Dünkü yazımda da belirttiğim gibi kişilerin özelinde yaptıkları müsriflikler veya cimrilikler beni ilgilendirmez ama Kamudaki israf çok etkiler ve çokta üzer.

29 yıl Kamu görevi yapmış ve büyük bölümünü de yönetici olarak geçirmiş biri olarak bu konuda çok titiz olduğumu bilenler bilir.

Geçmiş yıllarda kısıtlı imkanlar nedeniyle oldukça mahrumiyetler yaşamış, devletin yardımından ve desteğinden çok Aile Birliklerinin yardım ve himayeleri ile hizmet üretmeye çalıştık yıllarca.

70 li yıllarda İl Milli Eğitim Müdürlüğüne Tasişten alınacak araçlar için bile Köylerdeki Kooperatiflerden yardımlar toplayıp Müdürlüğe göndermiştik.

Keza; Okul veya Derslik ilavesi yapılacağı zaman yine derneklerden ve mali durumu iyi olan vatandaşlardan yardımlar alarak sorunu çözdüğümüz çok olmuştu.

Şimdi bakıyorum da bırakın Müdürün Makam aracını, on taneye yakın kişiye özel araçlar var.

Bu sadece benim bağlı olduğum Milli Eğitim Müdürlüğü için değil, tüm Müdürlükler için geçerli bir durum.

Allah versin, Allah milletimize ve Devletimize zeval vermesin inşallah.

Ödenek varsa ve gerekli ise alınacak tabiî ki ama gereksiz olduğu halde, idare edilebilir bir durum olmasına rağmen sırf var diye harcama yapmak bana göre israftır ve müsrifliktir.

Ben bu konulara eskiden beri dikkat eder ve köşeme de taşırım.

Okurlarım bilirler.

On beş yıla yakın bir süre önce, Tıp Fakültesi Hastanesinde pek çok eksikliler ve insan sağlığı ile ilgili alet edevat alınması gerekirken Trakya Üniversitesine personel ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla iki otobüs alan Trakya Üniversitesi vakfı Başkanı ile ilgili bir yazı yazarak yanlış bir tercih olduğunu belirtmiştim. Trakya Üniversitesinde görev yapan bir hocanın bana aktardığı şu sözleri kendisine iletmiştim yazımda; “şu anda hastanın kolundaki plasteri çıkarmak için gerekli olana alkolü bile hasta yakınına aldırtıyoruz. Bir hasta, anjiyo olurken, Doktor, arkadaşına 1,5 luk ver diyor, yok hocam,2 lik ver öyleyse yok hocam, üçlük ver öyleyse diyerek birbiri ile kavga ediyorlar” derken siz nasıl oluyor da görev yapanların konforunu ön plana koyuyorsunuz.

Siz, mevzuatta bile olmasa, personelin her vatandaş gibi 50 kuruş vererek ulaşımını sağlamasını yeğler ve bu eksikliklerin tamamlanması için yardım destek sağlardınız demiştim.

Hemen her yıl, bir veya birkaç banka tepeden tırnağa yenileniyor.

Özel olsun, devlet bankası olsun hepsi bu uygulamayı gerçekleştiriyor nedense.

Bakıyorsunuz, yepyeni ve tertemiz bir banka, yıkıp döküyor ve milyarlarca lira paralar harcayarak tüm bina yeniliyor.

İsraf değil de nedir bu.

Sordum, soruşturdum bu konuyu.

Birçok görüş edindim.

Ve en önemli olanı da, bu harcanan paraların, bankanın kasasından değil, devletin kasasında çıktığı görüşüydü.

Ben bilemiyorum ama bu harcamalar masraf gösterilerek ödenecek olan vergiden düşülüyor muş?

Sen devlete vereceğin parayı sapasağlam bina yenilemek suretiyle çöpe atacaksın.

Olur mu Allah aşkına.

Bu konuya nereden girdim onu izah edeyim.

DSİ nin ihata duvarları iki yıl önce sapasağlamken mermerle kaplandı üzerindeki demir korkuluklarda daha yıllarca hizmet verebilecekken yenilendi.

Bu konuyu köşemde dile getirmiştim o zaman.

Geçen günler baktım ki kaplanan mermerlerin büyük bölümü yerinden çıkmış ve yola yayılmış.

Belli ki işçilik hatası veya hilesi var.,

Hemen İsraf konusundaki hassasiyetim nüksetti ve bu yazıyı kaleme aldım

Haklı mıyım haksız mıyım siz karar verin lütfen.

İsraf dinimizde haramdır üstelik.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.