Geçtiğimiz günlerde yani Nisan ayı içinde İlk Bahar ile ilgili bir köşe yazısı yazmıştım ama benim en fazla sevdiğim mevsim olması nedeniyle bir veya birkaç kez daha İlKbahar ile ilgili yazacağım sanırım.

Nisan ayının yağışlı ve serin günleri sona erdi sayılır.

Çünkü Mayıs Ayı Bahar ile Yaz arasındaki bağlantı ayı olduğu için yavaş yavaş yaz sıcaklarını anımsatan esintiler yüzümüzü yalar çok kez.

Yani iyiden iyiye hissettirmeye başlar kendini bahar.

Mayıs ayının ortasını geçtik bile.

Bizim gibi tevellüdü eskimiş olanların ve hastalık problemi yaşayanların kolu kanadı tutmamaya başlar artık.

Zaten Korona Virüsü nedeniyle iki ayı aşkın bir süredir dışarıya çıkmadan ev içinde geçen hayatın meydana getirmiş olduğu ruhi sıkıntılarda eklenince miskinlik çöktü üzerimize adeta.

Geçen ki yazımda belirttiğim gibi gençlik yıllarının bahar başlangıcı ile mukayese dahi kabul edilmiyor.

Adaptasyon güçlüğü her zaman çekilir de yaşlıkta biraz daha fazla oluyor galiba.

Yazı yazmak bile istemiyor insanın canı.

Onun için bu gün yazı yazma isteğimin olmayışı nedeniyle bazen yaptığımız kopya çekmelerden birini yaparak bahar ile ilgili okuduğum bir makaleyi sizler ile paylaşacağım affınıza sığınarak.

Tembel öğrenci misali kabul etseniz de yapacağım fazla bir şey yok.

İşte o makale ve karşımıza dikilmiş olan İlk Bahar;

“Ben Her Bahar Yeniden Başlarım Hayata...

Baharla yeşerir tüm hayaller ve baharla aydınlanır sönmeye yüz tutmuş umutlar.

Yaşanmamışlıkların ilk günü olarak görmeli belki de çiçek açan dalları,ılık bahar rüzgârlarını.

Uzun ve yorucu bir kışın ardından yorgun düşse de bedenler ve hayaller. Baharın ilk ışıkları can suyu olmayı her zaman başarır hayatımızda.

Bir filiz büyür ruhun derinliklerinde ve her yeni günde yeni bir çiçek açar mutluluğa ilk adım olarak.

İşte insanın doğasını oluşturur bu yenilenme döngüsü.

Biliriz ki her son bir başlangıca gebedir ve her yeni gün yeni bir umuttur aslında.

Bir ayrılık acısını unutmanın en iyi yolu arkaya bakmadan ilerlemek değil midir sanki?

Ya da yaşanılmış bir hüsranı atlatmak için yere daha sağlam basmak gerekmez mi?

Baharda açan çiçekler gibi kırılgan olsa da hayatımız.

Onlar gibi inatçı ve azimliyiz.

Onların toprağa sarıldığı gibi ayakta durmak için bizi de umutlarımız bağlar sıkı sıkıya hayata."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.