“MAĞDURLAR GÖRÜLMELİ, HAKLAR ÖDENMELİ!”

Türk siyasi tarihine ‘postmodern darbe’ olarak geçen 28 sürecinin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen bazı mağduriyetlerin hala devam ettiğini belirten Edirne Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Yeliz Yanar, “28 Şubat zihniyetinin tarihin çöp sepetinde gerçek anlamda yerini alması, sadece faillerinin mahkum edilmesiyle değil; mağduriyetlerin telafisi, zararlarının tazminiyle mümkün olabilir.” şeklinde konuştu.

“MAĞDURLAR GÖRÜLMELİ, HAKLAR ÖDENMELİ!”

Türk siyasi tarihine ‘postmodern darbe’ olarak geçen 28 sürecinin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen bazı mağduriyetlerin hala devam ettiğini belirten Edirne Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Yeliz Yanar, “28 Şubat zihniyetinin tarihin çöp sepetinde gerçek anlamda yerini alması, sadece faillerinin mahkum edilmesiyle değil; mağduriyetlerin telafisi, zararlarının tazminiyle mümkün olabilir.” şeklinde konuştu.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
25 Şubat 2021 Perşembe 06:28
“MAĞDURLAR GÖRÜLMELİ, HAKLAR ÖDENMELİ!”

Türk siyasi tarihine ‘postmodern darbe’ olarak geçen 28 Şubat Askeri Müdahalesinin 24’üncü yıldönümünde Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Kadın Komisyonları tarafından basın toplantısı düzenlendi. Açıklamayı yapan Komisyon Başkanı Yeliz Yanar, 28 Şubat sürecinde 6 milyon kişinin hukuksuz fişlemelerle sakıncalı ilan edildiğini, binlerce kişinin haksız soruşturma ve kovuşturmalarla mahkum edildiğini ifade etti. Söz konusu süreç nedeniyle yaşanan bazı mağduriyetlerin hala devam ettiğini söyleyen Yanar, mağdurların haklarının ödenmesi gerektiğini vurguladı.

Edirne Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Yeliz Yanar tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“6 MİLYON KİŞİ HUKUKSUZ FİŞLEMELERLE SAKINCALI İLAN EDİLDİ”

“Milletin iradesinin ve egemenliğinin, çoğunluğu kadın olmak üzere kamu görevlilerinin emeğinin, ekmeğinin, hak ve özgürlüğünün gasp edildiği 28 Şubat darbesinden bugüne tam 24 yıl geçti. Postmodern olarak tesmiye 28 Şubat askeri müdahalesi, o meşum MGK toplantısının tarihiyle anılsa da, 90'lı yılların başında başlamış bir ‘vesayet’ sürecidir. Millete bakan yönüyle vahşi bir toplum mühendisliğinin, devlete bakan yönüyle de ülke varlığını talan etme yolsuzluğunun adıdır. Milletin içinden çıkan inançlı kadroların iktidara gelmesini hazmedemeyenlerin şuursuz intikam hırsıyla; 6 milyon kişi hukuksuz fişlemelerle sakıncalı ilan edildi. Binlercesi haksız soruşturma ve kovuşturmalarla mahkum edildi. Öğrenciler okullarından, kamu görevlileri memuriyetten, işçiler işlerinden ihraç edildi. Şirketler yeşil sermaye kumpasıyla ekmeklerinden edildi.”

“HERKESİN HAKKININ TASTAMAM VERİLMESİ İÇİN EN YÜKSEK DÜZEYDE HASSASİYET GÖSTERİLMELİ”

“Bin yıl sürecek iddiasına karşı millet 7 yılda darbecilerin heveslerini kursaklarında bıraktı. Türkiye'de bir ilk olarak darbecilere ve vesayetçilere yargı eliyle yaptıklarının hesabı soruldu. Darbecilerden 21'i müebbet hapiste cezalandırıldı. Tedricen de olsa, vesayet düzeni ve düzenlemeleri bütün yasaklarla birlikte ortadan kaldırıldı. Küçümsenmesi imkansız bir biçimde; 28 Şubat döneminde ihraç edilen kamu görevlilerinin açıkta geçirdikleri sürelerin çalışılmış sayılmasına, kazanılmış hak aylığında ve emekli müktesebinde değerlendirilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Belirtilen dönemde kendileri tarafından ödenen primlerin iadesi gerçekleştirildi. Kadın çalışanların başörtülü olarak görev yapmalarına, kız, öğrencilerin eğitimin tüm safhalarında okula başörtüsüyle gidebilmelerine yönelik düzenlemeler yapıldı. Bu çalışmaları değerli buluyor, takdir ediyoruz. Fakat yeterli bulmuyoruz. Çünkü hala mağduriyeti süren insanlar var. Hala geçmişteki kayıplar telafi, zararlar tazmin edilmedi. Brifingli yargının neden olduğu mağduriyetler tam olarak giderilmedi. 28 Şubat mağdurlarının haklarını tahkim, hukukuna tanzim ve zararlarını tazmin etme iradesi; adaletin, aklın, inancın, ahlakın gereğidir. Ve bu irade, 28 Şubat'ın faillerini mahkum etme iradesinden daha az önemli değildir. Doğru olan; adaletsizliğin maliyetine katlanmak değil, adaletin maliyetini karşılamaktır. Bir tek kişi dahi dışarıda kalmaksızın herkesin hakkının tastamam verilmesi için en yüksek düzeyde çabanın ve hassasiyetin gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu hassasiyeti göstermek; mazlum ve mağdurlara karşı borcumuz, tarihe ve geleceğe karşı ortak sorumluluğumuzdur.”

“EĞİTİM HAKKINDAN MAHRUM EDİLENLERE VESAYET TAZMİNATI ÖDENMELİ”

“Memur-Sen ve Kadınlar Komisyonu olarak; münhasıran ele alınıp ortak çalışma yapılması teklifiyle aşağıdaki öneri ve taleplerimizi kamuoyunun ve yetkililerin ilgisine sunuyoruz. Vesayet dönemindeki ‘haksız-hukuksuz cezaların’ affedilmesi yerine ‘yok hükmünde kabul edilmesi’ düzenlemesi yapılmalı, mağdurların haklı oldukları, özgürlüklerinin ve onurlarının ihlal edildiği ortaya konulmalı, hukuki kapsamda iade-i itibar yapılmalı, Haklarında verilen idari kararlar ile idari yargı kararlarına yönelik hukuki yollara başvuru nedeniyle yapılan giderler, ödenen ücretler güncellenmek suretiyle ilgililere ödenmeli, Adli ve idari soruşturma ve kovuşturmalarla taciz edilmeleri dolayısıyla mağdurlara manevi tazminat ödenmeli, Eğitim hakkından mahrum edilenlerin maddi ve manevi zararlarını belirlemeye yönelik komisyon oluşturulmalı, komisyon tarafından yapılan çalışma sonucunda belirlenecek kişilere ‘vesayet tazminatı’ ödenmeli, Dönem soruşturmalarıyla başörtüsü başta olmak üzere inanca dair hassasiyetleri nedeniyle devlet memurluğundan çıkardanların açıkta geçen sürelere ilişkin maaşları, ücretleri, diğer mali ve sosyal hakları kendilerine emsalleri esas alınarak hesaplanma ve güncelleme yapılarak kendilerine ödenmeli ve zararları karşılanmalı, Mağdurların zararların karşılanmasına yönelik kamu bütçesinden karşılanan tutarlar, 28 Şubat darbesinin asli ve fer'i iştirakçilerine rücu edilmeli ve millet adına kendilerinden tahsil edilmelidir. Söz konusu dönemde eğitim hakları gasp edilenlerin kamuda istihdamlarını sağlamak için durumlarına ve mezuniyetlerine uygun kadrolar-pozisyonlar ihdas edilmeli, Görevlerine son verilmesine, devlet memurluğundan çıkanimalanna bağlı olarak farklı sosyal güvenlik kurumlarıyla ilişkilenerek emekli olmak durumunda katantarın emekli ikramiyesi ile emekli maaş kayıpları hesaplanmalı ve ödenmeli, emekliliklerine ilişkin hukuki konumları düzeltilmeli, Af, göreve dönüş veya sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi ve iadesi gibi iş ve işlemlerle ilgili olarak hak düşürücü süre ve/veya zaman aşımı süresi uygulanmamalı, söz konusu iş ve işlemler ilgililerin başvurusuna ihtiyaç olmaksızın doğrudan tesis edilmelidir.”

“İLGİLİ HERKESİ SORUMLULUK ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

“Bunların suhuletle ve hakkaniyetle gerçekleştirilmesi için sivil toplum örgütlerinin de paydaşı olduğu bir kurul veya komisyon kurulmalıdır. 28 Şubat zihniyetinin tarihin çöp sepetinde gerçek anlamda yerini alması sadece faillerinin mahkum edilmesiyle değil mağduriyetlerin telafisi, zararlarının tazminiyle mümkün olabilir. 28 Şubat’ın bin yıl süreceği iddiasında bulunanların heveslerini kursaklarında bırakan millet iradesi ve inancı; mağdurların hukukunu koruyan, haklarını sağlayan, zararlarını karşılayan iradeyi de kayda ve hayata geçirecektir. Bu iradenin tesisi ve teşkilinde yetkili ve ilgili herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz.”

Kerem Filiz

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.