Artık kış!...
Bildiğiniz gibi kış işte kış be ya!...
Kışın aslı astarı Doğuda, Orta Anadolu’da, Karadeniz Bölgesinde dişlerini gıcırdatmakta. Kalan bölgelere de her an el sallamakta. Beyaz paltomu bir gün giyecek, buz sarkıtlarıyla sizi tanıştıracağım demekte, sırıtarak.
Desin bakalım desin de görsün!..
Şu sıralar Sibirya’da buzlanmıştır. Baksanıza buz gibi rüzgarlar bize doğru esiyor.
“Al papazı ver kızı” dedirten söylemler ak bela gibi göz kamaştırmakta. Biri tır yollarını kör testereyle keserken Öteki on sekizinde bir kız değil ya;; o da başka önlemler peşinde.
Ya doğal gazımız kesilirse bu kış kıyamette?
Kaloriferlerden önce sobalarla ısınırdık. Sobalardan önce ocaklar. Ve havayı kirleten kara kömür dönemi.
Teknik gelişmeler ışık hızıyla en önlerde bu maratonda.
Rahata alışmak kolaydır, Vazgeçmek ise zor dostum zor.
Hepsi bir yana bu restleşme iki komşuya da yakışmıyor.
Uzlaşma diye bir yasa var mı bilmiyorum. Ancak uzlaşmanın demokratik ve toplumsal bir erdem olduğunun bilincindeyim.
Gerilim üstüne gerilim…
Ne götürür ne getirir?
İnsan olmanın, insanca yaşamanın köşe taşıdır, kardeşlik, uzlaşma barış ve komşuluk.
Orta yolu bulmanın en doğru yollardan biridir oysa. Türkiye-Rusya çekişmesi nereye doğru yol alır, bilinmez.
Umarım barış ya da uzlaşmayla sonuçlanır. Çünkü kısır çekişmelerinin sonu yoktur. İki düşman oluşturabilir, iki dost yaratabilir.
“Çivi çiviyi söker” denmiş olsa bile, her zaman papaz pilav yemez de var. Karlıklı e3konomik yaptırımların zamanla bir işe yarayacağını düşünemiyorum. Bence o başka bu başka. Ve ekliyorum “Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa, konuşa..”
Savaş kazanılsa bile bir çok şey yitirilir, inancındayım. Barış, her zaman ve her yerde en sağlıklı çözümdür.
Var mı barış gibisi. İnsanları şu ya da bu nedenler ölmesi ya da öldürmesi insan olmanın güzelliğine yakışmaz. Hiçbir inanç zorunlu olmadıkça savaş istemez.
1.ve 2. Dünya savaşları ders olmadı mı hala? Kaç kişi canından oldu, belli mi Ve bu insanlara yazık, günah değil mi?
İnsan ve insanca yaşamak her şeyden önemlidir vaat edilmiş bir ömrün insanca yaşanması… Önemli olan da budur.
Ey! Çıkar… sen nelere kaadirmşsin meğer
-Abe Üsmen Aga ne dersin bu işlere?
A be kızanım derler ya; bir ahırda atlar tepişir tekmeyi eşekler yer, derim
ÇÖPLÜKTE GÜL AÇMAZ
Yalnızdı, kırık bir saz gibi yalnız
Yalnız şarkılar söylerken “düş”tü
Kedi gözleriyle tırnakladı sanatın “S”sini
Dibe vurdu yetersiz ve yeteneksiz ilmekler
Dağ başlarında en güzel sesli ve sisli şarkılar
Kandırıkçı rüzgarlara defolu yanıt
Atlı karınca özetler kayyumun kıyısını
Nasıl köklenir barışın simgesi zeytinler
İnsan olmanın vicdani kıyıları körebe
Çiçeğin dokunulmazlığında uzak dizeler
Bin pismanlık betonlaşırken orman
Bıldırcın avında en varsıl silahlar kışı
Artık
Aralıkta kalmadı çöplükte gül açmaz
Akmayan çeşmeler ömür törpüsü dağlı
Mavi süzülen uçurtmaları arsızca yaktık
Artıklar da bitti artık ne yapsınlar
İnsan değil mübarek sapa samanlık
Hani bir rüzgar vardı amazonlardan
Kadehleri çoğaltan kapı gibi dalga sesi
Ağzımız yorgun aklımız bıkkın
Yaşamak doyumsuz ve yalnız, bir cansız bomba
N.Tezcan