Kentimizin özellikle eski yerleşim alanlarında bulunan bugün harabe hakine gelmiş tarihi yapıların bu çirkin görüntüleri çevresi örtülerek gizlenmeli.
Bugünkü halleri ve enkaza dönüşmüş görüntüleriyle mikrop yuvası durumunda, çöplük halindeler, bunların bazıları akşamcıların mekanı duruma gelmiş. aileler buralardan geçmeye çekiniyor.
Bu tür tarihi yapılar restore edilmediğine göre hiç olmazsa çevreleri sarılarak çirkinlikler gizlenmeli.
Böylece bu harabe binaların çöplük haline dönüşmesi engellenmiş olur.
Bu tarihi evlerin restore edileceği yönünde verilen sözler unutuldu gitti .
Cumbalı tarihi binalarımız birbiri ardına yol oluyor.
Restore edilenler ise kentimize ayrı bir güzellik kazandırıyor.
Kaleiçi güzelliğini kendi ellerimizle yok ettik Hiç olmazsa kalanını koruyalım.
Edirne’nin bu tarihi binaların bulunduğu semti.bir Safranbolu,bir Odunpazarı gibi olsa Edirne turist akınına uğrardı.Ne yazık ki buralarının güzelliğini yok edip beton yığınına çevirdik.
Bir belgesel filmi izlerken dikkatimi çekti.
İsmini hatırlamadığım bir asta ülkesinin sokakları heykellerle dolu .çiçeklerin,ağaçların arasında heykeller oraya ayrı bir güzellik katıyor.
Edirne’miz gibi çağdaş bir kentin görüntüsünün de böyle olması torizm açısında daha cazip hale gelmesini sağlamaz mı?
Kentimizi ziyaret edenlerin çoğu fatih heykeli ve Mimar Sinan anıtı önünde resim çektiriyor.
Oraları yerli ve yabancı turistlerin en büyük ilgi alanı.Kentimize iz bırakmış onlarca insanımız olmuş.Neden onların meydanlarda, yol çevresinde kendilerini de tanıta kitabelerinin de olduğu heykelleri olmasın.?
Komşumuz Bulgaristan dahi bu alanda bizden ileri düzeyde En küçük yerleşim anlarında o ülkenin tanınan kişilerinin heykellerini görürsünüz.
Bizim bazı köylerimizde okulların kapanması sonucu,neredeyse Atatürk heykellerini de göremez hale geldik.
Osmanlı devrince devam eden heykellere karşı duyarsızlık günümüzde dahi devam ediyor.
Heykeller o yörenin turizm açısından en yararlı olacak güzelliklerini yansıtır.Tüm dünyada bu böyledir.
Kentimize büyük hizmeti olan Dr Rıfat Osman’ın, Edirneli olan bir Talat Paşanın,bir Haşim ;İşcan’ın , ilimizden ilk kadın milletvekili olan Fatma Memik’in kentimizde neden bir anıtı olmasın.
Onun ötesinde Edirne giriş yollarını kentimize layık konumda olmadığını görüyoruz.
Kentin girişindeki pehlivan heykelleri dahi insanların dikkatini çekecek şekilde yapılmamış.
Edirne’nin giriş yollarına Edirne’yi tanıtacak onu yansıtacak bir güzellik kazandırılamaz mı?
Bugün Edirne’nin tüm giriş yollarının sıradan bir kasaba görüntüsünden farksız.
Pek sayın yöneticilerimiz sık sık yurt dışı seyahatler yapıyor.Oralardan esinlenip Edirne giriş yollarına kentimize yakışır görüntü sağlayamazlar mı?
Kentimizin bir meydandan yoksun olması gerçekten üzüntü verici.
Şehirler meydanları ile güzellik kazanıyor.
Bizde ise şehir merkezindeki önemli bir alanı çöplük haline dönüştürdük.
Bu konunun çözümünde herkes suçu başkasına atıyor.
Yok efendim bu sorunu belediye çözmüyormuş, bu durumda olmasının sebebi belediye imiş.
Bir başka görüşte bunun sorumlusunun Anıtlar Kurulu ve vakıflar olduğu söyleniyor.
Bu sorun her nerden kaynaklanıyorsa artık çözümlenmeli.
Tarihi eserleri odağında,özellikle uluslararası bir üne sahip bir eserin yanındaki bu çirkinliğe daha ne kadar katlanacağız.
-------------------
FIKRA
BİR MİLYARLIK DAİRE
İstanbul’un Etiler semtinde bir milyara satılacağı dairede bir müşteri dolaşıyormuş.
Komisyoncu:
“Bu dairenin çok siteyeni var beyim inşallah size nasip olşur”demiş.
Müşteri daireyi iyice doılaşıpdışarı çıkarken birden komisyoncuya sormuş.
“ Daire çok güzel de bunun ahırı nerede” demiş.
Komisyoncu hayret ederek:
“Ahırı ne yapacaksın burası Etiler.Ahır ne demek oluyor? Niçin sordunuz?”
Müşteri gülmüş:
“Burasını satın alacak inek nerede yatacak, onu merek ettim de”