“Deliye her gün bayram.”, “bayram gelmiş neyime…” , “İki bayram arası…” Daha niceleri var da benim ilk aklıma gelen bunlar.
Bu yıl bayram bereketi var. Üç bayramı ardı ardına yaşamak tam bir raslantı zenginliği. Sıraya koyalım bakalım:
24 Kasım Öğretmenler Günü,
25 Kasım Edirne’nin Kurtuluş Bayramı
Ama öce Orhan YORGANCI’nın “Şiir Diliyle – NASRETTİN HOCA FIKRALARI kitabından bir aktarma:
PABUÇLARIMI GERİ VER
Hoca bir gün gitmek için camiye,
Abdest almak için inmiş dereye
Sıvamış cübbesinin kollarını,
Çıkarmış çorap ve pabuçlarını.
Koymuş tümünü dere kenarına,
Sokmuş ellerini eğilip suya,
Fakat ansızın dalgalar pabuçları,
Alıp götürmüş bir yelkenli gibi.
Buna çok kızan Hoca, abdestini,
Bozup kaldırmış hemen ellerlini:
“Tanrım vazgeçtim camiye gitmekten,
Al abdesti, ver pabuçlarımı sen.”
Bir çok ilimizde ilçemizde bu güzelliği yaşama şansını yakalamak oldukça zor, belki de olanaksız sanıyorum. Yalnızca Edirne yansımalı Meriç ve Tunca kokulu günler bunlar. Üç dalı en göz alıcı çiçeklerini açmış, insanı büyüleyen görünümleri andırmakta.Bir başka “Üç güzel Kardeş-B.Sansı” Edirne işte bu şansı yakaladı ve yaşadı, geçtiğimiz günlerde
“Deliye her gün bayram” deyşini pek sevmem, bildim bileli.Deliler için öyle mi değil mi bilemiyorum. Yaşamak gerek.Bence sağlıklı, üretken, temiz, doğal, kişilikli… insanlara gerçekten her gün bayram.
İki bayram arası düğün olmaz deyişini öğretmenliğimin ilk yıllarında bir arkadaşla ilçe müftüsüne sormuştuk. Şöyle açıklamıştı: 'Bu saptama şeker ve kurban bayramı için değil. Çok yakın iki bayram arası için Cuma da bir bayramdır.. Hemen ardından diyelim ki üç-beş gün sonra Şeker ya da Kurban Bayramlarından biri gelirse, bir başka telaşa girmek, yorucu ve yıpratıcı olur. Ertelenmesi akılcıdır ve gerekli.Demişti.
Büyünün, muskanın, okuyup üflemenin, hamaylı takmanın,, yatırlardan medet ummanın… yani her türlü hurafenin kol gezdiği yıllardı.
İlçenin müftüsü göçmendi ama eğitimli, sağlıklı düşünen bir yapıdaydı
------------------
BİR DE SİTEM: Geçtiğimiz bu güzel günlerde kutlamalar oldu. Genellikle ceplerle, ya da mesaj göndererek. Umduğumuz yerlerden gelmedi de ummadığımız yerlerden geldi. İsim sayamıyorum ama hepsine teşekkürler.
Sitemim daha çok köşe yazarlığı yaptığım gazetelerin ilgisizliği canımı sıktı. İmime atacağıma yansıtmayı yeğledim.
Siz olsanız alınmaz , üzülmez miydiniz?
Konuyu sorduğu için Şakir Sali Aga’ya anlattım da ilgisi olmadığı halde ağzı açık kaldi. Boşver dedi “Gözden uzak olan gönülden de uzak olurmuş!...”
- yine de tüm okurların bayramını bayramlarını) candan ve içten kutluyorum. Nice bayramlara!...
