Özlem ve hasretlikten çok hastalık havaları yaşıyoruz şu günlerde.

Gece gündüz sis kalkmıyor Edirne’nin üzerinden.

İnsanı ruhen bunalttığı gibi omuzlarımıza büyük bir yük gibi biniyor adeta.

İçersinde nelerin olduğu, neler taşıdığı konusunda sadece tahminler yürütmemize rağmen baş gösteren salgınlar bu yer bulutunun çeşitli mikropları da beraberinde getirdiği aşikâr bana göre.

Dışarıya çıkmak akıl karı değil elbette ama mecbur olunca günlerimiz bu yoğun sisin altında geçiyor maalesef.

Bizim gibi yaşlılar ve hastalık ile mücadele edenlerin vay haline.

Allah yardımcımız olsun.

Meteorolojiye göre bu gün artık kalkacağı ve güneşli havanın hâkim olacağı ifade ediliyormuş.

İnşallah diyelim.

Hatta bu havaların ardından şöyle her tarafı kaplayan ve mikropları yok eden bir kar ağışı gelirse sağlık açısından bulunmaz bir nimete kavuşmuş oluruz.

Aralık ayının sonuna geldik hala kışın geldiğini hissettirecek bir durum söz konusu değil.

Aslında her mevsimin kendine göre güzellikleri var ve her mevsim kendine özgü karakteristik özelliklerini gösterdiğinde yaşam daha güzel ve anlamlı oluyor.

Hoş, eski kışları artık göremiyoruz.

Hatta çok kez; “mevsimler mi değişti” gibi sözler söyleriz.

Bizim tevellüdümüzde daha ileri yaştaki insanlar kış ayı konuşulduğunda çok kez; “nerede bizim zamanımızın kış ayları” deriz.

Ben birçok kez yazdığım ve söylediğim gibi 1956—1962---1981 kış aylarının hala unutamadığım ve hatıralarını sık sık dile getirdiğim olumsuzluklarını ama bir o kadarda güzelliklerini yaşadım hayatımda.

Geçmişte de sisli havalar oluyordu elbette.

Ama inanın Sis’in rengi bile değişikti.

Şimdiki gibi kapkara bulut inmezdi şehrin üzerine.

Mavimsi bir sis bulutu gökyüzünü kaplayarak Güneşi bir müddet gizler ama öğlene varmaz kalkar giderdi.

Şimdi öyle mi?

Sabah bir çöküyor koca gece devam edip ertesi günü de açmadan devam ediyor.

Gece araç kullananlara Allah yardım etsin.

Hele gece yolculuk yapanlara.

Ruhen daralıyor insan.

Bakmayın siz Orhan Veli’nin Güzel havalarda Mahvolduğunu yazdığı bu dizelere;

 Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

“Sonbaharda ve kapalı havalarda güneş ışıklarının zayıflaması mutluluk hormonunun salgılanmasını azaltıp, uyku hormonunun üretimini artırdığı için beyin kimyasının değişmesine ve buna bağlı olarak da depresyona yol açabilir.” Diyor sağlık bültenleri.

Sağlıklı bol güneşli, bol kar yağışlı günler göstersin ama böyle sisli puslu havalardan korusun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.