KILIÇDAROĞLU,  “BUNLARIN EKONOMİDEN HABERLERİ BİLE YOK” DEDİ

Dün Edirne tarihinde bir ilk yaşandı. CHP yaklaşık 100 milletvekilinin katılımıyla grup toplantısının ve MYK toplantısını Edirne’de yaptı. Grup toplantısında Edirne’den Türkiye’ye seslenen Kılıçdaroğlu, bir çok güncel konu hakkında açıklamalarda bulundu. AK Parti iktidarına eleştirilerini bir bir sıralayan Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının ekonomiden haberi olmadığını da dile getirdi. Çiftçiden, EYT’lilere kadar birçok konuya değinen Kılıçdaroğlu, “Bunların ekonomiden haberleri bile yok. Ekonomi nasıl yönetilir bunu dahi bilmiyorlar” dedi.

KILIÇDAROĞLU,  “BUNLARIN EKONOMİDEN HABERLERİ BİLE YOK” DEDİ

Dün Edirne tarihinde bir ilk yaşandı. CHP yaklaşık 100 milletvekilinin katılımıyla grup toplantısının ve MYK toplantısını Edirne’de yaptı. Grup toplantısında Edirne’den Türkiye’ye seslenen Kılıçdaroğlu, bir çok güncel konu hakkında açıklamalarda bulundu. AK Parti iktidarına eleştirilerini bir bir sıralayan Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının ekonomiden haberi olmadığını da dile getirdi. Çiftçiden, EYT’lilere kadar birçok konuya değinen Kılıçdaroğlu, “Bunların ekonomiden haberleri bile yok. Ekonomi nasıl yönetilir bunu dahi bilmiyorlar” dedi.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
10 Ağustos 2022 Çarşamba 06:01
KILIÇDAROĞLU,  “BUNLARIN EKONOMİDEN HABERLERİ BİLE YOK” DEDİ

CHP yaklaşık 100 milletvekilinin katılımıyla grup toplantısını ve MYK toplantısını Edirne’de yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da grup toplatısında Edirne’den Türkiye’ye seslendi.

Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Grup toplantısı öncesi mini bir törenle Belediye’nin Atatürk kültür Merkezi ve Konservatuarı hizmete açıldı. Açılış töreninin ardından yüzlerce katılımcının katıldığı grup toplantısına geçildi. Grup toplantısında halka seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Geçen hafta salı Erzurum'daydım. Şimdi Edirne’deyiz. Erzurumluların Edirnelilere selamı var, o selamını getirdim, üstümde kalmasın. Bu vesileyle; Edirne'den de Erzurum'a selamlarımızı gönderelim. Dadaşlar kentine selamlarımızı gönderelim. Orası tarihi bir kent, kadim bir kent. Burası da tarihi bir kent, kadim bir kent. Bakıldığı zaman Edirne, 8300 yıllık tarihiyle görkemli bir kent. Metrekare başına düşen tarihi eser itibarıyla, Floransa'dan sonra dünya ikincisi. Olağanüstü güzel bir kentimiz var ve bu kenti bütün dünyaya tanıtmak zorundayız. O nedenle bu kenti bütün dünyaya tanıtmak zorundayız. Türkiye'ye gelen her üç turistten birisi, mutlaka Edirne'ye geliyor. Dolayısıyla Edirne'nin Türkiye'nin tarihinde, dünya tarihinde önemli bir yeri var. Bu önemi sadece biz değil, bütün dünyaya da duyurmak zorundayız.

Edirne aynı zamanda tarih kenti, fakat aynı zamanda bir tarım kenti. Olağanüstü güzel, bereketli toprakları var. Bütün Trakya, olağanüstü bir zenginliğe sahip. Ama bu topraklar bizim arzu ettiğimiz verimi henüz vermedi. Çünkü çiftçi, biraz bekliyor. Sıkıntılı çiftçi, üretici, besici hepsi sıkıntılı. Bugün bir tarlaya gittik. Ayçiçeği, tarlasına gittik. Orada çiftçilerle buluştuk. Onların dertlerini kısmen de olsa onların ağızlarından dinledik. Sorunu yaşayandan sorunu dinleyeceksin. Eğer bir sorunu çözmek istiyorsan, çözme konusunda niyet varsa ve çözüm gerçekten amacına ulaşacaksa sorunu yaşayanı bir dinleyeceksin. Nedir bu insanın derdi? Anlatsın derdini, sonra biz çözüm üretelim.

Evet, sorun çok. Mazot sıkıntımız var diyorlar. Evet, sıkıntı var. Gübrede sıkıntımız var diyorlar. Evet gübrede sıkıntı var. İlaçta sıkıntı var. Tohumda sıkıntı var. Ürünü eksik. ‘Şimdi satacağız, ya zarar edersek.’ Tonunu 16 bin liradan almak zorundadır, mevcut olan iktidar. Ayçiçeğinin tohum tonunu 16 bin liradan almak zorundadır. Bu fiyat, benim bulduğum bir fiyat değil, onu da söyleyeyim. Maliyetlerin ortaya çıkardığı bir fiyat ve çiftçinin önümüzdeki yıl üretim yapabilmesi için 16 liraya ihtiyacı var. Eğer 16 lirayı alabilirse önümüzdeki yıl da rahat bir şekilde ekecek. Destekleme, henüz hariç. Bunun fiyatı da uzun süredir hiç değişmedi. Onun da makul bir çerçevede değişmesi lazım.

KAYGILAR VAR

Trakya topraklarının bölündüğünü de biliyorum. Büyük bazı firmaların, geniş alanlar satın aldıklarını da biliyorum. Bu konuda da kaygılar var. Bu bereketli toprakların, sanayiye dönüşmemesi lazım. Sanayi başka yerlerde yapabiliriz. Çorak arazilerimiz var, taşlık arazilerimiz var. Orada sanayi yapabiliriz. Ama bereketli toprağı her yerde bulamazsınız. Bu topraklar bizi besleyen topraklar, bu topraklar mübarek topraklar. Bu toprakların tarım için korunması lazım. İktidara önerilerim var. Defalarca söyledim. Çiftçiye mazotu pahalı vermeyin dedim. Yata mazotu; ÖTV’siz, KDV’siz veriyorsun. Yat alsın, itirazım yok, gitsin gezsin, itirazım yok, eğlensin, itirazım yok, koyları gezsin, Akdeniz'i, Ege'yi gezsin, itirazım yok. Ama çiftçiye de mazotu KDV’siz ÖTV’siz ver. O traktöre binip koylara gitmeyecek, tarlaya gidecek tarlaya. Üretmek için tarlaya gidecek.

KADINLARA ÖZEL SİGORTA

Ayrıca kadın kardeşlerim için şunu da söyleyeyim. Aile Destekleri Sigortası’nı getireceğiz. Hiçbir evde, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Her anne evladını huzur içinde yatağa yatıracak. Özellikle yoksul ailelerde kadına söylüyorum. Yoksul ailelerde kadın kardeşlerime söylüyorum. Sizi yaşadığınız evde erkeğe muhtaç etmeyeceğim. Bankaya hesaba bankaya yatıracağız, parayı gideceksin bankadan aylığını çekeceksin. Aile Destekleri Sigortası’yla aylığını çekeceksin. Dolayısıyla kimseye muhtaç olmayacaksın. Yoksulluğu yenmek için yoksulluğu afişe etmeyeceksiniz. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek. Yoksulluk kader değildir. Yoksulluğu yaratan iktidarların izledikleri politikalardır.

TBMM’NİN BİR KISMI MİLLETİN DEĞİL SARAYIN VEKİLİ

Bilmenizi istiyorum. Bir devletin adaletle yönetilmesi gerektiğini, bir devletin erdemle yönetilmesi gerektiğini, bir devletin ahlakta yönetilmesi gerektiğinin defalarca söyledim. Bir devlet hukukun üstünlüğü kuralı içinde yönetilir. Bir devlet baskıyla yönetilmez, şiddetle yönetilmez, bunu da defalarca söyledim. Elinde sopayla insanların kafasına vurulmaz. Demokrasi istiyorsak her alanda istiyoruz. Devleti böyle yöneteceksiniz ahlakla, erdemle yöneteceksiniz. Bilgiyle birikimle yöneteceksiniz. Devlette liyakati yok ederseniz devleti çürütmüş olursunuz. Defalarca söyledim, bir kez daha söyleyeyim. Şu anda çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıyayız. Buyurun TBMM’ye bakın. Oradaki milletvekillerinin büyük bir kısmı, milletin vekili değil, sarayın vekili. Milletin vekili ile sarayın vekili arasında fark vardır. Saraydan beslenen ve saraydan talimat alıp el kaldırıp indiren insanlar, yani bir kişiden talimat alanlar el kaldırıp indirenler; milletin sözcüsü, milletin sesi olamazlar zaten.

YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR

Yargının bağımsızlığını sağlayacağız. Parlamentoda gerçekten milletvekilleri milletin sesi olacak. Dolayısıyla Siyasi Partiler Yasası’nda ciddi bir değişiklik yapacağız. Bu konuda altı lider anlaştık ve görüş birliğine vardık. Bu konuyu kamuoyuyla paylaştık. Tek kişinin iradesine, Türkiye Cumhuriyeti Devletini de bırakmayacağız. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Cumhurbaşkanı, halkın cumhurbaşkanı olacak. Birilerinin cumhurbaşkanı olmaz. Ya ona başka bir isim bulacaksın ya da cumhurbaşkanlığı unvanını kullanmayacak. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyoruz. Dolayısıyla bizim yapacak çok işimiz var.

KUR KORUMALI, ATOM BOMBASI

Kur korumalı mevduat. ‘Faize karşıyım’ diyor, değil mi? Erdoğan ‘faize karşıyım’ diyor. İlk altı ayda yani bu yılın ilk altı ayında felaket bir tablo var; bankaların kârı milyarları buluyor. Bu yılın ilk altı ayında bankaların kârı yüzde 400. Faiz geliyor, banka ne yapar? Para ticareti yapar, kredi verir, faiz uygular karşılığını alır. Eğer bankalar yüzde 400 ilk altı ayda kar elde ediyorsa, Çiftçi yüzde 400 kar elde ettin mi? Hayır. Esnaf, sanayici, ücretli? Hiçbir meslek grubu yüzde 400 kar elde etmedi. Bankacılık hariç. Yüzde 400 kar. Neymiş? Beyefendi faize karşıymış. Ne yapacaksın? Karşı olduğunu söyleyeceksin, birileri malı götürecek. Sadece bu mu? Hayır. Kur korumalı mevduat. ‘Ekonominin kalbine yerleştirilmiş bombadır’ diyorlar. Bomba değil, atom bombası, atom bombası. Dünyanın parası, beyler götürdüler. Bir parayı yatırıyorsun, Türk lirası yatırıyorsun. İki sana güvence veriyorlar. Üç faiz artarsa, ‘hiç merak etme hiç zararın olmayacak dövizle ödeyeceğiz.’ O garantiyi de sana veriyorlar. Vergi? ‘Senden vergi de almayacağım’ diyor.

Buradan kur korumalı mevduat sahiplerine, yani bir avuç kişiye sesleniyorum. Bizim iktidarımızda; sadece ve sadece faizi alacaklar. Öyle döviz garantisi falan filan yok. Türkiye, sömürge bir ülke değil. Birilerinin sömürge alanı da değil.

Kardeşim sonra döneceksin, sanayiciye gideceksin ‘sen stokçuluk yapıyorsun’ diye suç atacaksın. Stokçuluk yapıyorsun dedikleri reel sektörün, 160 milyar dolarlık açığı var. Para ihtiyacı var. Bunların ekonomiden haberleri bile yok. Ekonomi nasıl yönetilir bunu dahi bilmiyorlar. Bir sanayiciye, ‘stokçu’ denir mi Allah aşkına? Adam üretiyor zaten belli bir stoku olmak zorunda. Üretimin ne olduğunu, stokun ne olduğunu bilmiyorlar. Ama stokçuluğu çok iyi biliyorlar. Ülkenin çözülecek çok sorunu var. Ama biz çözeceğiz.”

Kılıçdaroğlu, EYT konusuna da değinerek, “EYT’liler. Biliyorum, sizin sorununuzu biliyorum. EYT sorununu çözecekse, bir kişi çözer. Onun adı da Bay Kemal. Hiç endişe etmeyin” dedi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından Sivil Toplum Kuruluşları yöneticileriyle de özel bir toplantı yaptı.

Yavuz Göktaş

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.