Montaıgne;
“Çocukların babaları ona karşı duydukları, saygıdır daha çok. Duygu düşünce alışverişiyle beslenen dostluk onlar arasında kurulamaz; dünyaları çok ayrıdır çünkü., üstelik doğal ödevleri de örseler bu dostluk.
Montaıgne “Babalar ve çocuklar” bölümünde bu girişi yapmış.
Baba, aile bütünlüğü içinde bir otoritedir genelde. Annelerin, “ Seni babana söylerim” uyarısı bu yolda bir belgedir. Babadan korkulur, en azından çekinilir ve saygı duyulur. Sevgi ve saygı üzerine kurulan otorite istenen biçimidir. Çocuk aile içinde gelişirken anne-babadan son derece etkilenir.Kişiliğin temelleri bu yuvada kurulur, gelişir ve genişler.Analık duygusu bu yönlendirmede daha ağır başar. Çünkü çocukla yakın olan daha çok annedir. “Erkek Egemen Toplum” deyişinde haklı yönler olsa da babaları bu biçimde suçlamak dengeleri bozabilir. Sevgi-saygı temelini zedeleyebilir. Feministler böyle şeyler uydurarak kadın milletine pay çıkarmaları, “erkek milleti” ni horlamaları doğru değildir. Kadın hakları değil, insan haklarını öncelikle savunsalar daha gerçekçi bir yaklaşım olabilir
Gene Montaıgne’ dönüyorum. Şimdiki zaman için yanlış bile olsa şu saptamalara yer vermiş:
“Babalarla çocuklar arasındaki doğal bağları hor gören filozoflar da çıkmıştır. Aristippos bunlardan biridir. Kendisinden çıkmış olan çocuklarını çocuklarını nasıl olup da sevmediği söylenince tükürmüş ve demiş ki: Bu tükürük de benden çıktı, bitler; kurtlar da çıkıyor benden…”
Babalar Günü; bence anneler günü çıktıktan sonra zorunlu olarak üretlmişti. Babaların da pek aldırış ettiği yok ama tüketimi arttırmak adına güzel bir sapma. Boş gün kalsaydı, sanırım dedeler, nineler, ergenler… günleri de olabilirdi. Önemli olan tüketimi arttırmak olduktan sonra.
Öznele de inmeliyim biraz.
Babam sabah erkenden işe gider, geceleri de çok geç saatlerde dönerdi. HAN’ı insansız bırakmazlar Gece de nöbet tutarlardı. Babam iki gece evde kalırsa, iki gece de handa yatardı. Uzunca boylu sessiz, çalışkan, mavi gözlü bir adamdı. Onu zaten çok az görürdük, kızmaz, bağırmaz, dayak atmazdı kolay kolay.
Okumamızda onun payı yadsınamaz.
Babalar Günü yine de anımsanmalı, kutlanmalı elbet. Pahalı armağanlar yerine de simge armağanlar alınmalıdır,diye düşünmek istiyorum
Kötü babalar bir yana tüm insanların babalar gü
Nnüü kutlu ve mutlu olsun.Hem anneler, hem babalar gününü birlikte kutlamayı daha doğru veyakışıklı buluyorum. ONLAR Kİ ÇÜKİRDEK AİLENİN TEMEL DİREKLERİDİRhESİ İÇİN:Torun-torba, mangal soba…
Şiirlerimi karıştırdım. Baba sözü aradım. Ancak bir şiirimde bir küçük anma vardı. Şimdi o şiiri sunuyorum:
HALAY
Gül esintili şakayık güzeline
Kent sarısının en yüklü hamilesi
Duygularımı yıkayıp astım gök ipime
Son yağmur sızısında
Erguvanken nisanım
Haberin var mı Saros
Güz rengine yuvalanmış havai turlar
Hani annemin
Papara kokusunda yıkanan elleri
Hani babamın
Hitler bıyıklarında koşturan tay
Az önce bizim/leydiler
Rumeli türküleriyle elele
Halay çektiler
N.T