Siyasilerimiz meydanlarda ve medyada yaptıkları konuşmaları ile ve basınımızın yandaş tavrı ile iki görüşe zorlanıyor.
Ya siyah olacak bir tarafı karşılıksız destekleyecek. Ya beyaz olup onun tam karşıtı fikirleri savunacaksın. Demokraside böyle bir dayatma olur mu?
Bu insanları hür iradelerine sınırlama getirme olmuyor mu?
İnsanlarımız bu iki görüş etrafında odaklanması birbirinin zıddı fikirleri savunması sorunların gerçek boyutunu ortaya çıkarır mı?
Bu her çiçeğin olması gereken bir parkta sadece iki çiçeğin olması, diğerlerine izin verilmemesi anlamına gelmez mi.
Diyelim ki toplumda sadece iki renkten oluşan giyecekler var.
Bu insanları karamsarlığa itmez mi ?
Bir zamanlar Çin’de Mao halka aynı elbiseyi giydirmeye çalıştı. Bu konuda baskılara rağmen çin halkı bunu benimsemedi.
Bugün Çinlilerin her renkten giysilerini görürsünüz.
Fikirler de renkler gibidir. Onun için atalarımız boşuna “ Barika-i hakikat müsademe-i efkardan oluşur” Bu ne demek gerçekler birçok fikrin tartışması ile ortaya çıkar.
Bugün bakıyorsunuz basın organlarında birbirinin tamamen zıddı görüşler.
Aralarında hiçbir görüş ortaklığı yok.
Doğru kabul edilen fikirlerin bir kısmı yanlış olamaz mı?
Siyasilerimiz resmen halkı iki kutuplu duruma getiriyor.
Bunun halka yansıması toplumda onarılmaz yaralara kutuplaşmalara neden olabilir.
Daha önce de belirttiğim gibi, biz bunun uygulamasını Demokrat Parti döneminde “ Vatan Cephelerinde “ yaşadık .
Yaşı altmış üzeri olanlar bilirler.
O zaman da böyle halk arasında kutuplaşmalar vardı.
Ülkede siyasiler Vatan Cephesi ve karşıtları olarak propaganda yapılıyordu.
Köylerde bu iki görüşte olanların kahveleri dahi ayrıydı.
Birbirinin kahvesine gitmiyorlardı.
O günlerden ders almalıyız.
Toplumumuzun asırlardır süregelen barış ve dostluk geleneğini bozmayalım. Bu yola tevessül edenler en çok kendileri zarar görür.
-----------------------------------
SEÇİMDE KADINLAR ETKİLİ OLACAK
Mahalli seçimlerde kadınların daha etkili olması bekleniyor.
Son seçimde de bunun işaretlerini gördük.
Kadınların meydanları doldurması bugüne kadar elde edemedikleri haklarının
kazanımı için çözümün erkekler yerine kendi çabalarıyla elde edecekleri fikrini benimsemiş olmaları kadınlarımız açısından büyük kazanç olacaktır.
Özellikle, son yıllarda kadınlara yönelik taciz ve saldırıların artması kadınların politikaya ilgi duymalarına, kendi haklarını meydanlarda savunmalarına neden olmuştur.
Gönül isterdi ki, bu mahalli seçimlerde belediye başkan adaylığı, meclis üyeleri ve muhtarlıklarda kadın adayların sayısının artması . Ne yazık ki böyle bir emare yok.
Mahalli seçimler yine erkeklerin ezici çoğunluğu ile noktalanacak.
Erkek egemenliği mahalli seçimlerde belediyeler ve meclis seçimlerinde varlığını sürdürecek.
Bakıyoruz, halkla her zaman iç içe olan muhtar adayları arasında dahi kadın adayları yok denecek kadar az . Öğrendiğimize göre sadece 1. Murat Mahallesi muhtar adaylığı için bir kadın adayımızı adı duyuluyor.
Bu sayının daha da artması gerekirdi. Özellikle Edirne gibi demokrasinin beşiği olan bir ilde yöneticiler arasında erkeklerin ezici çoğunluğu Edirne’ye yakışmıyor.
Kadınlarımız erkeklerin icazetini beklemeden kendi iradeleriyle bu işlerde “ben de varım” deme alışkanlığı kazandıkları zaman demokrasimiz daha da kökleşecek.
------------------------------------------------------------------------------
ZANNEDERSEM SİZİ ARIYORLAR
Bir işyerinde görevli biri patronuna:
-“Özür dilerim beyefendi telefondan zannedersem sizi arıyorlar”
-“ Ne demek zannedersem arıyorlar. Ya arıyorlar ya da aramıyorlar. O ne biçim söz”
-“ Beyefendi telefonda cevap verdiğim zaman karşımdaki ses” Aptal kel kafalı ihtiyar budala ile mi görüşüyorum” dedi de
-----------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZ
Çağımızın ahlaksızlıklarından ne şikâyet ediyorsunuz? Bu daha iyi değil mi? Siz ahlaklı olursanız itibarınız daha da artar.
GOTHE
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
TEMEL NÖBETTE
Bir askeri birlikte bölük çavuşu topun başında nöbette olması gereken Temel’i bulamayınca çevrede aradı sonunda koğuşta uyur vaziyette buldu.
Hışımla Temel’e sordu.:
“ Neden nöbet yerini terk ettin,?
Temel uykulu uykulu cevapladı.
“ Düşündüm ki çavuşum, top çok ağır olduğundan kimse alıp bir yere götüremez. Eğer kalabalık gelirlerse onlarla da ben başa çıkamam. O zaman ben neden topun başında nöbet tutayım ki?
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK BASKETBOL MAÇANDA YUNANLILARI 49-12 YENDİK
Ülkemiz ilk milli basketbol karşılaşmasını Yunanistan’la yaptık.
24 Haziran 1936 günü Beyoğlu Halkevi Spor Salonunda yapılan bu ilk milli maçı takımımız 49-12 kazandı.
Nail Moran’ın kaptanlığındaki basketbol takımımızın diğer oyuncuları Sabri Usuoğlu,Nihat Ertuğ, Jak Habib, Hazdayi Penso, Feridun Koray,Dionisos Sakalak ve Hayri Arsebük’tü
Basketbolun resmen kuruluşu 1 Mayıs 1959’da Türkiye Basketbol Federasyonuyla gerçekleşmişti. 1936’da kurulan bir federasyonla voleybol ve hentbolla birlikte yürütülen basketbol bu tarihte ayrı bir dal olarak Türk sporuna eklendi.