Edirne’deki Sivil Toplum Kuruluşları okullarda yüz yüze eğitime geçilmesi için bir araya geldi. Sivil Toplum Kuruluşları okullarda eğitim hayatının başlaması ve devam etmesi gerektiği vurgulandı.
Edirne Tabipler Odası lokalinde ortak basın toplantısı yapan Edirne VELİ DER Başkanı Benay Gürsel,
Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Edirne Çocuk Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Özer Demir ve Eğitim-İş Edirne Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi Olcay Dal okullarda yüz yüze eğitimin başlaması gerektiği vurgusu yaptılar.
Toplantıda konuşan Edirne VELİ DER Başkanı Benay Gürsel, ‘Okullarımız yüzyüze eğitime başlasın’ çağrılarını bu kez de kurumlar olarak yaptıklarını belirtti. Okulların eğitime başlamasının yanı sıra eğitim hayatına da devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Gürsel, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Bunu nasıl yapacağız? Ortak bir akıl ortaya koymak durumundayız. Biz veliler olarak yüzümüzü çevirdiğimiz yer çocuklarımız. Onları okula güvenli ve rahat bir şekilde gönderebilmek için tabii ki uzmanlar, bilim insanlarının ne dediği, hangi kanıtlara dayanarak çocukların okula gidebileceğini söylemeleri bizler için çok önemliydi. Bununla ilgili değerli kurumlardan bu konuyla ilgili çalışmalar bize gelmektedir. Biz veliler olarak kesinlikle okulların açılmasını, yüzyüze eğitimin bir an önce başlamasını talep ediyoruz. Velilerimizin çok önemli olan bir kesiminde de güven problemi yaşıyoruz. Bunun önüne geçebilmek için yetkililerden şeffaf olmalarını bekliyoruz. Ne yaptıklarını bize net bir şekilde açıklarlarsa eğer biz eminiz ki velilerimiz rahat bir şekilde çocuklarını okula göndereceklerdir. Velilere o güveni aşılamanın çok önemli olduğunun farkındayız. Anket çalışmaları yapıyoruz. Ama görünen şu ki Edirne’deki velilerimizin yüzde 70’in üzerindeki bir oranı okulların artık açılmasını istiyor ve güvenli şartların oluşturulmasını bekliyorlar. Okullarımız yüz yüze eğitime açılsın ve lütfen sürdürülebilir olsun.”
ÇOCUKLARIMIZ DUYGUSAL VE PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞADI
Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, yaklaşık 1,5 yıldır süren salgında tespit edilen bir takım bilimsel gerçeklerin olduğunu hatırlatarak, bunlardan en temeli bu hastalığın yayılmasında en az etkisinin çocuklar olduğun dile getirdi. Özellikle ilkokul grubundaki çocukların bulaştırıcılık konusunda en az tehlikeli oldukları bilimsel olarak hesaplanmış durumda olduğunu da sözlerine ekleyen Altun, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:
“Dolayısıyla okullarımızın en kısa sürede açılması gerekiyor. Okulların kapalı kaldığı 1,5 yıllık dönem içerisinde çocuklarımız hem duygusal, hem psikolojik ciddi sorunlar yaşadılar. Bu sorunların giderilmesi ve örgün eğitimdeki açıkların kapatılması gerekmektedir. Milli Eğitim tarafından da ek eylem programlarının geliştirilmesi gerekiyor. Öğretmenlerin hemen hemen hepsi aşılandı. Okulda çalışanların da aşılandıklarını biliyoruz. 12 yaşını bitirmiş olan tüm bireylerin aşılanması gerekmektedir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı verilerine göre söylüyorum ki 18 yaş üstü bireylerin yüzde 47’sinin ikinci doz aşısının yapıldığı biliniyor. Eylül ayında okullar açılmadan önce biran evvel Milli Eğitim’de, okullarda çalışanlar özellikle aşılarını yaptırması gerekmektedir. En kısa zamanda da Sağlık Bakanlığı tarafından 18 yaş altı aşılanmasına geçilmesi gerekiyor. Sağlıklı bir eğitim yılı yaşayıp, 1,5 yıllık eğitim eksikliklerini kapatabilelim.”
HER ÇOCUK EĞİTİMİNİ TAM YAPABİLMEK İÇİN DESTEKLENİR VE KORUNUR
Edirne Çocuk Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, eğitim hakkının çocuk hakları sözleşmesinin 28. Maddesi’nde tanımlandığını hatırlatarak, “Her çocuk eğitimini tam yapabilmek için desteklenir ve korunur. İlköğretim parasız ve hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocuklar için hak ve zorunluluktur’ diyor. Eğitim hakkı kutsal ve değerlidir. Devletler çocukların eğitim hakkını sonuna kadar gözetmek ve uygulamak zorunda. Pandemi döneminde şunu gördük ki Türkiye ne yazık ki, en fazla okulunu kapatan ülkelerden birisi oldu. Oysaki bizim birinci derecede eğitimi kollamamız gerekirdi. Öğretmenlerimizin aşılanması için bile ne kadar çok mücadele etmek zorunda kaldık. Bir İspanyol Gribi sırasında eğitim olmayınca kaç nesilin kaybedildiğiyle ilgili dünya çapında bir örnek var. Gelişmiş ülkeler de pandemide en son okullarını kapattılar. Hatta birçoğu kapatmadı. Biz de yerel önlemlerle veya aşılama oranını arttırarak, eğitimi devam ettirebilirdik. Pandemideki EBA, uzaktan eğitim vs ile eğitimin yapılamadığını, yüzde 60’dan fazla öğrencinin ise eğitime ulaşamadığını anladık. Yapılması gereken şey şu; tüm ülkenin kaynaklarını eğitimin devam etmesi için ayırmak zorundayız. Bundan ötesi yok. Biz eğitimle ileriye taşınacağız. Eğitim yüzyüze devam etmelidir” şeklinde konuştu.
ÖĞRETMENLER, OKULLARIN AÇILMASINI İSTİYOR
Eğitim-İş Edirne Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi Olcay Dal, öğretmenler olarak okulların açılmasını istediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Artık bilgisayarın siyah ekranına bakarak numara ve isimlerden oluşan görüntüye ders anlatmak istemiyoruz. Sınıflarımızda öğrencilerimizle yüz yüze eğitim vermek istiyoruz. Öğrencilerin okula gelmesi için alınacak kararları yetkililerin ivedi bir şekilde almasını bekliyoruz. Okullarımız güvenli yerlerdir. Dersini sınıfta anlatamadığımız öğrencinin AVM’ de geziyor olabilmesi bizi hakikaten şaşırttı, üzdü, kızdırdı. Pandemi başladığında 9. sınıfta olan öğrenci şimdi 11.sınıfa geçecek. 12 yıllık eğitim hayatına bakılırsa 1,5 yıl kayıp büyük bir rakam. Bunun üniversite boyutu da var. Bizler öğretmenler olarak okullarda alınacak her türlü tedbirleri almaya yardımcı olmaya hazırız. Biran önce tüm okul bileşenlerinin servis şoförleri, kantinciler de dâhil herkesin aşılanmış olmasını ve eylül ayında da okulların açılmasını diliyoruz. Bir gün bile yapay ortamlardan ders işleme çilesine katlanacak halimiz yok. Öğrencilerimize kavuşmak istiyoruz”
TÜM TEDBİRLER ALINMALI
Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Özer Demir ise, yüzyüze eğitimin başlaması için tüm tedbirlerin alınmasını talep ettiklerini dile getirerek, “Çocuklarımız akademik, sosyolojik, psikolojik açılardan kayıplar yaşamakta. Uzaktan eğitim sürecinde MEB’in açıklamalarına göre 4 çocuktan biri uzaktan eğitime ulaşamadı. Ulaşanların da maalesef yüzde 60’ı cep telefonuyla ulaşabildi. Süreklilik noktasında da ciddi sıkıntılar söz konusu. Uzaktan eğitim süreci maalesef eğitim sistemimizde var olan eşitsizlikleri daha da arttırdı. Bizler de eğitim ve bilim emekçileri olarak yüz yüze eğitimin 6 Eylül tarihinden itibaren başlamasını ve sürekli olarak devamı için tüm tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yavuz Göktaş
