ŞEYH BEDREDDİN ‘HAKİKAT’ İLE ANLATILACAK!

Anadolu tarihinin ilk eşitlikçi isyanını başlatan Şeyh Bedreddin’in hayatını anlatan ‘Hakikat’ filminin çekimleri, Edirne’de devam ediyor. Filmle ilgili bilgiler vermek üzere teknik ekip ve oyuncular tarafından dün Sarayiçi Av Köşkü’nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan yapım kadrosu, teknik ekip ve oyuncuların ortak mesajı ise, “Bu projede yer aldığımız için gururluyuz.” oldu.

ŞEYH BEDREDDİN ‘HAKİKAT’ İLE ANLATILACAK!

Anadolu tarihinin ilk eşitlikçi isyanını başlatan Şeyh Bedreddin’in hayatını anlatan ‘Hakikat’ filminin çekimleri, Edirne’de devam ediyor. Filmle ilgili bilgiler vermek üzere teknik ekip ve oyuncular tarafından dün Sarayiçi Av Köşkü’nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan yapım kadrosu, teknik ekip ve oyuncuların ortak mesajı ise, “Bu projede yer aldığımız için gururluyuz.” oldu.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
16 Eylül 2020 Çarşamba 09:50
ŞEYH BEDREDDİN  ‘HAKİKAT’ İLE ANLATILACAK!

Anadolu tarihinin ilk eşitlikçi isyanını başlatan Şeyh Bedreddin’in hayatını anlatan ‘HAKİKAT: Bir Şeyh Bedreddin Filmi’ çekimleri Edirne’de devam ediyor. Sarayiçi Av Köşkü yakınında kurulan platoda gerçekleştirilen çekimlerde, 100’ü aşkın kişi görev yapıyor. Sanatçı Suavi’nin, Şeyh Bedreddin’i canlandırdığı filmin yönetmenliğini ise Hakan Alak yapıyor. Birbirinden değerli sanatçıların oyuncu kadrosunda bulunduğu filmle ilgili bilgiler vermek üzere dün Sarayiçi Av Köşkü’nde basın toplantısı düzenlendi. İmece usulü çekilen filmin basın toplantısına ünlü sanatçı Suavi, Bülent Emrah Parlak, Saygın Soysal, Elif Nur Kerkük, Ali Barkın, Kerem Fırtına, Orhan Alkaya, Bülent Keser, Teoman Gelmez, Sabriye Günüç ve set ekibi katıldı.

ALAK: “BİRÇOK İNSANIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Basın toplantısında konuşan Filmin Yönetmeni Hakan Alak, “Filmimiz bir hafta önce Edirne’de başladı ve 3 hafta boyunca çekimlerimiz burada devam edecek, buradan İzmir’e Karaburun’a gideceğiz, iki hafta da orada çekim yapacağız. Sonra da İzmit ve İstanbul’da tamamlayacağız. 6 haftalık bir çekim programımız var. İki yıllık bir senaryo çalışması ve çok daha öncesine dayanan bir yapım çalışması var. Bu iki yıl boyunca senaryo üzerinde çalışırken oyuncu kadromuz belli olmaya başladı. Suavi ve Bülent Emrah Parlak ekibe ilk katılanlardan. Başından beri bu projenin içindeydiler ve buna inandılar. Hem tarihsel önemi anlamında kolay bir iş yapmıyoruz, hem dönem itibariyle kolay bir iş yapmıyoruz, hem de biz bu tarzda bir filmi çekmek için bilinen anlamda çok büyük bir yapım şirketi mantığıyla iş yapmıyoruz. Bunca insan bu işe çok fazla emek verdi, çok fazla emek veriyor. Bu kolay olmayan işi çekilebilir ve sinema izleyicisini iyi bir film izleyebilmesi için, en iyi çekilebilmesi için herkes çok fazla emek veriyor. Nazım Hikmet’in Şeyh Bedreddin Destanı’nın sonunda anlattığı bir Ahmet’in hikayesi var, orada bahsederken (Ben Ahmet’in hikayesini ve Şeyh Bedreddin Destanı’nı yazdım, benden sonra bunun ismini, oyununu, filmini yani bunun sanatsal anlamda devamını içerecek birçok şeyin gelmesi gerekir) şeklinde anlattığı bir bölüm vardır, bir tür vasiyet gibidir. Bu zamana kadar birçok insanın hayaliydi Şeyh Bedreddin filmi ve birçok zorluklardan dolayı yapılamadı. Bu bize kısmetmiş. Biz Nazım’ın vasiyetini ve aynı zamanda birçok insanın hayalini de gerçekleştirmek üzere harekete geçmiş olduk. Bizim için iki buçuk yıl önce bu sete girmek olumlu anlamda hayal gibi bir şeydi. Başladık ve başlayan bir film en iyi şekilde biter, en iyi şekilde bitirecek insanlarla çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

SUAVİ: “BU KARAKTERİ CANLANDIRDIĞIM İÇİN ÇOK ŞANSLIYIM”
Filmde Şeyh Bedreddin’i canlandıran Sanatçı Suavi ise, “Sanatın en fazla etkilendiği bir dönemde yedinci sanat diye tanımlanan sinemanın, üstelik böylesi iddialı bir projeden pay alıyor olması başlı başına övgüyü hak eden bir çalışma. Bu daveti ilk alanlardan olmuştum. Sinema sektöründen gelen birisi olmadığım için müthiş bir heyecan yaşamıştım. Daha sonra uzun soluklu farklı farklı zaman dilimleri içerisinde görüşmelerimiz oldu. Kendimi ve disiplinimi tanıyor olmaktan hareketle arkadaşlarımın samimi ve dostça yaklaşımlarından evet deme hakkımı kullanmıştım. Ve o günden bu yana da kendi adıma müthiş bir enerjiyle, gayretle ve özenle bana düşeni çalışıyorum. Bu kendimi kotarmaktan ibaret değil, son derece önemli bir çalışma olduğunun farkında olmakla ilgili bir şey. Hak ve adalet üzerinden bir yere dönüşecek ve neredeyse 600 yıldır değişmez insanoğlu kaderini bugün yeniden ifade eden bir olgu ile izleyicinin karşısına çıkacak. Şeyh Bedreddin olağanüstü bir karakter. Doğduğu coğrafyayı biraz değiştirirsek Rönesans’ın düşünürlerine tekabül eden bir donanım. Sıradan bir dini temsilci değil, şeriatın paydalarından birisi asla değil. Şeyh Bedreddin en önemli dönemlerde adeta İslam’ın hukukuna işaret eden, adaleti ve hak arayışını buradan anlatmaya çalışan, o yıllarda bunu söyleme cesaretini, olgunluğunu bilen birisi. Üstelik babası da dahil, ailesinin Osmanlı ile bağlantısı dikkate alındığında kendisine sunulmuş büyük avantajların tamamını elinin tersiyle iten, bildiği doğrulardan yürüyen son derece saygın, filozof diyebileceğimiz bir bilgi birikimi üzerinden eserler de üreten bir şahsiyet. Bunu arkadaşlar benim üzerimden aktarmaya çalışacaklar. Birçok oyuncu arkadaşlarla farklı alanlarda planlarda yan yana düşeceğiz. Kendimi hem çok şanslı hissediyorum hem de inanılmaz onurlu bir iş yapıldığı için heyecanımı asla yok etmemeye çalışıyorum. Çünkü, amatörlülüğünü yitirmeden ama profesyonel yaklaşımı da asla göz ardı etmeden kotarılacak bir iş bu. Ekibe davet eden bütün dostlarıma, burada bir dayanışma simgesine dönüşen, kooperatif mantığıyla çekilen bu yan yana gelişin de ortak bir üretime dönüşmesi benim için büyük bir mutluluktur. Şeyh Bedreddin’in de bir ortaklık felsefesi var. Bu dünya hepimize yeter diyor. Yine Şeyh Bedreddin; ‘Kulaktan işitmelerle, duyduklarınla asla hukuki bir zemin yaratma kendine’ diyor ve daha önemlisi adeta yargıçlık müessesine hitap ederek, yargının kuvvetler ayrılığı prensibi üzerinden mutlaka bağımsız olması gerektiğine, özgür bir yargı olması gerektiğine işaret ediyor. Bu günümüze politik bir gönderme değildir, bunun altını özellikle çiziyorum. Şeyh Bedreddin 601, 602 yıl önce adeta bir insan tarafından yönetimi külliyen reddeden, herkesin kendi kendine yetebilecek donanımda olabileceğine işaret eden, ortaklığı, dostluğu ve paylaşımı sofraya oturtmaya çalışan bir şahsiyet.” dedi. 

PARLAK: “HEYECANLIYIM, GURURLUYUM”
Filmde Börklüce Mustafa karakterini canlandıran Oyuncu Bülent Emrah Parlak da, “Kolektif bilinçle, emek merkezli, sömürüye karşı yapılmış birçok Anadolu isyanından birisi olan Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’in önderliğinde yayılan bu isyanın günümüze uyarlanmış sanatsal etkinliğinde bulunmaktan dolayı gurur duyuyorum. Dönemin koşullarına göre en üst seviyede insan hakları parantezinde de yorumları olan bu isyanın o dönemden bize tuttuğu bir ışıktır bu. Anadolu’nun gerçek hikayeleri, gerçek sahiplerinin hikayesi bu. Birçok tarih anlatımı ve tarih biçimi var ama gerçek tarih biraz araştırdığımızda bize farklı bir şeylerin olduğunu söylüyor. Okuduğumuzda sanki doğrular değil de bize bazı öğretilmiş durumların olduğunu işaret ediyor. Bu anlamda çektiğimiz filmi önemsiyorum. Bu filme sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Börklüce Mustafa karakterini hiç sekmeden beni düşünmüş oldukları için Ali ve Özer kardeşime hakan hocama çok teşekkür ediyorum. Bu topraklarda herkesin bir kahramanı vardır, bana da sorsalardı eğer senin kahramanın kim diye; herhalde biraz da tarihsel gerçekliliğiyle yaşıtım olduğu için Börklüce Mustafa derdim. Bu her oyuncuya nasip olacak değil. Heyecanlıyım, gururluyum.” şeklinde konuştu.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.