“Şair yazar değerli arkadaşım Necdet Tezcan’a saygıyla… 17.5. 2o14- Halim Demirci”
kendimi öne çıkarmak için değil elbet. Çünkü H. Demirci ile, şimdiki adı, Anadolu Öğretmen lisesi
,olan (O zamanlar Edirne Kız Öğretmen Okulu idi)birlikte olduk. Meslektaş olarak hatta branştaş olarak çalıştık. Arkadaşım ve meslektaşım sonraları Edirne Eğitim Enstitüsüne atandı.
En civcivli yıllardı. Başına gelenleri, bu yapıtında anlatmış zaten. Direnmeleri fayda etmez, Tekirdağ’a atanır.
Oradan Berlin’e atar kapağı. Büyük sıkıntılar çeker önceleri; işsiz kalır. Bu direnmeniz sonucu bir süre sonra işleri yoluna koyar. Taşlar yerine oturmuştur. Eşi ve çocukları da Edirne’ sıkıntılar içindedir. Şimdilerde Edirne-Berlin arasında gidip gelmektedir.
Son görüştüğümüzde Kız Öğretmen çıkışlıların okulda buluştuğu zaman oldu.:17.5.2014.
Kitabını o gün armağan etti bana. Bu arada eski günleri de anma fırsatımız oldu.
Bu yapıtı biraz özeldi. İsminden de anlaşıldı -
ğı gibi: “SAADET’Lİ YILLAR-Kırk Dokuz Yıllık Güzel Birlikteliğin Anısına- Yani eşi saadet Hanım’ birlikteliğin yıllara sığmayan güzelliği, ayrıcalığı. Başka bir deyişle eşinin odak olarak alındığı bir “Anı-Roman”.
Sanırım eşi Saadet Hanım bu yapıttan sonra daha mutludur, Ailenin direği olarak.
392 sayfadan oluşan (Ceren Yayıncılık) gerçekçi bir anlatımın , güzel anıların, yaşanmışlıkların belgesi gibi.
Anlatımdaki akıcılık sizi sürükleyecek ve kitabı elinizden bırakamayacaksınız sanıyorum Üstelik sağlam ve tekniği iyi kurgulanmış. Üstelik arı bir dil, ve ailenin kutsal çatısında esen sağlam ve ılıman bir rüzgar. Bir sevgi ve sevda rüzgarı…
Arka kapaktan bir alıntı:
“Bu kitapta seven iki insanın yüce değerlerde beslediği , büyüttüğü, geliştirdiği, birlikte koruduğu mutlu bir evliliğin destane güzelliklerini okuyacaksınız…”
Arkadaşımla bir birlikteliğimiz daha var. Ben Vizeliyim. Orda doğdum, büyüdüm, nüfus kaydım hala orda. Demirci’de Vize’de askerliğini yapmış. Yaşadıkları bir Vizeli olarak ilginç geldi bana.
Diyor ki:
“Trakya halkının gözü açık ve uyanık olduğunu duymuştum. (Burada bir çıkma yapmalıyım sadece
kendini öyle sananlar var.) Vize’de bunu ayrıntılarıyla öğrenecektim..”
İki hafta otelde kaldıktan sonra anca bir kiralık ev bulabilmiş.
Sonunda üç odalı bir ev bulurlar. Üç yedek subaya birer oda. Talipleri de çıkar. Sözlü olduğunu vurgular, bu işler uzayınca bir yüzük alarak parmağına takar. Böylece kurtulur önerilerden
1944 yılında Hatay’ın Eğribucak Köyünde doğar. Öğrencilik ve öğretmenlik yılları sonra. Edirne ve Berlin’de 49 yıl süren aile bütünlüğü sevgi kökenli olarak korunur ve yaşar.
Ve işte bir anısı: Zaman zaman köyüne gittiğinde annesine:i
“Anne seni bir türlü anlayamadım. Ben gelince de ağlıyorsun , ben giderken de” Anam:
“Doğru oğul öyle yapıyorum. Bunu anlamayacak ne var. Biz anayız, göz yaşımız hüzne de akar, sevince de; bu günkü sevinç için, giderken akıttığım da hüzün için dökülen yaşlardır.”
Ne mutlu Halim Demrci’ye ne mutlu eşi ve çocuklarına…
Sıkılmadan okunacak sürükleyici bir yapıt. “SAADET’Lİ YILLAR”…
Hele son yıllarda ailenin çekirdek yapını altüst eden boşanmalar ve birlikte yaşamaların yüzüne indirilen bir Osmanlı şamarı gibi bu yapıt…
Başarılarının sürmesi, en büyük dileğim. Yeni yapıtlarının yolda olduğunu biliyorum