KRİZİ YARATANLAR ÖDESİN!

DİSK Trakya Şubesinde düzenlenen basın toplantısında  hükümetin emeklilere yönelik  uygulamaları masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan DİSK dönem Sözcüsü Ayhan Fırtına ülkede %1’in borcunu halkın %99’unun ödememesi gerektiğini söyledi

KRİZİ YARATANLAR ÖDESİN!

DİSK Trakya Şubesinde düzenlenen basın toplantısında  hükümetin emeklilere yönelik  uygulamaları masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan DİSK dönem Sözcüsü Ayhan Fırtına ülkede %1’in borcunu halkın %99’unun ödememesi gerektiğini söyledi

Emre SEDEF
Emre SEDEF
16 Ağustos 2018 Perşembe 08:56
KRİZİ YARATANLAR ÖDESİN!

Toplantıya Disk Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, KESK dönem Sözcüsü Ayhan Fırtına, SES Edirne Temsilcisi  Meral Toy, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu  Genel Sekreteri Yılmaz Eren katıldı. Yazılı bildiriyi sunan  KESK dönem Sözcüsü  Fırtına konuşmasında Ülkede nüfusun ‘%1’inin borcunu  halkın  %99’unun  ödememesi gerektiğini  belirterek  şunları kaydetti. “24 Haziran seçimleri sonrasında; ‘yeni rejimin ortaya çıkardığı belirsizlikler’, ‘24 ay süren OHAL hukuksuzluğunun kalıcılaşması’, ‘kamu kurum ve hizmetlerinde liyakat ve kanunilik ilkesinin terk edilmesi’, ‘genel olarak hukuk devleti ilkesinin yaygın bir şekilde ihlal edilmesi’ gibi koşullarda iyice kırılgan hale gelen ekonomi beklenen krize girmiştir.

Türkiye ekonomisi, tehlikeli bir "döviz krizi” ve "borç krizi” ile karşı karşıyadır. Ancak döviz ve borç krizi olarak başlayan kriz kısa sürede ekonominin diğer alanlarına enflasyon, durgunluk, işsizlik ve yoksulluk olarak yansıyacaktır ”dedi

BU, DOLAR VE RAHİP KRİZİ  DEĞİLDİR

Ayhan Fırtına konuşmasını şöyle sürdürdü,”Bu krizi, sadece "dolar krizi” ve bununla bağlantılı olarak "rahip krizi” olarak tanımlamak, krizin nedeni olarak dış politikadaki bir krizi göstermek elbette ki oldukça yetersiz, yüzeysel ve sorunun temellerini görmezden gelmeyi tercih eden bir yaklaşım olacaktır. Yıllardır sinyallerini veren bir krizi, "dış güçlerin komplosu” olarak açıklamak, çözüm aramak yerine iç politikayı "idare etmeyi” gözeten ciddiyetsiz yaklaşımlardır. Türkiye'nin bugünkü sorununun kaynağı, ülkeyi yönetenlerin yıllar önce yaptıkları tercihlerdir.

Türkiye, ABD başta olmak üzere emperyalist güçlerin dayattığı sıcak ucuz dış kaynağa dayalı neoliberal kapitalizmin yarattığı kriz ile yüz yüzedir. Türkiye'yi uluslararası mali sermayenin yağmasına açanlar, spekülatif saldırılara açık hale getirenler, şimdi böylesi saldırıların da eşliğinde topyekûn ülkenin kaybetmesine yol açıyor. Bu politikalara devam edilmesinin ülkemize ciddi zararlar vereceği giderek daha açık hale gelmektedir.

Meselenin özü şudur: Tamamen dış finansmana dayalı, üretimi değil borçlanmayı esas alan, üretime değil ranta ve betona dayalı dışa bağımlı bir ekonomik model, dış kaynakların eskisi kadar ucuz ve sürekli olmamasıyla sarsıntı yaşamaktadır.

Bugün krize giren neoliberal birikim modelinin bedelini işçiler yıllardır ödemektedir. İşçiler büyümeden pay alamamış, gelir dağılımı emek aleyhine bozulmuş ve kof büyüme modelinin bedelini fazlasıyla işçiler ödemiştir.  Türkiye'nin emperyalizme, uluslararası finans kapitale bağımlılığına son verecek tek güç bu bağımlılıktan hiçbir çıkarı olmayan emekçidir işçi sınıfıdır.

Bedel ödeyen sadece işçi sınıfı ve emeğiyle geçinen ülkenin yüzde 99'u değildir. Uluslararası finans kapitalin ve onların kredileriyle beslenen şirketlerin büyük vurgunlarının bedelleri arasında yağmalanan doğa, kuruyan dereler, katledilen ormanlar, rant için betonlaştırılan kentler ve yok edilen tarihsel miras da vardır” şeklinde konuştu..

YÜZDE BİRİN YARATTIĞI KRİZİ %99 HALK ÖDÜYOR

 15 yıldır ısrarla sürdürülen akıldışı sermaye birikim modeliyle küplerini dolduran, yelkenlerini şişiren bir azınlığın  bulunduğunu belirten Fırtına, “ ve krizin bedelini ödemesi gerekenler de onlardır. Krizi yüzde 1 yarattı bedelini yüzde 99'a ödetmek istiyorlar.

Biz Edirne Emek ve Meslek Örgütleri olarak krizin faturasının işçi sınıfına ve halka yani yüzde 99'a kesilmemesi için, diğer tüm emek güçleriyle beraber mücadeleyi yükselteceğiz. Bu mücadelemizin ana başlıkları ve hedefleri şunlardır:

-En acil talep olarak, son 15 yılın en yüksek enflasyonu karşısında eriyen ücretlerin acilen telafi edilmesini, başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretlerin artırılarak alım gücünün erimesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Krizle kemer sıkarak değil alım gücü korunarak ve artırılarak mücadele edilebilir.

-Toplu işten çıkarmaların yasaklanmasını istiyoruz. Krizin yaratabileceği işsizlik riskine karşı kamu istihdamı artırılmalıdır.

-Vergideki adaletsizliğe son verilmesini, çok kazanandan çok vergi alınan, asıl olarak karın/rantın/faizin vergilendirilmesine dayanan bir vergi sistemi kurulmasını istiyoruz. Türkiye'nin en büyük şirketlerinin, en zengin ailelerinin, partili/yandaş patronların vergi borçlarını büyük oranda sıfırlayan kararların derhal iptal edilmesini istiyoruz.

-Devlet idaresindeki akıl dışı harcamaların ve savurganlığın son bulmasını istiyoruz.

-İç ve dış politikada çatışma ve savaş söylem/pratiği terk edilmeli ve barış politikası savunulmalıdır. Barışın refah ve huzur getirdiği, savaşın yıkım ve yoksulluk getirdiği görülmelidir. Savaş sadece silah tüccarlarının arzu edebileceği ve tüm halklara zararı olan bir politik tercihtir. Türkiye’nin refahı barıştadır. Krizden çıkış barışın tesisiyle mümkündür.

-Ülke kaynaklarının betona gömülmesine hayır diyoruz. Başta Kanal İstanbul olmak üzere ciddi kaynak israfına ve borçlanmaya yol açacak faydasız yatırımların durdurulmasını istiyoruz.

-Yargı bağımsızlığı ve işleyen bir hukuk devleti ekonomik krizi tek başına çözmese de çok önemli bir role sahiptir. Otoriter rejim ekonomik krizi derinleştiren bir rol oynuyor. Demokrasi ve hukuk devleti yolunda ciddi adımlar atılmalıdır.

-Geriye dönük kayıplar karşılanmalı, enflasyon hedefinin üzerinde gerçekleşen enflasyon verileri dikkate alınmalı, reel kayıplarımız karşılanmalı, büyümeden pay verilmelidir.

-“Saray” rejimine yönelik devasa bütçe, örtülü ödenek ve kanun dışı mali kaynak kullanımı derhal durdurulmalıdır.

Tüm emek ve demokrasi güçlerini krizi yaratanların krizin faturasını emekçilere, ezilenlere çıkartma girişimlerine ve saldırılarına karşı hızla harekete geçmeye ve birlikte mücadeleye yürütmeye çağırıyoruz!

 Bir borç krizi olarak karşımıza çıkan ekonomik krizin, işsizlik ve yoksullaşma olarak işçi sınıfına fatura edilmesine izin vermeyeceğiz”

"HAKKIMIZI BİZ KENDİ GÜCÜMÜZLE KAZANIRIZ" 

Fırtına, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Maliye Bakanının yaptığı açıklamada  bundan böyle ücretlerin enflasyona göre değil reel olarak hesaplanacağı yönündeki açıklamasına verdiği yanıtta” bakan öyle açıklama yapabilir. Bugüne kadar kamu emekçilerinin maaşları tahmini enflasyonlar üzerinden yapıldı. Bakanın bu açıklaması emekçilerin tepkilerini azaltmak amacıyla yapıldığını sanıyorum. Bizim için böyle bir şey olamaz biz hakkımızı kendimiz kazanırız.  Bu karar onların vereceği karar olamaz” dedi

Fikri Yalın

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.