Edirne Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz ayçiçeği fiyatları konusunda yaptığı açıklamada; “ Bilindiği gibi ayçiçeği harmanı yaklaşıyor 10-15 gün sonra hasat başlayacak.Onun için ayçiçeği taban fiyatı gündemde.Yurtdışı fiyatları ortada 380-400 dolar arasında seyrediyor. Buna vergileri eklendiğinde yurt dışından ayçiçeği ithalatı 500 doları buluyor.
Bunu döviz kuruna vurduğumuzda 2600 lira ediyor. Bilindiği gibi kanola ilk biçildiğinde piyasada 2200 lira fiyat ettiğini ele aldığımızda ayçiçeği yağı da kanola yağından kaliteli bir yağ.
%40 randımanlı ayçiçeğinin fiyatının 2500 liradan açılmasını talep ediyoruz.
Bilindiği gibi bu yıl buğday verimleri çok düşük çiftçilerimiz bu yönden büyük sıkıntı yaşadı.
Onu ayçiçeğinde beklenen %20-50 arasında bir verim artışı bekleniyor.
Ayçiçeği fiyatının çiftçilerimizi tatmin edecek bir fiyat olmasını istiyoruz.” Dedi
GÜBRE 800 LİRADAN 2200 LİRAYA YÜKSELDİ
800 lira olan gübre bu yıl iki bin bandına doğru gittiğini belirten Yorulmaz, “
Bir önceki yıl bin lira olan gübre şimdi 2200 liraya yükseldi. Geçen yılki gübre fiyatları ile bu yılki fiyatlar arasında yüzde yüzden fazla artış oldu. Doların yükselmesi fiyatları etkiledi. Geçen yıl 4,5 liraya mazot kullana çiftçilerimiz bu yıl 6 liraya kullanıyor.Bunlar dikkate alındığında talep ettiğimiz fiyat makul bir fiyattır. Bu fiyat döviz kurlarına bağlı . Eğer döviz artış gösterirse bizim beklentimiz de yükselecektir.
Bu fiyat dolayında bir fiyat belirlenirse çiftçilerimiz memnun olacaktır.
Bu arada Adana’daki ayçiçeği fiyatlarını araştırdık 2200 ile 2300 lira arasında buna nakliye de ilave edildiğinde 2500 liraya ulaşıyor. Oradan buraya ayçiçeği geliyor.
Bu bizler için gösterge değildir” dedi
YAĞIŞLAR BUĞDAY VERİMİNİ AZALTTI
Bahar aylarında devam eden yağışlar konusuna değinen Yorulmaz, “bu yağışlar sonucunda buğday verimi düştü , büyük zarar yaşandı. Daha sonra haziran ayında yine yağışlar başladı, hafta başına kadar yağmur vardı.
Yağışlar nedeniyle biçim olmadı ve çimlenme görüldü. Bugün ticaret borsasında kaliteli buğdayın 1300 liraya satıldığı anlaşılıyor.
Ülkede ekmek fiyatının yüksekliğinde yakınıyorlar. Ülkemizde en ucuz yiyecek ekmek, bir sigara değeri kadar değil. Ekmek fiyatlarının yüksek olduğunu savunanların tarımın ne kadar zor ve meşakkatli iş olduğunu bilmesi gerekiyor.
Bu ürünler israf edilmemeli. Ne yazık ki ,ülkemiz tarımda kendi kendine yeterli ülke konumundan çıktı.” Dedi
ÇİTÇİLERİMİZE KÜSTÜRÜLDÜ
Son yıllarda çiftçilerin küstürüldüğünü belirten Yorulmaz, “ girdi maliyetinin yüksek olması nedeniyle insanlarımız zamanında gübresini atamıyor. Bunun sonunda gelir ve kalite düşmüş oluyor. Böylece tarımda ithalata bağlı duruma geliyor.Ülkemiz tarımda kendi kendine yeterli bir ülke konumuna gelecektir.
Bu arada iklim koşulları nedeniyle tarlalarımızdan ikinci bir ürün alamıyoruz.Hayvanlara yem için ektiğimiz mısırdan dahi verim alamıyoruz.Alternatif ürünler arasında kanola gündemde.O da iklime bağlı bir ürün eylül ayında yağış olmaz kışa güçlü giremezse kış aylarında donma oluyor. Bir de aspir var. Bu ürünü geliştiremedik.Bu insan sağlığı açısından yararlı bir ürün. İç Anadolu da sözleşme yapıldı biyodizel için ekim yapılıyor.Oralarda yağış olmadığı için kurağa dayanıklı olan bu bitki ekimi yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu
BUĞDAY TÜRLERİ ÇOK
Türkiye’de ekimi yapılan buğday türleri sayısının 60 çeşide ulaşmasından yakınan Yorulmaz, “Bu bizler için sorun.Bu türler bakanlık tarafından denetlenmeli hangi türde verim ve kalite varsa onların ekimine izin verilmeli. Çok sayıda buğday türü beraberinde hastalık da getirdi.
Buğday türleri için çiftçilerimiz arayış içinde. Ne yazık ki kalite ile verim aynı türde olmuyor.Bu kadar buğday çeşidi çok sakıncalı. Amerika’da üç çeşit buğday türü varmış. Firmalar tohumluklarını pazarlamak için her türlü imkanı kullanıyor.Çiftçilerimiz kendileri için yararlı ürünü görmesi gerekir.
Bu arada saman ithalatına değinmek isterim. Daha önceki buğday türleri yüksek boyluydu. Onların samanları da çok çıkıyordu. Şimdi boyları azaldı haliyle saman orana da düştü.Sıkıntı bununla da sınırlı değil insanlarımızı mesleklerinden soğuttular.
Bakımlı ekin alanlarından 10 – 12 balya çıkıyor. Bakım olmazsa bu oran düşüyor. Hastalıklar da verimi etkiliyor. Kara kök denilen bir hastalık var.Bu zaman zaman görülüyor bu yıl da vardı. Bu hastalık konusunda seminerler yapılıyor. Bunu önlemek için ekimin geç yapılması isteniyor. Havaların sıcak gitmesi hastalığı artırıyor.” Dedi
ÇİMLEME BUĞDAYDAN TOHUM OLMAZ
Kesinlikle çimlenen buğdayların tohumluluk olarak kullanılmaması gerektiğini belirten Yorulmaz, “çimlenen buğdayın bir daha çimlenmesi mümkün değildir.
Bu yıl buğday tohumluk fiyatlarının yüksek olacağı kanısındayım.Bu konuda fiyatların 2600- 2700 lira olacağı söyleniyor. Bu çok yüksek bir fiyat.
Bakanlık fiyat yükselmesinin önüne geçmeli.Çiftçilerimiz sertifikalı tohumların yüksek olması nedeniyle bu tohumu kullanamıyor. Bu konuda 400 lira destek olsa da 2200 lira yine yüksek bir fiyat. Kanola yağının asit oranı yüksek kansolojen etkisi var.
Kanola için sertifikalı veya hibrit tohum kullanılması gerekir.Eğer çiftçilerimiz kendi tohumundan ekim yaparlarla kansolojen etkisi olabiliyor. Onun için üreticiler kendi ürettikleri tohumu kullanmaması gerekiyor. Bu yeterince denetlenmiyor. Kanolada devlet desteği yüksek buna karşın ayçiçeğinde düşük. Kanola 2200- 2300 liradan pazarlanıyor. Bu üründen dönüm başına 200- 300 kilo verim alınıyor. Kanolaya talep yüksek.Bu ürende verim de etkili oluyor. Tekirdağ ilende bu üründen yüksek verim alınıyor. Kanola biyodizel yanında sanayide birçok alanda kullanılıyor” dedi
Fikri Yalın
