CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı ve CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu düzenlediği basın toplantısında gündeme dair konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Tarımda yapılan ithalatların üreticileri oldukça kötü etkilediğini belirten Gaytancıoğlu, ithalat yapmak yerine üreticilerin desteklenmesi ve üretimin arttırılması için yeni yolların bulunması gerektiğini söyledi. Korona virüs nedeniyle zor günlerden geçen esnafların ayağa kaldırılması için de çeşitli çalışmalar yapılması gerektiğini ifade eden Gaytancıoğlu, Saros FSRU Doğalgaz ve Liman Projesi ile Geçkinlik Köyü’ndeki kömür ocağı çalışmalarının da bir an önce durdurulması gerektiğini belirtti. İl Başkanı Pekcanlı da korona virüs vaka sayılarındaki artışın dikkat çektiğini ancak hizmet sektörünün HES kodu ile açılmasının ekonomiyi ayakta tutmak açısından oldukça önemli olduğunu dile getirdi. Pekcanlı ayrıca İl Encümeninde, seçilmiş encümen üyelerinin şerhine rağmen yedek ödenekten para kullanılmasına onay verilmesine de tepki gösterdi.
GAYTANCIOĞLU: “ÜRETİCİ KAN AĞLIYOR”
Tarımdaki sorunlar hakkında konuşan CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “Türkiye'nin gündemi çok yoğun, Edirne'mizin gündemi de yoğun. Yoğun bir trafik var. Geçen hafta il başkanımla birlikte genel başkanımızı ziyaret ettik. Sonrasında bir basın toplantısı yapıp hem Edirne'nin hem de ülkenin gündemini değerlendirelim dedik. İnanın bölgeyi ilgilendiren, özellikle çok ciddi sorunlar var. Bu sorunların başında ekonomik sorunlar var. Edirne ve Türkiye ciddi anlamda kan kaybediyor. Edirne neden kan kaybediyor? Edirne'nin gelir kaynaklarının başında tarım geliyor. Özellikle İpsala ilçemizde bir feryat hissediliyor. Türkiye pirincinin biliyorsunuz yüzde 60'ını Edirne karşılıyor. En kaliteli pirinci de Ergene Havzası'ndan elde ediyoruz. Çeltik üreticileri çok perişanlar. Düşünün, çok kaliteli bir ürününüz var, bu ürün hasat zamanı çok yüksek, üretici 'belki borçlarımız öderim, çeviririm, biraz piyasalar oluşsun' diyerek bir kaç hafta bekliyor. Fakat bir kaç hafta sonra hükümet ithalat kararı alıyor. Elindeki ürün satılmadan, elindeki alın terini dökmüş borcunu ödeyecek, çeltik 4 bin 500 liraya çıkmış ama şu anda 3 bin 500 liraya satamıyor. Tonda bin lira zarar. Yani 100 dekar arazisi olsa 100 bin lira zarar. Hesap yaptığınızda Edirne ekonomisine 3 milyar dolar katma değer sağlayan bir üründen bahsediyoruz. Hükümet bir kararname çıkartıyor. Geçen hafta görmüşsünüzdür Ziraat Odaları ve Keşan Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı bir deklarasyon yayınladı. İthalatın 15 Nisan'dan 15 Mart'a çekilmesi. Biz de aynen katılıyoruz. İthal edilen ürünlere bakıyoruz, Uruguay ürünü. Yerli üreticimiz orada kan ağlıyor ama ithalat yapılıyor. Üreticiler sürekli bunu konuşuyor. Bir insanın bağlı bulunduğu devlet bunu nasıl yapar diyor. Çiftçinin gerçek gündemi bu. Üre fiyatlarına yapılan, girdi fiyatlarına yapılan korkunç bir zam var. Geçen sene 1800 liraya aldığı gübreyi, 3100 liraya alıyor. Arkasını açtığınızda, devlete ait 8 gübre fabrikasının tamamının özelleştirilmesi, özelleştirme sonunda başı boş kalan piyasa ve ham maddenin ithalatı, buna dolar ödenmesi ve fiyatların durdurulamaması. Bütün dünya devletçi politikalara dönüyor ama Türkiye Cumhuriyeti bu politikaları terk ediyor. Yani şu anda Edirne'nin bana sorarsanız ilk gündem maddesi İpsala, Meriç ve Uzunköprü'deki hatta Edirne'nin bazı köylerindeki çeltik üreticisinin feryadı. 4 bin 500 liraya satmadığı ürünü 3 bin 500 liraya satamaması. İşin tuhaf kısmı, İstanbul'da bir tüketici markete gittiğinde Trakya pirinci almak istiyor. Aldığı pirincin içerisine ithal pirinçler karıştırılıyor. İpsala, Meriç, Uzunköprü'de üretilen Osmancık, Luna, Baldo, Kameo ithal pirinçle karıştırılıyor ve ardından fahiş fiyatla satıyorlar. Yine bizim alın terimiz gidiyor. Gündem maddesi bu.” dedi.
GAYTANCIOĞLU: “ESNAFI AYAĞA KALDIRMAK GEREKİYOR”
Bulgar vatandaşların PCR testleri bedellerinin devlet tarafından karşılanmasının Edirne’deki esnafları ayağa kaldırabileceğini ve bunun için mecliste önerge verdiğini söyleyen Gaytancıoğlu, “Bugün herkes açıklama bekliyor hükümetten. Esnaflarda bir heyecan var. Ama vakalar son derece arttı. Bu toplu yaşamaktan kaynaklanan bir salgın. Biz toplu yaşama dikkat ediyoruz ama Edirne riskli bölgelerden bir tanesi. Acaba açılacak mı? Eşimle bir alışveriş merkezine gittim, merak ettim. Girerken HES kodunu sordular. Bir girdim, bir sürü insan var. Yani oraya bu insanları alabiliyorsan, lokantaya neden alamıyorsun. Hayalet şehir haline döndük. Bir önerge verdim. Bulgar turistler bize gelmiyorlar, onların test ücretlerini devlet ödesin dedim. Pek sıcak karşılanmadı. Bunu dememin altında şu yatıyor. Türkiye'ye gelmek isteyen turistlerin uçak parasını biz karşılıyoruz. Madem biz karşılıyorsak uçak parasını, bize gelmek isteyen turistlerin PCR testlerini de biz karşılayalım. Çünkü esnafımızı ayağa kaldırmak zorundayız. Esnafı ayağa kaldırırsak vergi alabiliriz, devletin çarklarını döndürebiliriz. Buradaki kastım buydu.” ifadelerini kullandı.
GAYTANCIOĞLU: “İNŞAAT TAM GAZ DEVAM EDİYOR”
Saros FSRU Doğalgaz ve Liman projesi hakkında da konuşan Gaytancıoğlu, “Tüm Trakya'yı ilgilendiren FSRU Doğalgaz ve Liman çalışması var. Aşırı süratle gidiyor. Mahkeme halen karar vermiş değil. Mahkeme bitene kadar inşaat bitecek. Arazi sahibi ile konuştuk sayın Mehmet Zeybek ile, 'benim arazime zorla el koydular' diyor. Düşünün sizin bir araziniz var, o arazi sizin zannediyorsunuz fakat bir karar alınmış. Karar da hukuki değil. Sizin birden bire arazinize birileri geliyor, greyderleri sokuyor, buralarda işlemler yapıyorlar. Böyle bir hukuksuzluk olabilir mi? 2 ÇED olumsuz gelmesine rağmen, 13 bilim uzmanı açıklama yapmasına rağmen tam gaz inşaat devam ediyor. Bu bizi yaralıyor, ciğerlerimiz kirleniyor.” dedi.
GAYTANCIOĞLU: “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE İLGİLİ ÖNLEMLERİ ŞİMDİDEN ALMALIYIZ”
Yaşanan don yüzünden buğdaydaki sararmalar hakkında bilgiler veren Gaytancıoğlu, “Lalapaşa'da ağırlıklı olmak üzere Uzunköprü ve Keşan'da özellikle erken ekilen buğdaylarda bir don vurması dediğimiz üretimi ciddi oranda etkileyip etkilemeyeceğini bir kaç gün içerisinde göreceğimiz bir sararma var. Bu da çok önemli. Geçtiğimiz hafta Tıbbi Aromatik Bitkiler Komisyonu raporu okundu. CHP adına ben konuşma yaptım. Ardından Kuraklık Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Ona yine ben parti adına katılıyorum. Kuraklık ve küresel iklim değişikliği. Bundan sonra bu tip görüntülere alışmak zorundayız. Yani, beklenmedik olaylarla karşı karşıya kalabiliriz. Yani yağmur yağmasını bekleriz birden bire sel olur. Birden bire selin ardından güneş açabilir ama çok kavurucu sıcaklar olabilir. Devletler bunun önlemlerini alıyorlar. Eskiden Ekim ayında tarlalar ekilirdi. Ama şimdi o ekim tarihi değişti, Kasım ayına geldi. Bitkinin soğukluk isteği var. Bu isteği karşılanması lazım ama birden bire ya çok soğuk ya da sıcaklık olabiliyor. Mevsimsel geçişler var. Bu da bizim üretimimizi etkiliyor. Biz üretimimizin etkilenmesini istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak üretici bir ülke olmak istiyoruz. Önlemlerini şimdiden almak lazım. Önlemlerini şimdiden alan bir çok yurttaşımız ekimlerini geç yaptı, ona göre tohumluk çeşidi kullandı. Biz burada bir bilene sorun diyoruz. Bunlarla birlikte hareket etsinler, babadan kalma yöntemleri kullanmayalım.” şeklinde konuştu.
GAYTANCIOĞLU: “2 MİLYAR DOLAR EDİRNE EKONOMİSİNE GİREBİLİR”
Ayçiçeğinde üreticilerin desteklenmesi ve üretimin arttırılmasıyla Edirne ekonomisine 2 milyar dolar girebileceğini belirten Gaytancıoğlu, “Daha önce burada toplantı yapıp ayçiçeğine 3 bin 500 lira fiyat istemiştik. O zaman bir ton ayçiçeği 360 dolardı. Ona göre de dolar bazında hesaplamıştık. Ama fiyatlar ne bizim ne de kimsenin tahmin etmediği fiyatlara çıktı. Şu anda 1 ton ayçiçeği 740 dolar. Türkiye dünyada en fazla ithalat yapan ülke. Bunu neden söylüyorum? Çünkü Edirne üretici bir il. Daha fazla üretebilecek potansiyelimiz çok fazla. İşleyebilecek çok fazla potansiyelimiz var. Ama 2 hafta önce nüfus istatistikleri yayınladı ve Edirne'nin göç verdiği görüldü. Gençler iş bulamıyor. Elimizdeki paraları başka ülkelerin çiftçilerine verdikçe, başka ülkelerdeki işletmelere verdikçe insanlar gidiyor. Halbuki bu paralar bizde kalabilse, yani 740 dolara biz satsak dünya kadar para kazanmış oluruz. 360 dolar olan 1 ton ayçiçeği 740 dolar. 700 dolar olan ham yağ 1400 dolar, 1 ton küspe 200 dolardan 350 dolara çıkmış. Bizim de daha önce 6 liraya aldığımız 1 litre ayçiçek yağı şu an 17 lira. Bu paralar bizde kalsa. Sadece Edirne ekonomisi olarak söylüyorum 2 milyar dolar. Edirne ekonomisine 5-6 milyar dolar para gelebilecekken biz başka ülkelerin çiftçilerine bunları ödüyoruz. Edirne ekonomisi kan kaybediyor. Ne yapmak lazım? Çok basit; üreticiyi desteklemek lazım.” ifadelerine yer verdi.
GAYTANCIOĞLU: “BİRİNCİ SINIF TARIM TOPRAĞI ÜZERİNDE TARIMDAN BAŞKA BİRŞEY YAPILMAZ”
Geçkinli Köyü’ndeki kömür ocağı hakkında da konuşan Gaytancıoğlu, “Süloğlu'nun Geçkinli Köyü'nde bir açık kömür işletmesi halen çalışıyor. Zaten oradaki sakinler bu konuda çok muzdaripler. Ciddi anlamda kömür tozu soluduklarını söylüyor ve çok ciddi tepki gösteriyorlar. Kent Konseyi'nin bu konuda ciddi çıkışı oldu. Şimdi o işletmenin ruhsatını daha da geliştirmeye çalışıyorlar. Bunun son derece yanlış olduğunu söylemiştim. Bunlar bize yakışmıyor. Birinci sınıf tarım toprağı üzerinde hiçbir şey yapılamaz. Sadece üretim yapılır. Hiçbir haklı gerekçe olamaz. Gelecek nesillere ihanet etmiş oluruz. Sanayileşme olsun istiyoruz, yeraltı madenlerimizi kullanalım istiyoruz. Ama en güzel ve ucuz enerji tepemizde var. Bundan yararlanmayan bir ülke var. Halen enerjiye ciddi kaynaklar ödüyoruz. O konuda Geçkinli'deki konuya çok hassasız. Bilim ne derse o konuda hareket etmeye devam edeceğiz.” dedi.
PEKCANLI: “HİZMET SEKTÖRÜNÜN HES KODU UYGULAMASIYLA AÇILMASI EN BÜYÜK TEMENNİMİZ”
CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı da, “Bölgemizdeki Covid-19 vaka artışlarını hepimiz yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz ay iktidar partisinin il kongresinden sonra zaten ciddi anlamda artış oldu. Her şeyi oraya bağlamak doğru değil ama malumunuz iktidar partisisiniz, madem ülkede söz sahibisiniz, ilk önce iktidar partisinin insanlara örnek olması lazım. İl ortalaması 100 binde 65'lerdeydi, geçtiğimiz hafta 75'e çıktı. Bu demektir ki 400 binlik nüfusta 300 - 350 kişi. Hepsini kongreye bağlamıyoruz ama bu kongrelerden sonra da artışlar başlamış. İktidar partisinin il başkanı 'takip ettik, kongrelerle ilgili artış yok' diyor. Ama bunu söylerken kendi il yöneticisi İpsala'da kovid oluyor, kongre sonrasında. Açıklama yaparken biraz da aynaya bakarak açıklama yapmak lazım. Bakın 2 gündür ülke gündeminde kapısını açmayı bekleyen esnaf var. Gerçekten büyük beklenti içerisinde bütün esnaflarımız. Biliyorsunuz gıda ile özellikle hizmet sektörü ile alakalı bölgemizde çok büyük işletmeler var. 50 - 60 kişinin çalıştığı işletmeler var. İnşallah bizim de temennimiz en kısa zamanda HES kodu ile bu işletmelerin açılması.” dedi.
PEKCANLI: “SORMAYACAKSAM BU KOLTUKTA NE İŞİM VAR?”
Pekcanlı seçilmiş encümen üyelerinin şerhine rağmen yedek ödenekten 3 milyon 950 bin TL’nin kullanılmasına da tepki göstererek, “İl genel meclisimizin bütçeleri ile alakalı uzun zamandır kafamızı kurcalayan konular var. Bütçedeki para, Özel İdare'deki para bazen o kadar har vurup harman savruluyor ki. Bazen kredi çekiyoruz bunu kapatmak için bazen ek ödenekleri bitiriyoruz, fuzuli işler için. Örnek vereyim. Geçtiğimiz günlerde İl Encümeni'nde alınan bir kararda, 'Edirne İl Özel İdaresi 2021 Mali Yılı bütçesinde yer alan ve yılı içerisinde yapılması zorunluluk gerektiren giderler için Mali Hizmetler Müdürlüğü yedek ödenek harcama kaleminden, Plan Proje Müdürlüğü Kamu Hizmet binaları bakım ve onarım giderleri, Edirne Menzilahir Mahallesi halı saha ve soyunma odaları onarım işi, Fevzipaşa İlkokulu ek binaları sosyal yaşam merkezi tamirat işi, Karaağaç Bölgesi'nde Yeşeren Umutlar Projesi kapsamında bina onarım ve bahçe düzenleme işi ve Edirne İl ve İlçe Nüfus Müdürlükleri'nin yeni konsepte uygun ürünlerin alım işi' için toplam 3 milyon 950 bin liralık bir ödenek aktarıldı il encümeninden. İl Genel Meclisi'nin ek bütçesinden buraya aktarılıyor. Bu saydıklarım yapılmalı tabii ki ama bu yatırım programları il genel meclisi gündemine alınarak yapılması gereken programlar. Bunlar planlanıp il genel meclisi kararı alınır. Hiç ek ödenek bunlar için kullanılmaz. Örnek veriyorum Tayakadın’da bir su işi yaptınız, ödenek yetmedi buradan ödenek aktarırsınız. Tahminen 4 buçuk milyon liralık ek ödeneğiniz var. Bunun 3 milyon 950 bin lirasını buraya aktarırsanız yarın öbür gün kırsalda para yetmediği zaman bu sefer kredi kullanılacak. Geçen yıl Özel İdare'ye aşağı yukarı 85 milyon lira kredi kullanma yetkisi verdik Özel İdare'ye. O zaman faizlerde çok cazipti. İlk etapta 10 milyon, ikinci etapta 15 milyon yaklaşık 25 milyon para 0.60 oranında faizle kullanıldı. Geçtiğimiz Aralık ayında yıl bitmeden 13 milyon lira daha para çekildi. Kaç faizle çekildi veya niye bugüne kadar bekletildi? Madem ihtiyaç var, biz zaten yetkiyi vermişiz. Faizler uygun şartlarda iken neden çekilmedi? CHP Grup Başkanı olarak Edirne Valisi'nden İl Özel İdaresi Genel Sekreteri'ne kadar bizlere karşı samimi olmalarını bekliyoruz. Yoksa biz CHP olarak bölgede yapılacak işlere karşı değiliz. Fakat aklımızda soru işaretleri var. Biz sordukça birileri rahatsız oluyor ama sormaya devam edeceğiz. Ben bunu sormayacaksam bu koltukta ne işim var?” ifadelerini kullandı.
Kerem Filiz
