Keşan Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu bir taraftan Enez’i tanıtmak onu sahiplenmek diğer yandan yapılacak, Oda seçiminde güç gösterisi yapmak için İl Genel Meclisi toplantısına katıldı ve orada Enez ile ilgili bir konuşma yaptı.
Helvacıoğlu’nun il Genel Meclisinde yaptığı konuşmasında Edirne merkeze yönelik sitem dolu sözler vardı.
Oda Başkanı İlin Enez’e gereken ilgiyi göstermediğini, bu ilçenin coğrafi konumu gibi ilin verdiği hizmetten de uzak olduğunu ima etti.
Enez’in Edirne’ye uzak olmasına karşın Tekirdağ ve Çanakkale’ye daha yakın olduğunu söyledi.
Helvacıoğlu, konuşmasında geçen yıl İl Genel Meclisi toplantılarının ilçelerde yapılmasını ve bu ilçelerin sorunları ile ilgilenilmesini takdirle karşıladıklarını belirtti.
Başkan Helvacıoğlu, Enez ilçesine, ilçenin kalkınmasına herkesin sahiplenmesi gerektiğini söyledi. Ardından Enez’in güzelliklerini tarihi zenginliklerini sıraladı. Bu konuda hazırlanan bir CD’yi İl Genel Meclisi üyelerine dağıttı ve konuşması sırasında ekrandan yansıttı.
Bu bir anlamda ilin yapamadığı görevi biz yapıyoruz anlamına geliyordu.
Kuşkusuz, Helvacıoğlu’nun konuşmasında değindikleri doğrudur. Fakat Keşan’ın Edirne ile birlik içinde olmasında ve il merkezindeki odalarla her alanda beraberlik içinde hareket edilmesinde Keşan Ticaret ve Sanayi Odasının hiç suçu yok mu?
Keşan Ticaret Odası yöneticileri ve birçok meslek kurum yetkilisi ilin güney sınırlarını kuzeyden farklı görüyor, farklı yorumluyor ,bu konuda yapılan konuşmalarda Keşan ve çevresi Güney Edirne olarak tanımlanıyor.
Edirne’deki odaların eksiklerine ve yanlışlıklarına karşılık Keşanlılarda onlara kısasa kısas hareket içinde oluyor. Bu birçok alanda kendini gösteriyor. Siyasi alanda da durum bundan farklı değil.
Güç birliği halinde olması gereken Edirne kurum ve kuruluşları, odaları, mahalli yönetimleri bir türlü birlikte yek vücut olamıyor.
Yapılan toplantılarda bazen Keşan dışlanmak isteniyor görüntüsü verilmek isteniyor.
Bir ilin ilçeleri ile arasındaki bu tür çelişkiler Edirne’nin kalkınmasına olumlu katkı sağlamaz. İlin ilçelerin farklı yöne çekmeleri olumlu sonuç vermez.
Mahalli idareler ve odalar arasındaki farklı yaklaşımlar da bu ayrılıkları arttırıyor.Enez’in kalkınmasının öncelikli olarak Keşan’ın sahiplenmesi bir anlamda Edirne’yi ikinci plana itmiş dışlamış olmuyor mu?
Oda Başkanı Helvacıoğlu konuşmasında İl Genel Meclisinin ilçelerde yaptığı toplantıları Enez Yılı’nda başarılı gösterip Edirne’nin bu ilçeye gereken ilgiyi göstermiyor iddiasının altında yatan gerçek de bir anlamda Edirne’yi Enez’i ihmal etmesi, kendilerinin bu konuyu sahiplenmesi anlamı taşımıyor mu?.
Aslında Enez ‘de küçük bir ilçe olmasına karşın Keşan gibi bir ilçe. Statüsünde kendi sorunlarını kendisi sahiplenmeli.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
19 MAYIS KUTLAMALARI 1939’DA BAŞLADI
Türkiye’de Gençlik ve Spor Bayramının ilk kutlanışı 19 Mayıs 1939 yılında olmuştur.
1938 yılında zamanın Başbakanı Celal Bayar imzasını taşıyan bir yasa tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu.
Bu tasarıda 19 Mayıs gününün “ Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edilmesinin gereği ayrıntılı bir şekilde anlatılıyordu. 19 Mayıs gününün cumaya rastlaması durumunda cumartesinin de resmi tatil olması isteniyordu.
Tasarı meclise sunulduğu şekilde kabul edildi.
1930 yılından başlayarak, orta dereceli bütün okullarda beden eğitimi öğretmenlerinin denetiminde beden eğitimi gösterileri yapılmaya başlandı.
Bu gösterilerin bir bayram özelliği durumuna getirilmesi ilk kez 1939 yılında olmuştur.
FIKRA
HIRSIZI GÖREN KÖPEK NE YAPAR,?
Fransa’da bir hatip konuşma yapıyor. Konuşmayı dinleyeler arasında kısa sürede gayri meşru yıllardan büyük servet sahibi olan bir siyasetçi de var.
Herkes usta hatibi can kulağı ile dinlerken, onu çekemeyen zengin siyasetçi ayağa kalkarak, yüksek sesle” Ne havlayıp duruyorsun be adam” der
Hatip hiç istifini bozmadan cevap verir,” Ne yapılım harsızı gören köpek elbette havlar” der
mariobet - marsbahis - milanobet - mobilbahis - nakitbahis
