdaroğlu bayıltıcılarının önemini vurgularken, “Bayıltıcı, hayvanlar bilinçli olarak kesilmesinler, kesilmeden önce bayıltılsın ve acıyı hissetmesin diyedir. Bu bayıltıcılar Türkiye’de yayılıyor. İslamiyet’teki arkadaşların bir endişesi olmaması lazım çünkü hayvan ölmüyor. Hayvan sadece bayılıyor, acı çekmeden kesiliyor. Bununla ilgili Türkiye’de ciddi çalışmalarımız var. Diyanet İşleri ile konuştum, Din İşleri Yüksel Kuruluna kadar çıktık. Onlara bu işin nasıl olduğunu anlattık. Onlarda acısız kesim caizdir diye fetvalarını verdiler. Bu sayede biraz daha rahatladık. Din işleri buna müsaade ediyor ama şimdi sıkıntı halkta. Bunu halka anlatmak için zamana ihtiyaç var. Biz şimdiye kadar Ege’yi Trakya’yı ve İç Anadolu bölgesini dolaştık. Gördüğümüz bütün kesimhanelerde sıkıntı var. Hayvan kesiminin olduğu her yerde sıkıntı oluyor. Edirne’de henüz bir kesimhane görmedik.” Dedi.
“KAMYONLARIN İÇİNDE BACAĞI KIRILMIŞ, ÖLMÜŞ HAYVAN ÇOKTU”
 5-6 kere Kapıkule’de denetim yaptıklarını ve durumun eskiye göre daha iyi olduğunu belirten Sancakdaroğlu, “Önceki durumlar çok kötüydü. Bazen kamyonlar geliyordu, içinde bacağı kırılmış, ölmüş hayvanlar çoktu. Fakat bu günkü denetimlerimizde kamyonlar oldukça temizdi. Sadece kamyonların bir kısmını çok fazla doldurmuşlar. 30 tane sığır koyacağına 40 tane koymuşlar. Hayvanların belli bir süreden sonra altları temizlenmeli, kamyondan indirilip kamyon temizlenmeli. Hiç temizlemeden Kapıkule’ye kadar geliyorlar. Avrupa’dan kamyon yola çıktığında şoförün eline bir karne veriliyor. Bu karnede falanca yerde duracaksın, hayvan 12 saat dinlenecek, sonra devam edeceksin yazıyor. Hemen hemen her ülkede durak yerleri var. Edirne’de de iki tane var. Paragöz insanlar tabi ki durmuyorlar, yollarına devam ediyorlar. Bu geldiğimizde çalışmalarımızın işe yaradığını gördük. Kapıkule’deki veterinerler, ‘siz ne kadar çok gelirseniz kamyondakiler bundan haberdar oluyorlar ve sizin sayenizde hayvanlar daha temiz gelmeye başladı’ diyorlar.” Dedi.
“AVRUPA’DA BİR HAYVAN DOĞDUKTAN SONRA HİÇBİR ZAMAN ANNESİNİ GÖRMÜYOR”
Et fiyatlarının Türkiye’de neden pahalı olduğuna da değinen Sancakdaroğlu, “Mesela Türkiye’de bir hayvan serbest olarak doğuyor ve büyüyor. Fakat Avrupa’da bir hayvan doğduktan sonra hiçbir zaman annesini görmüyor. Hiçbir zaman anne sütü emmiyor. Sadece ayaklanabileceği kadar bir kafeste büyüyor ve orada ölüyor. Orada mesela civcivlerin arasından erkek olanları seçiyorlar canlı canlı kıyma makinesine atıyorlar ve böyle olunca üretim daha güçlü oluyor diyorlar. Orada bir can var ve bunu düşünen yok. Orada et fiyatları ucuz. Sen hayvanı kafese tıkarsan o hayvan hareket etmediği için sadece etini verir. O hayvan annesi görmeden 6 ay geçtikten sonra suni döllenmeyle hamile bırakılıp tekrar üretim sağlanıyor. O hayvan sürekli et üretiyor, sürekli süt üretiyor. Türkiye’de hangi vicdan sahibi bunu yapar. Yapamadığından dolayı da burada et fiyatları mecburen yüksek olmak zorunda. Et fiyatlarını Almanya ile kıyaslamak hiç doğru değil çünkü orada hayvan hayvan değil, bir makine.” Diye konuştu.
Eyes on Animals Derneği’nden Lesley Moffat da, “Benim kendimi odakladığım konu kesimler ve nakiller. Kesimler konusunda Türkiye’nin baya bir ilerlemesi gerekiyor. Nakiller konusunda bütün ülkelerde sıkıntılar var. Çiftlik konusunda ise Avrupa en geridedir.” Dedi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.