Çorlu tren kazasında 25 vatandaşımız yaşamını yitirmiş üç yüzden fazla insan yaralanmış. Bu kaza devletimizin en güvenli yolculuk diye  bilinen  bir ulaşım aracında meydana gelmiş.

Bu  işin sorumluluğu öyle bir iki kişinin cezalandırılmasıyla  sonuçlanamaz.

Bu dava  geçiştirilmek, unutturulmak  isteniyor.

Kazazedelere destek olan  sorunun ucunu tutan yok ,

Parlamenterlerin ve baz duyarlı kuruluşların cılız çabaları bu elim kazanın  sonucunu etkilemedi.

Ölen öldüğü ile aileler acıları ile baş başa kaldı.

Kazada yavrusunu, eşini kaybeden ailelerin başvurmadığı yer kalmadı.

Mahkemelere başvurdular, haklarını aradılar, mağduruz dediler sonuç alamadılar.Çareleri tükenen kazazedeler  sonunda yargıda   en büyük  hak arama kurumu olan Anayasa Mahkemesi  önünde seslerini duyurmak istediler.

Burada toplanan kaza mağdurları mahkeme kapısında açıklama yapmak istediler.

Ne acıdır ki bu girişimleri güvenlik kuvvetlerince bir terör girişimi gibi  engellendi.

Özellikle  burada mağdurlar için sarf edilen “ Artislik yapmayın” sözü  kaza kurbanı yakınları gibi bölge insanımızı da rencide etti.

Bu sözü söyleyenlerin aynı durum başlarına geldiğini varsayalım.

Acaba bu hareketle karşılaştıklarında ne düşünürlerdi.?

 Bu öyle hafife alınılacak  sıradan bir tepki değil.

Yakınlarını tren kazasında yitiren insanların haklı talepleri var.

Bugüne kadar başvurmadıkları yer kalmadı. Son çare olarak seslerini En üst düzeyde yargı kurumunda duyurmak istediler.

Bunun  ne sakıncası olabilir.

Bakıyoruz kendilerine yönelik bu haksız hareket karşısında yakınını kaybeden  bir yaşlı  baygınlık geçirip hastaneye kaldırılıyor.

Ne yazık ki bu görüntüler bazı basın kurumlarında haber değeri dahi taşımadı.

Üzücü olan bu.

 İnsanlarımız  da  tıpkı  terör olaylarında kaybettiğimiz canlarımız gibi bu tür acı olayları da kanıksar duruma geldi.

 Çok yazık…..

----------------------------------------------------

EMEKLİ  SEN YÖNETİMİNDEN TAZİYE ZİYARETİ

Babamın ölüm haberini alan, benim de yönetiminde yer aldığım  DİSK’e  bağlı Edirne Emekli Sen Edirne Şube Başkanı Sait Dayıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi, Ayşe Çotuk Taş, gazetemizi ziyaret ederek  taziyelerini bildirdiler. Bu duyarlılıkları nedeniyle Emekli Sen yöneticilerimize   ailem adına teşekkürlerimi sunarım.

Bilindiği gibi acılar paylaşıldığı zaman azalırmış.

-----------------------------------------

EDİRNE KAÇÜK SANAYİ SİTESİNDE DÜZENLEME YAPILMALI

Edirne’nin en önemli iş alanını oluşturan Küçük Sanayi Sitelerimizin sosyal alanda da  donatılması gerekiyor.

Sanayi sitesini gezerek  kaldırımları ve çevreyi kontrol eden bir eğitimci vatandaşımızın belirttiğine göre,sanayi sitesinde  yaya kaldırım diye bir yer yok.

Tüm kaldırımlar araçların park yeri gibi.

Burası sadece araçla gidip gezilecek bir yer değil. Yaya olanların da  buraları gezip görmeleri için ortam yaratılmalı.

Ne yazık ki Sanayi sitelerinde  böyle bir imkan çok  kısıtlı.

Ayrıca binlerce insanın yaşadığı, gençlerin ustalık öğrendiği  sanayi sitelerinde  insanların oturup dinlenebileceği park alanları  da olmalı:

Sanayi sitesinden çalışan insanlarımızın da böyle sosyal tesislere, arkadaşıyla oturup  stres atılacak yerlere  sahip  olmalı.

Ne yazık ki en kapsamlı iş gücünü barındıran bu işyerleri böyle sosyal hizmetlerden mahrum.

-------------------------------------------------------

AĞAÇLA İLGİLENİRKEN ORMANI UNUTMAYALIM

Çevreci dostlarımız sağ olsunlar, Tavuk Ormanı, Söğütlü ve benzeri yeşil alanların korunması için gereken gayreti gösteriyorlar.

Bu alanda kendilerini kutluyorum:

Bunu yaparken  kendilerine bir önerim olacak.

Doğayı katleden  madencileri de gündeme olmalı.

Bu konuda ben uzun yıllar mücadele veriyorum.

Çevrecilerin  mücadelesi sadece Edirne merkezi ile sınırlı olmamalı.İlçeler ve köyler için de çevre katliamına karşı duyarlı olmaları gerekir.

İlçe ve köylerimiz çevre katliamı konusunda seslerini yeterince duyuramıyorlar.

Sesleri yetkililere ulaşmıyor.

Öyle olunca da çevre katliamı yapan, linyit madeni açık işletmesi yapan şirketler verimli toprakları  yok etmeye devam ediyor.

Buradan açıkça belirtiyorum.

Oradaki  çevre  katliamı karşısında buradaki çevre sorunları  devede kulak kalır.

Edirne’nin Uzunköprü ilçesinin Tekirdağ ili Malkara ilçesi ile sınar köylerinde binlerce dönüm alanda verimli topraklar yok ediliyor.

Madencilerin açık işletme olarak açtıkları çukurlar nedeniyle verimli topraklar çöl haline getiriliyor.

Çevre dostu kardeşlerimize önerim.

Ağaçla uğraş verirken bir de ormanın yok edildiği alanlarla da ilgilenelim.

Bir gün Uzunköprü ilçesinin linyit madeninin çıkarıldığı Çavuşlu, Harmanlı, Süleymaniye ve çevresindeki köyleri ziyaret etsinler.

Oradaki köylülerle görüşsünler. Doğanın nasıl katledildiğini onların ağzından dinlesinler, bana hak vereceklerdir.

Şairini mahralarında belirttiği gibi:” Orada bir köy var uzakta- O köy bizim köyümüzdür-Gitmesek de gelmesek de- O köy bizim köyümüzdür”

Çevreci kardeşlerimizden rica ediyorum görevlerini sadece Edirne merkezi ile sınırlandırmamalı. Yağma edilen binlerce dönümlük toprakları da programlarına alsınlar.    

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.