Siyasetin en koyu ünlerini yaşıyoruz. Çekişmeler, barışmalar; destekler, köstekler…

Perde önünde olanlar bir yana arkasında olanlar başka bir yana. Bazılarını kahve kültürü! Aracılığı ile duyuyorum da kimseye çaktırmadan utanıyorum. Hani Neşe Karaböcek’ in söylediği bir şarkı vardı: “Ne zaman yağmur yağsa utanıyorum…” Nedenini merak etmeyin çünkü olağan işlerden. Neymiş? Efendim ilk kez yağmur yağarken öpülmüş. Utanmasının nedeni buymuş işte.

İstemem ama yan cebime koy, derler… Ben öyle demiyorum.

Siyaset her yerde ölçülü olmak koşuluyla vardır, olmalıdır. Çünkü, bence siyaset yaşamın çekirdeğinde bulunmaktadır Aday adaylarının seçimle belirlenmesi elbette iyi, ama iyi kullanılırsa iyi. Onun da nasıl olacağı seçmenlerin yansız davranıp, davranmayacağı belli değil. Hele işin içine rüşvet ve benzeri şeyler girerse, yandı gülüm keten helva.

Hangi seçim öncesinde bir yazı yazmışım. Defterleri karıştırırken onu buldum. Olay çpk güncel olduğu için ve geçmiş zaman içinde aradaki farkları görmek bakımından aynen olmasa da aktarmak istiyorum. Başlık:Aktif Siyasete Girsem mi?..

Aktif siyasetin uzağında kaldım. Kaldım değil kalmaya çalıştım hep. Hiçbir zaman bir partinin kayıtlısı ya da fanatiği olmadım, olmamaya çalıştım. Marifetmiş gibi.

Eğer girseydim, sorgulardım kendimi. Yani özeleştiri yapardım.

Kişisel çıkarlarım önde olur muydu?

Olurdu elbet! Boşuna mı çaba harcayacaktım., çıkarım olmayacaksa!...

En azından yakınlarımı, akrabalarımı, peşimden koşturanları mı, yalakalarımı… kıvırır!...

Şaka şaka… N’olamaz!

Bunları yapar mıydım bilmiyorum ama yapanların olduğunu bilmesem bile duyuyorum. Az olsa da şu yaklaşıma inanıyorum:”herkesin bir fiyatı vardır!...” İstersen inanma. Dürüstler ne zaman dürüst olmayanlar kadar cesaretli olmuş ki?

Kişisel çıkarlarım?.. Evet ve elbette düşünecektim. Ancak legal olursa. Yani yasalara ve geleneklere denk düşerse.

Peki! Partimin çıkarlarını düşünmeyecek miyim? Düşünmez olur muyum . Elbette ama yine yukarıda değindiğim gibi olursa.

Bir da kişisel ve parti çıkarlarının üstü var. Toplumun ve ülkemin çıkarları. Zaten genel amaç be değil mi? Yani halkın ve ülkenin sorunları parlamenter sistem içinde çözmek ikisini de mutlu, özgür, uygar yaşatma adına çaba harcamak.

Yani ilk sırada ülkem ve toplum, sonra partim sonra ben. Çünkü toplum mutlu olmazsa bu bireylere de yansır

Şarkı deyince çok var da bu yazıdan sonra şunu söyleyenler de olabilir:

 “Palavra, palavra, palavra ” Siyasetin ıslak olanı da böyle olmalı işte.

Bu palavralardan! Sonra bir şiir, iyi gider kanımca…

İP

Akşamın ak saçında yarının terliksi teri

Ağ örer örümcekler kentin varoşlarında

Aklımda güncel ve yarım uçuşlu kuşlar

Yoksulluğun sessizliğine yuvalanır onur kuşları

İpi gerdikçe gerenin yüzü yok sözleri pusuda

Fırınlar birer birer öksürünce rüzgara

Aksi seda mı gördüm geçmişte kalan yıllar

Yaşamın sırtında her gün yavru kuşlar

Burcundan sesleniyor sana, paslı diliyle

İşte burnumun dibindeki son öreke

Virüs kapmış biri geçiyor yer yerinden

Dikiş tutmaz yamaçlarda güncel araçlar

Bir tanburun sesiyle eşdeğer ağlar

N.Tezcan

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.