Temmuz ayı başında Kırkpınar haftasına giriyoruz. Bu Edirneliler için çok önemli bir gün. Her ne kadar bazı kişiler bu etkinlik konusunda kanıksamış olsa, düğün, bayramımız olan bu spor etkinliğine gitme gereğini duymayıp Kırkpınar alanına dahi gitme gereğini görmese işte bu olmaz.
Kırkpınar bizim yüz akımızdır.
Bakıyorum Belediye ekipleri günler öncesinden harıl harıl çalışıyor.
Çünkü bütün yük onların omzunda.
Bir hata olduğunda faturası Edirne belediyesine çıkarılıyor.
Bırakınız yabancıların Kırkpınar haftasında yapılan hataları duyurmalarını bizim bazı insanlarımız buna öncülük ediyor.
Başka illerdeki spor etkinliklerine de katıldım.
Oranın tüm meslek kuruluşları, halkı bu organizasyonun en iyi şekilde yapılması için gayret gösteriyor.
Bizde bu birliktelik sağlanamıyor.
Edirne halkı bu önemli haftada bırakınız yardım etmeyi bir yabancı gibi davranıp bu önemli spor etkinliğini sadece belediyenin üzerine yıkıyor.
Bu doğru değil.
İstisnasız hepimiz böyle önemli haftada Kırkpınar’ın en iyi şekilde sonuçlanması için gayret göstermeliyiz.
Bu Edirne’lilerin ortak sorumluluğu olmalı.
--------------------------------
YAPILSA OLMAZ MI?
Edirne’ eski belediye başkanı, güreş aşığı eczacı İbrahim Ay, her Kırkpınar öncesi Eczane camekanına Kırkpınar ürünlerinden oluşan bir dekor yapar.
Böylece Kırkpınar’ın geldiğini herkese hatırlatmış olur.
İbrahim ağabey yıllardır bu geleneğini sürdürür.
Bu uygulama Edirne’de tüm esnaflarımızca da uygulansa her işyerinde Kırkpınar’ı hatırlatan bir ürün konularak alışveriş yapanların dikkati çekilse olmaz mı.?
Edirne’yi ziyaret edenlere böylece tüm halkın Kırkpınar’ı sahiplendiğini, onun tanıtımı için gayret gösterildiğini herkese göstermiş oluruz.
Bu zor bir uygulama değil. Kırkpınar hatırlatmak için onlarca ürün var. Hiç olmazsa bu etkinliğin sembolü olan kırmızı dipli mumu vitrinimize koyarak bu önemli etkinliği hatırlatmış oluruz.
--------------------------------
HERKES BU ETKİNLİĞE DESTEK OLMALI
Eğer Edirne’nin turizmle kalkınması hedefleniyorsa bu konuda daha gayretli olmak zorundayız. Ne yazık ki, bu alanda çaba harcayan esnaflarımızın sayısı bir elin parmağını bulmuyor.
Bu konuda gayretin tüm esnaflarımız arasında yaygınlaşması gerekir.
Sen Edirne’ye turist geldiğinde nimetlerinden yararlanacaksın.İş fedakarlığa geldiğinde kendini kenara çekilecek bu görevi başkalarının yapmasını bekleyeceksin.
İşte bu olmadı.
----------------------------------------------------------------------------------------------------
TANITIM AMACIYLA FON KURULAMAZ MI?
Aslında Edirne’nin tanıtımı konusunda meslek kuruluşları arasında bir fon oluşturulmalı.
Bu fona tüm esnaflarımız katkı yapmalı.
Bu alanda yapılan harcamalar bu fondan sağlanmalı. Böylece bu etkinliğe kimin destek verip vermediği ortaya çıkar.
Bakıyoruz Edirne dışında bir festival oluyor. Edirne’den buralara hep aynı kişiler katılıyor.
Bu etkinliğe kendi imkanlarıyla hiçbir destek almadan katılıp Edirne’yi temsil ediyor.
Ulusal tv kanallarında Edirne tanıtımı mı gündemde yine bu fedakarlık Ciğerci Bahri ile Aslanzade sahibi Arif Meriç’e düşüyor.
Edirne’de bu alanda gelir sağlayan elliyi aşkın ciğerci ve köfteci esnafımız var. çok sayıda tatlıcı ve diğer meslek sahipleri var.
Edirne’nin adını duyup şehrimize gelenler sadece bu kişilerden alışveriş yapmıyor.
Bundan tüm esnaflarımız yararlanıyor.
Son yıllarda Edirne turizminin gelişmesinde kemse kendine pay çıkarmasın.
Bu iki fedakar insan sayesinde Edirne’nin adı duyuldu.
Bazıları kulağının üstüne yatıp hiçbir fedakarlık yapmadan bu imkanlardan yararlandı. Edirne turizminin gelişmesi için bu imkanlardan yararlanacak herkes elini taşın altına koymalı. Turizmin nimetlerinden yararlanıyorlar külfetine de katlanmaları gerekir.
-----------------------------------
YARIM YÜZ YIL SÜRER
Ünlü Vatan Şairi Namık Kemal konuşmalarında, Osmanlı Devletinin sürekli gerileyen, zayıflayan durumunu anlatmak için sık sık” İmparatorluk can çekişiyor” dermiş.Namık Kemal’in bu sözleri üzerine bazıları kendisine sataşırmış.” Yıllardır İmparatorluk çan çekişiyor diye yazıp duruyorsun .Fakat İmparatorluk hala ayakta duruyor, yıkılacak gibi görülmüyor..” derlermiş.
Namık Kemal:
“Benim dediğim bakkal Mehmet ağanın can çekişmesi değil, koskoca imparatorluğun can çekişmesidir. 600 yıllık imparatorluğun can çekişmesi elbette yarım yüz yıl sürer”
-----------------------------
ÜÇTE ÜÇÜ BULAMAYIZ
Denilir ki tanrı insana üç özelliği vermiş.
Dürüstlük Akıl. İrade
Fakat zaman zaman gördüğümüzde bir ikisinin dışında hiç kimseye iki üzellikten fazlasını vermemiş.
Eğer dürüst ve akıllı iseniz siyasetçi olamazsınız.
Eğer dürüst ve siyasetçiyseniz akıllı değilsiniz.
Eğer akıllı siyasetçiyseniz dürüst değilsiniz. Gelin bu denklemi çözün bakalım.
Tam bir bilmece değil mi?
Günün birinde bu üç özelliğe sahip istisnai bir insan bulup onu politikaya soyundurarak ülkeyi kurtarmak umudu içindeyiz. Yoksa mevcutlarla işler zor yürüyecek gibi görülüyor.
-------------------------------------
FIKRA
YAVAŞLA
Temel otobüs direksiyonunda gaza basmış son süratle yol alıyormuş.
Bakmış yolun kenarında bir tabela
Yavaşla 80 KM.
Temel aracın hızını ona gere ayarlar80 kilometre hıza iner.
Biraz sonra bir tabela daha:
Yavaşla,60 KM.
Temel hızı bu kez 60 kilometreye ayarlar.
Merakla yolda giderken bu kez Tabelada bir yazı daha:
Yavaşla 40 KM
Yolda çalışma olacağını düşünerek yine hızını azaltır.
Yine bir tabela
Yavaşla 15 KM
Temel yolda giden araçlara bakmış son sürat gidiyor.
Oflayıp puflayıp düşük hızla yoluna devam etmiş
Yine karşısında bir tabela görmüş.
Yavaşlıya hoş geldiniz. Nüfusu : 2800