"HER DÖRT KADINDAN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR"

Trakya Üniversitesi’nde, tüm dünyada ve ülkemizde yaygın olarak görülen “kadınlarda idrar kaçırma sorunu” konuşuldu. Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, idrar kaçırma hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.

"HER DÖRT KADINDAN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR"

Trakya Üniversitesi’nde, tüm dünyada ve ülkemizde yaygın olarak görülen “kadınlarda idrar kaçırma sorunu” konuşuldu. Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, idrar kaçırma hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
27 Kasım 2019 Çarşamba 06:55
"HER DÖRT KADINDAN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR"

Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde düzenlenen “Kadınlarda İdrar Kaçırma Sorunu: Önlenmesi ve Korunmaya Yönelik Öneriler” isimli bilgilendirme toplantısında konuşan Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, toplumda sıkça karşılaşılan sağlık sorunlarından biri olan “idrar kaçırma” konusunda, merak edilenleri tüm yönleriyle anlattı. Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, idrar kaçırma sorununa yol açan risk faktörleri, idrar kaçırmanın gündelik yaşama etkileri, dikkat edilmesi gereken noktalar ve tedavi süreci hakkında konuşarak, kadınlar arasında sıkça karşılaşılan “idrar kaçırma sorununun” bir hastalık değil, semptom olduğunu söyledi.

İdrar kaçırmanın günlük yaşamda hijyenik ve sosyal problemlere yol açan ve hastalarının yaşam kalitesini düşüren istemsiz idrar kaçırma durumu olarak tanımlandığını ifade eden Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, “Kadına sıkıntı veren, yetersizlik duygusu hissettiren bir durumdur ve önemli psikolojik sorunlara neden olmaktadır. İdrar kaçırma, yaşamı tehdit eden bir hastalık olmasa da devamlı ıslaklık ve bu durumun yol açtığı irritasyon, depresyona varan boyutlarda duygu durum değişikliklerine yol açabilmektedir.” ifadelerine yer verdi. İstemsiz idrar kaçırmanın, hastaların günlük aktivitelerini, iş yaşamlarını ve sosyal yaşamın pek çok anını olumsuz etkilediğini söyleyen Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, bu sorunun tıbbi olduğu kadar sosyal bir problem olduğunu belirtti. Pek çok kişinin bir çeşit idrar kaçırma hastalığına yakalanabildiğinin altını çizen Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, hastanın bu durumda ortaya çıkan utanç yüzünden, sıvı alımından ve sosyal ilişkilerden kaçınmakta olduğunu sözlerine ekledi. Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt “Kadınlar idrar kaçırmayı, yaşlanma sürecinin bir parçası veya çocuk doğurmanın tedavi edilemez ve çaresiz bir sonucu olarak görmekte ve tedavi arayışına girmemektedir.” dedi.

Her üç veya dört kadından birinin idrar kaçırma probleminden yakındığına işaret eden Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, idrar kaçırma probleminin özellikle kadınlarda çok görülen sorunların başında geldiğini söyledi. Rahatsızlığın görülme sıklığının, yaşla beraber arttığına dikkat çeken Kadın Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Hatice Süt, “70 yaş ve üzeri kadınların %40'ından fazlasında idrar kaçırma görülmektedir. Kadının yaşı ile idrar kaçırma arasında güçlü bir ilişki olmasından dolayı, gelecekte ortalama yaşam süresinde artış olacağı beklentisi ile kadınlarda idrar kaçırma sorununun görülme sıklığı artacaktır.” dedi. İdrar kaçırmada risk faktörlerini ileri yaş, fazla kilo ve obezite, menopoz (östrojen yokluğu), vajinal doğum travması, gebelik ve doğum sayısının fazla olması, doğum sonu erken dönemde (ilk 6-8 hafta) ağır ve aktif çalışma temposuna dönüş, kronik kabızlık, sigara kullanımı, kafein tüketimi, genetik farklılıklar, tekrarlayan dirençli üriner enfeksiyonlar olarak sıralayan Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, sorunun kaynağının belirlenmesinin doğru ve hızlı tedavi için önemli olduğuna vurgu yaptı. Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, “İdrar kaçırmadan korunma için risk faktörlerinin bilinmesi ve bu faktörlerden uzak durulması önemlidir. Sağlık profesyonellerinin idrar kaçırma açısından risk grubundaki kadınları belirleyip hayat tarzı değişiklikleri ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları hakkında bilgilendirme eğitimleri düzenleyerek farkındalığı artırmaları önemlidir.” dedi.

İdrar kaçırmanın önlenmesi ve korunmak için kadınlara birtakım tavsiyelerde de bulunan Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, “Bireylerin, vücut kitle indeksine uygun ölçü ve kiloya sahip olup, fazla kilo almamaya dikkat etmesi gerekir. Sigara içilmemeli ya da kullanılıyorsa bırakılmasını tavsiye ediyoruz. Kronik kabızlık da idrar kaçırma sorunu için potansiyel risk faktörlerinden biri olarak görülmekte. Kabızlığın giderilmesi için; diyete lifli gıdalar eklenmeli, sıvı alımı artırılmalı, düzenli egzersiz, rutin bir dışkılama programı oluşturmalı ve şiddetli durumlarda laksatif kullanılmalıdır. Günlük sıvı alımına da dikkat etmeliyiz. Günlük, 1.5-2 litre sıvının altına düşmemeliyiz. Yaz aylarında terleme ile sıvı kaybı fazla olduğu için özellikle 2-2,5 litre sıvı tüketilmeli önerisinde bulunuyoruz. Sıvı alımı olarak öncelikle su tercih edilmelidir. İdrar kaçırmayı arttırdığı düşünülen içecek ve yiyeceklerden de kaçınılmalıdır. Acı-baharatlı yiyecekler, asitli içecekler, meyve suları, alkol, limon ve ağır kokulu peynirler gibi bazı gıda maddeleri mesane tahrişine neden olabilmekte. Günlük kafein tüketim miktarı da dikkat çektiğimiz konulardan biri. Kafein, diüretik etkili olup mesane kasını uyararak, idrara çıkma hissini artırmakta ve idrar kaçırmayı tetiklemektedir. 2 gram çözünebilir kahve+200 ml suda hazırlanan kahve maksimum 108 mg, bir fincan Türk kahvesi yaklaşık 60 mg, bir bardak çay ortalama 50 mg kafein içermektedir. Pek çok çalışmada, yetişkinler için tüketilebilecek kafein miktarının günde 300 mg (yaklaşık 3-4 fincan çözünebilir kahve ya da 5-6 büyük bardak çay) olduğu belirtilmiştir.” açıklamasında bulundu.

İdrar kaçırmanın, karın içi ve üreme organlarına destek olan pelvik taban yapı fonksiyonlarında bozulma sonucu ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, pelvik taban rehabilitasyonları ve egzersizleriyle sorunun ortadan kalkabileceğini işaret etti. Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, konuya ilişkin “Korunma ve tedavide, pelvik taban kas egzersizlerinin (Kegel Egzersiz) rolü büyüktür. Pelvik taban kas egzersizleri, pelvik taban kaslarının kasılıp gevşetilerek güçlendirilmesidir. Pelvik taban kas egzersizleri, karın içi basınçta artış olduğunda pelvik taban kas gücünü ve tonüsünü artırarak kontinansın sağlıklı bir biçimde oluşmasını sağlamaktadır. Kadınların gebelik-doğum, menopoz ve yaşlılık süreçlerini içine alan tüm yaşam dönemlerinde, karşı karşıya kaldıkları risk faktörleri sonucu ortaya çıkabilecek idrar kaçırmadan korunma ve tedavisinde, pelvik taban kas egzersizlerinin düzenli uygulanması önemlidir. Edirne’de 559 kadın üzerinde yaptığımız çalışmamızda kadınların %83.5’inin pelvik taban kas egzersizleri hakkında bilgisi olmadığını saptadık. Bu konuda uzman sağlık personeli tarafından kadınlara verilecek pelvik taban sağlığı ve pelvik taban kas egzersizleri bilgilendirme eğitimlerinin korunmayı ve farkındalığı artıracağını düşünüyoruz.” dedi.

Bilgilendirme toplantısında son olarak, Amerikan Jinekoloji ve Obstetri Derneği (ACOG) tarafından, 2018 yılı kılavuzunda kanıta dayalı çalışmalar eşliğinde hazırlanmış olan egzersiz programının önerildiğini söyleyen Doç. Dr. Hatice Süt, hastaların https://www.acog.org/Patients/FAQs/Pelvic-Support-Problems?IsMobileSet=false adresi üzerinden programdan yararlanarak detaylı bilgiye ulaşabileceğini belirtti.

Haber Merkezi

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.