Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği, AB Sivildüşün Programının desteklediği 16-17 Mart 2019 tarihleri arasında Devecihan Kültür Merkezinde gerçekleştirilen “Romanlar ve Ayrımcılık” konulu çalışmanın rapor sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.
Yapılan açıklamada, "Çalışmada özellikle ayrımcılık konusunda bilgilendiren Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Arslan ve kurumun koordinasyon birim sorumlusu Hicran Atatanır çalışmamızın başarısına katkı sunmuşlardır. Katılımcılara ayrımcılığa uğradıkları zaman yasal süreç içinde kurumdan nasıl destek alabileceklerini anlatmışlardır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun anlatımlarından Ayrımcılık ile ilgili hukuki süreçlerden de mutlaka yararlanılmasının önemine dikkat çekilmiştir.Roman kadınlar ayrımcılık konularında yaşadıklarını verdikleri örneklerde sosyal, kültürel, ekonomik farklılıkları olan Romanların kendi aralarında bile ayrımcılık yaşadığı ve hatta dışladığı görülmüştür. Ekonomik, Eğitim düzeyi ve Sosyal entegrasyon sürecini tamamlayan Roman bireyler mahalle kültüründen uzaklaştığı, Mahallelerindeki olumsuzluklardan kurtulmak için başka Roman olmayan mahallelere taşındıkları anlaşılmıştır. Diğer bir görüş, Roman mahallelerinin eskisi gibi güvenlikli olmadığı gerekçesi ile ekonomik durumları iyi olanların oturdukları mahalleyi terk etme seçeneğindeki haklı gerekçelerini anlattılar. Ekonomik güçlenme, eğitim farklılığı Romanların değişim ve gelişiminde büyük farklılıklar yaratmasının yanında sosyal çıkmazlar güçlü olarak yerini korumaktadır. İkinci günü gerçekleşen toplantıda sivil toplum örgütlerinin ortak görüşü; Toplumda ayrımcılığa en çok uğrayan kesimin Romanlar olduğu ortak görüşünde birleşmelerinin yanı sıra, verilen çok sayıda örnek ile aslında genelde toplumda tüm bireyler ayrımcılığa uğrayabilmektedir. Özellikle eğitimli kişilerin dahi ayrımcılık yaptığı, yaşanan ayrımcılığın farkında bile olmadıkları ifade edilmiştir. Romanlar önyargıdan kurtulabilmek için kendi mücadelesini vermesi gerektiği, biraz da yaşama empati ile bakma görüşü ağırlık kazanmıştır. Ayrımcılıkta özellikle nefret dilinin kullanılmaması, insanın önce kendisini sorgulama gerektiği temel görüş olarak benimsenmiştir. Diğer farklı görüşler arasında “özellikle ayrımcılık konusu sadece bireyler arasında değil son zamanlarda ülkemizi yöneten siyasetçilere kadar sıçradığı, uzlaşı dilinden uzaklaşıp, çatışma dilini kullanmalarının hoş olmadığı, siyasetçilerin gerilim politikası yaratmaları bireyler arasında ayrımcılığı körüklediği, toplumsal birlikteliğe zarar verdiği, sağduyunun sesi doğruları bulmakla çözümlenir” şeklindeki görüşler yer almıştır. Çalışmada yer alan kamu kurum yöneticilerine ve sivil toplu örgütlerine teşekkür ediyoruz." sözlerine yer verildi.
Haber Merkezi
