Hani derler ya,”Aynaya bak gör halini…” Bizim halimizi görmek için yalnız aynalara değil TV denilen aynaya bakmak yeterlidir. Oynayanlar mı, açılıp saçılanlar mı, demirbaş sunucular mı?...
Yani ne istersen var ama çoğu sıradan şeyler.Değersiz, anlamsız ve içi boş
Birkaç gün önce gezinirken ilgimi çeken bir şey oldu.Baktım baktım küçücük çocuklar podyumda, mankenler gibi süzüm süzüm.Bunların içinde emzikli olanlar da vardı. Abartılı ve şinanay elbiseler giydirilmiş. Yapay ve lüks denilebilen bu giysileri tanıtmak amaçlıymış gösteri.
O yaştaki çocuklara bundan daha büyük kötülük yapılamaz.
Sunucu ve izleyen büyükler “Çok güzel, ne güzel!... diyerek övgüler yağdırırken ne yaptıklarının ayırdında bile değillerdi.
Evet, görüntü olarak çok güzel. Ama ne denli güzelse o denli yanlış.
Şimdi ne söylersin? ÇOCUKLARI KENDİ DÜNYALARIYLA BAŞBAŞA bırakın. Yani o dünyaya burnunuzu sokmayın. Sokacaksanız bile akıllı ve mantıklı olun.
Çocuk hiçbir zaman yetişkinlerin küçültülmüşü, yani minyatürü değildir. Herkes bunu öncelikle kafasına soksun. Çocuk dünyası, apayrı ve kendine özgüdür.Davranış bilimleri böyle der. Ve onların dünyasının temelinde “oyun” en önemli özellikler taşır. Onlar oynaya oynaya gelişip sosyalleşirler. Onları hayata en başta oyun hazırlar.
Gösterişmiş, marka imiş, lüksmüş, hava imiş… umurlarında bile değildir.Oyunla öğrenip büyürler. Çamurla, taşla, toprakla… oyuna daldıklarında yemek yemeyi bile unuturlar. Ya da oyun bozulmasın diye bir dilim ekmeğin üzerine bir şeyler sürüp yerler. Hem de genellikle oynarken. Çocuklar dövmek , baskı altında tutmak ne denli yanlışsa, her isteğini yerine getirmek yani şımartmak da o denli yanlıştır. Onların giysileri de kendi dün
yalarına uygun olmalı. Bolca giysiler hareketli olduklarında iyi olur. Lüks ve gösterişli giysilerse ziyanlıktır ve çocuğu zorlar. Rehberlik etmeyelim eğitmeyelim mi diye akla gelebilir. İkisi de çok gereklidir. Ama onların dünyalarına, yaşlarına uy
gun olursa.
Çocukları sağlam ve kişilikli bir yetişkin durumuna getirmek istiyorsa, sağlıklı olarak yetiştirmek istiyorsak, bilinçli davranmalı, onlara sevgi kadar saygı da duyulmalıdır. İki yüzlü davranırsak o da öyle olabilecektir.
Çocukların korunup kollanması da çok önemlidir elbet.Son günlerler çocuklara yönelik pislikler gündeme geldikçe eğitimci olduğuma pişman oluyorum, inanın.
Gelecek kuşaklar sağlıksız yetişirse bundan ülke etkilenecektir. Hasta kişilerin başkalarına da zarar vereceğini söylemek de zor değildir
Geleceğin goncalarına, goncalarımıza gözümüz gibi akmalıyız ki, yarınlarımız aydınlık ve umut dolu olsun. Şöyle bir ekleme de yapmalıyım. Ünlü bir eğitimciye sormuşlar. Çocuğumuzun eğitimine na zaman başlayalı. Eğitimci çocuğun yaşanı sormuş. Bir yaşında demişler. Eğitimcinin yanıtı: Bir yıl geç kalmışsınız, olmuş…
SAZIM/SIZIM
Bahara başka bahar ekleme bahar
Hanımeli aç ortanca sol
Boş beşik güzeli seçme sevdalar
Bal köpüğüne ninni desenli şal
Gönül gözümün iğde rengi teninden
Boşluğa sallanan ürkek dal
Etek boylarında kısaldıkça kısalan naz
Kandilimdeki alev, kar tanesi nar
Sazımı çaldılar sazım/sızım
Dere boylarında söğütsüz yaz
Sabah yeline karışır izleri
Yapıncak yansımalı üzümsüzüm ben
Dam üstündeki sokak yalaması bir kedi kent
Lodos yorgunluğuna erotik desenli mi yaz
N. T