Edirne Süt Ürecileri Birliği Başkanı Mustafa Suiçmez, Tarım İl Müdürlüğü’nden gelen bilgiye göre Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin önümüzdeki hafta içerisinde Edirne’ye geleceğini söyledi. Burada sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelecek olan Pakdemirli’ye süt hayvancılığındaki sorunları ve çözüm önerilerini aktaracaklarını söyleyen Suiçmez, sorunların çözülmesi halinde maliyetlerde ciddi anlamda azalma olacağını ifade etti.
“SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ DEĞERLENDİRİLECEK”
Edirne Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Suiçmez konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımız bu hafta sonu Edirne’ye geliyor. Ardından da Tarım İl Müdürlüğü’nden bize gelen bilgiye göre, tarih kesin olmamakla birlikte önümüzdeki hafta içerisinde Sayın Tarım Bakanımız Edirne’ye gelecek. Burada bir dizi çalışmalar yapılacak. Sivil toplum örgütleriyle bir koordinasyon merkezi eşliğinde çalışmalar yapılacak. Bize verilen bilgiye göre sanırım Ticaret Borsası’nda olacak toplantı. Bakan Bey ve Bakanlıkta görevli üst düzey bürokratlar gelmeden önce Tarım İl Müdürlüğümüz çeşitli sivil toplum örgütlerinden sorunlarla ilgili bilgiler alıyor. Bizi de aradılar. Bizden de süt hayvancılığıyla ilgili Bakan Bey ve koordinasyon merkezine iletilmek üzere bir rapor istediler. Sorun ve çözüm önerileri anlamında. Birçok sivil toplum kuruluşundan bu anlamda bilgi alınacak ve Sayın Bakanımız buraya geldiğinde toplantıda bu konular değerlendirilecek. Edirne bir tarım kenti. Bu anlamda Bakan Bey’in buraya gelmesi ve burada bizler gibi sivil toplum örgütlerinden sorunları ve çözüm önerilerini dinlemesi çok önemli.” dedi.
“BİZE YETKİ VERİLİRSE, MALİYET YÜZDE 40 AZALIR”
Süt hayvancılığı anlamında 3 maddelik bir rapor hazırladıklarını ifade eden Suiçmez, “İlk olarak süt ve besi hayvancılığında aile işletmelerinde veterinerlik hizmetleri ve hayvan sağlık ilaçlarıyla ilgili maliyet girdileri yüksek bir kalem oluşturuyor. Ciddi bir gider oluyor. Bunu biz sorun olarak belirttik. Tabi çözüm önerimizi de söyleyip kendilerinden ricacı olacağız. Bu konudaki çözüm önerimiz ise, daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi hayvancılıkla iştigal eden birliğimize bu anlamda yetki verilmesini talep ediyoruz. Veteriner hekim çalıştırma ve sahada tedavi etme yetkisi verilmesini istiyoruz. Çalıştırmakla ilgili bir sıkıntımız yok ancak sahada tedavi uygulatmaya yetkimiz yok. Bunun yanında tabii ki poliklinik hizmetleri verilebilmesi de gerekiyor. Çünkü ben de bir üreticiyim ve ciddi bir sorun olduğunu biliyorum bu konunun. Bu sorunumuzun düzelmesi halinde maliyetlerin yüzde 40 civarında aşağıya çekileceğini söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
“MERALARIN ISLAH ÇALIŞMALARI İYİ YAPILMALI”
İkinci sorun ve çözüm önerisi hakkında bilgi veren Suiçmez, “Bölgemize baktığımızda özellikle aile işletmelerinde hala mera hayvancılığının ağırlık taşıdığını görebiliriz. Hayvanlarımızın çoğunluğu Nisan sonunda Mayıs başında merada otlar. Meralardan iyi faydalanabilsek bu çok büyük bir faydadır aslında. Edirne genelinde 580 bin dekar mera alanı var. Ciddi bir mera varlığımız olmasına rağmen, mera hayvancılığı yaparken bu alanlardan istediğimiz miktarda kaba yem alamıyoruz. Bu da alanların istediğimiz düzeyde ıslah çalışmalarının yapılamamasından kaynaklanıyor. Haziran ayının 15’inden sonra mevsimsel olarak gelen kuraklıklarla beraber burada otlar yanma yapıyor ve istediğimiz verimi alamıyoruz. Dolayısıyla kaba yem açığını karşılayamıyoruz. Bizim önerimiz, ıslah çalışmalarının Tarım İl Müdürlüğü ve İlçe Müdürlüklerinin denetiminde birebir köylerde hayvancılık yapan insanlar gerçekleştirsin. Kısa süreli ve şartlı tahsisler halinde bu çalışmalar yapılsın. Örnek vermek gerekirse birinin 50 tane diğerinin 200 tane hayvanı var. Hayvan sayısına göre belli bir miktar alan tahsis edilsin. O alanın ıslahını o kişi yapsın. Bütün işlemleri o kişi yapsın ancak Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri denetlesin. O kişiler kendi alanları gibi buradaki çalışmaları gerçekleştirir ve belki 10 kat daha fazla verim alınabilir. Bakanlıkta bu konuya sıcak bakıyor.” şeklinde konuştu.
“ÜRETENE DESTEK VERİLSİN”
Suiçmez, son sorun ve çözüm önerisi hakkında ise, “Üçüncü olarak ise, üretime dayalı destekleme modeli olsun. Bunu tabii herkes söylüyor, biz de yıllardan beri söylüyoruz. Bizim hedefimiz sürdürülebilir bir hayvancılıksa, sürekli olması gerekiyor. Dönemler halinde süt fiyatları yükselince süt hayvancılığı yapalım, fiyatlar düşünce hayvanları satalım mantığından çıkmak gerekiyor. Onun için zaman zaman hayvan sayısı çok yükseliyor sonra bir anda düşüyor. Sonrasında kırmızı et açığımız oluyor ve ithalat yapmak zorunda kalıyoruz. Bizim önerimiz, madem bizim hedefimiz sürdürülebilir bir hayvancılık, o zaman üretim yapmamız lazım. Bu ülkenin üretime ihtiyacı var. Biz dedik ki, süt teşvik primleri yüksek rakamlarda tutulsun. Bir inek ürettiği sürece yüksek destek alsın. Üretimden çekildiğinde hiç destek verilmesin, sorun değil. Bu bir teşvik olacaktır. Bizim talebimiz de bu, üreten kazansın. Hayvan sayısı var ancak üretim yok. O kişilere destek verilmesin. Süt teşvik primleri yüksek miktarda tutulursa, buzağı desteği verilmesine bile gerek kalmayacaktır. Süt teşvik primi litre başına 35 kuruş olmuş olsa, bana hayvancılıkta buzağı desteği de verilmesin. Çünkü benim ineğim laktasyon döneminde 6-8 ton süt üretimi yapıyor. Bu süre zarfında bana 35 kuruş destek verildiğinde, ineğe daha iyi bakacağım. Bir inekten 3-4 buzağı alacağıma, daha da fazla buzağılatacağım. Böyle olması durumunda orta vadede anaç hayvan artmış olacak. Dişi hayvanlar kesime gitmeyecek. Bu modele geçilirse, ekstradan genel bütçeye çok fazla yükte olmayacak. Uzun vadede ise anaç hayvan varlığı arttığı için daha fazla buzağı alacağımdan dana sayısı da artmış olacak. 3-5 yıl içerisinde ithalata gerek kalmayacak. Üretime ve üretene destek verilmeli. Üretim yapılmıyorsa destek verilmesin.” dedi.
“SORUNLARI ÇÖZERSEK, SİSTEM RAYINA OTURUR”
Bu sorunların ve çözüm önerilerinin Bakan Pakdemirli’ye aktarılacağını ifade eden Suiçmez, “Sayın Bakanımız önümüzdeki hafta Edirne’mize geldiğinde, ana başlıklar halinde bu konulardaki sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi kendisine aktaracağız. Bunlar çok önemli sorunlar. Bu sorunlarda çözüm alabilirsek, bizim maliyet girdilerimiz azalacak. Üretimimiz artacak ve iş sürdürülebilir hale gelecek. Hayvanla ilgili hiç alakası olmayan insanlar bile ‘Yandık, Bittik’ diyor. Ben bu işin içerisindeyim. Tamam, zor zamanlar geçiriyoruz belki ama o kadar da kötü değil. Allah bin bereket versin. Ben orada o üretimi yapmak zorundayım, benim işim bu. Zaman zaman her yerde kriz oluyor. Dediğim gibi bu sorunları çözmemiz halinde ciddi anlamda sistemi rayına oturtacağız. Sürdürülebilir hale gelecek. Önemli olan kavga etmek değil, sorunu ortak akılla çözebilmek. Üretime devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Kerem Filiz
