Mahalli seçimler yaklaştıkça partilerin ittifak , işbirliği yapma arayışları devam ediyor. Özellikle AKP ile koşulsuz ittifak yapan MHP AKP’den bir teklif gelmesini beklemeden iki partinin milletvekili seçimlerinde olduğu gibi ortaklaşa seçime gireceği teklifi getirdi.
Anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde sağlanan işbirliği mahalli seçimlerde de devam edecek.
Bu sağlandığı takdirde bunun faturası en çok CHP ve HDP’ ye çıkacak.
Bu partiler elindeki bazı belediyeleri kaybedebilecek.
Yapılan istatistiklere göre Trakya’nın CHP’deki birçok il ve ilçesi sağlanan bu ittifak sonucu AKP’nin eline geçebilecek.
Bu günlerde bu birleşmenin koşulları konuşuluyor,hesapları yapılıyor. Bu yapılırken birilerinin kulakları çınlamalı.
CHP NE YAPIYOR
İktidar partisi ve ona destek veren partinin ittifak arayışı devam ederken CHP ne yapıyor?
CHP şu anda içindeki gereksiz tartışmayı saltanat kavgasını sonlandırmış değil.
Bir yanda genel merkez taraftarları, diğer yanda Muharrem İnce yanlıları partiye zarar vereceği dikkate almadan birbirini suçlamaya devam ediyor.
Bu duruma engel olması gereken kurultay delegeleri ve milletvekilleri ise karşıdan bu gelişmeleri izliyor.
Bu arada parti sürekli kan kaybetmeye devam ediyor.
Diğer partiler mahalli seçim çalışmalarına başladı.
Burada dikkate değer bir konu ise CHP ile milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak yapan ve bu ittifaktan karlı çıkan İYİ Parti ve Saadet Partisi ittifak yaptığı partilerle görüşme yapmadan seçimlere tek başlarına gireceklerini açıkladılar.
” Seninle işimiz bitti” dercesine CHP’yi saf dışı bıraktılar. Aslında bu ayrılıktan en çok bu partilerin zarar görebileceğini dikkate almadan yapılan bu açıklama akla başka ittifakların da gündeme getirebilir.
Bu iki partinin iktidar partisine karşı tavırlarında bariz bir değişiklik olduğunu görüyoruz.
CHP ile ittifak yapan bu partiler bir süre sonra başka yerlerde olursa şaşırmamak gerekir.
Onun için CHP’nin bir an önce içindeki bu kısır çekişmeyi bir yana bırakıp derlenip toparlanması gerekir. Görünürde bu parti ile ittifak edecek bir parti bulunmuyor.
CHP kendi gücüne dayanarak seçime girecek.
Yoksa bu belirsizlikten en çok Trakya’da zarar görecekler CHP’nin kalesi sayılan yerler iktidar partisi denetimine girebilir.Bu gerçekleşirse partinin durumu ne olacak.
İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİNİN UYARISI
Tatilini Edirne’de geçiren İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, önemli bir konuyu gündeme taşımış. Kapıkule’den yurt dışına giriş, çıkış yapan gurbetçilerin araçları işlem yapmak için sırada bekledikleri zaman çevreye yaydığı yiyecek ve içecek atıklarıyla çevreyi kirlettiklerini, ellerindeki her türlü atıkları çöp araçlarına atma yerine çevreye saçtıklarından yakınarak, Avrupa’da yaşamış oranın kültürünü almış birilerinin kendi ülkesinde böyle kirlilik yaratmasına tepki gösteren çakırlar haklı olarak “ Bu yaptıklarınızı Avrupa’da yapabiliyor musunuz? Yapamazsınız orada ceza yazarlar.
Kendi ülkenizde ceza yazılmıyor diye böyle kirliliğe neden olmanız sizin o kültürü almadığınızın medeni bir insan olmadığınızın göstergesi değil midir?” diye haklı tepkisini göstermiş.
Gerçekten gurbetçilerin bazıları gerçekten medeniyetten nasiplenen kimseler olmasına karşın bazıları medeni olacağı yerde bu ilkelerden uzaklaştığını görmek üzüntü verici.
Şu halde insanı bulunduğu ortam fazla değiştirmiyor.
Ne ise o olma özelliğini koruyorlar.
Biraz da ekonomik durumu iyi olunca kendini medeni olmaktan iyice uzaklaşıyor adeta barbarlaşıyor uyumsuz bir insan oluyorlar.
Gurbetçilerin bu yakışıksız görüntülerine defalarca tanık olmak gerçekten üzüntü verici. Anlaşılan onlara medeni ülkeler bir şey vermemiş çok yazık.
YEDİ EMİN PARKLARI
Bir bölgenin ekonomik yapısını belirlemek için icra müdürlüklerindeki ve mahalle muhtarlarındaki borç bildirimlerinin yanında borç nedeniyle alıkonulan araç parklarına yedi emin yerlerine bakmak yeterli.
Edirne’de benim tespit edebildiğim üç tane ağzına kadar otomobil, iş makineleri, kamyon, otobüs, motosikletle dolu yedi emin parkı var. Bu park yerlerinde araçları konacak yer kalmamış. Bu ekonominin iyi yolda olmadığını göstergesi değil midir?
Bir insan otomobilini, iş makinesini kısaca ekmek kazandığı kendi malı olan bir aracı neden satmak zorunda kalıyor?
Ya ödeyemeyeceği kadar borcun altına giriyor, ya da bir işinde beklediği karı elde edemeyip zarara uğradığı için aracını satmak zorunda kalıyor.
Bunlara bir de gayri menkulleri eklediğinizde korkunç boyutta olduğunu görüyorsunuz.
Diğer taraftan şehir merkezinde potla dağıtımı yapan PTT elemanları mektup dağıtma yerine genellikle borçlardan oluşan tebliğ zarfları dağıtıyor.
Tebliğ edecekleri kişiler evlerinde olmadığı zaman bu zarfları mahalle muhtarlıklarına teslim ediyor. Muhtarlıkları gittiğinizde yüzlerce zarfın olduğundu görürsünüz.
Bunlar daha ziyade borç ödenmesi gereken veya icra tebliği olan zarflardır. Bu da ekonominin belirtildiği gibi iyi olmadığının göstergesi değil midir?
FIKRA
AYNISI EVDE DE VARMIŞ
Temel, ayağında biri siyah diğeri beyaz çorabı ile kahveye gelir. Bu durumu gören arkadaşları sorar
-“ Temel bu nasıl çorap biri siyah biri beyaz”
Temel gayet rahat cevap verir:
-“ İnanmazsınız arkadaşlar evde bu çoraplardan bir çift daha var
UÇSA DA YÜRÜSE DE KEÇİ
İki avcı dağlık bir bölgede ava çıkarlar. Bu avcılardan biri çok inatçıymış hani bir tabir vardır dediğim dedik cinsindenmiş
Bu iki avcı arkadaş ava çıktığından bir süre sonra dağın yamacında bir karaltı görürler. Avcılardan biri o karaltının keçi olduğunu savunur. Diğeri ise onun kartal olduğunu, keçinin oraya ulaşmasının mümkün olamayacağını iddia eder. Kartaldı-keçiydi diye iddiaya giren avcılar sonunda bir silah atarsak ne olduğu anlaşılır diye kararlaştırırlar.
Silah sesini duyan kartal oradan uçar. Böylece görünen karaltının kartal olduğunu savunan avcı haklı çıkar.
Kendi söylediğinde ısrarcı olan arkadaşı bunu kabullenmez ve o karaltı bence uçsa da keçidir yürüse de keçi diyerek inatçılığını sürdürür.
BUNLARI BİLİYOR HUSUNUZ,?
İLK HARİTAYI KAŞGARLI MAHMUT ÇİZDİ
Tarihimizde ilk harita Kaşgarlı Mahmut tarafından yapıldı.
Bu ilk Türk haritası Kaşgarlı Mahmut’un 1072 yılında yazdığı Divan-ü Lügat-ı Türk'ün
Metnindedir. Türk boylarının oturduğu yerlerle çevresindeki yabancı yer ve toplulukları göstermekteydi.
Haritanın ortasında ise Karahanlılar'ın ilk başkenti olan Babasagun vardı.
A BAKAYI NE OLACAK
Rahmetli Aziz Nesin’in” A Bakayı Ne olacak adında bir hikayesi vardır. Mecazi manada çok anlamı ifade eden hikâye şöyle:
Bir bayan toplu taşıma araçlarında seyahat ediyor.Oturacak yer bulamadığı için ayakta yolculuk yapıyor. Bu arada sırnaşık bir adam kadını taciz etmektedir.
Kadın bu arada eşine telefon ederek birinin kendine sarkıntılık yaptığını söyler. Adam eşine” A bakayı ne olacak” diye cevap verir.
Kadın evinin yakınındaki durakta otobüsten iner. Bir baksın ki kendisine sarkıntılık yapan adam arkasından geliyor.
Yine eşine telefon ederek kendini taciz eden adamın yanında olduğunu duyurur.
Adamın cevabı yine “ A bakayı ne olacak” olur.
Kadın evine gelir kapısını açmak üzereyken bir bakar adam yanı başında.
Telaşla kocasını arar ve kendine sarkıntılık yapan adamın evin kapısında olduğunu duyurur adamın cevabı yine aynı olur.
Kadın evden içeri girer yatak odasına girip soyunacak arkasına bakar ki adam yanı başında bunun üzerine telaşla yine eşini arayıp peşinden gelen adamın yatak odasına geldiğini duyurur.
Eşi yine” A bakayı ne olacak yanıtını verir. Aziz Nesin’in A bakayı ne olacak hikayesini bugünümüze uyarladığımızda ne ifade ediyor. Onun yorumunu okuyucularımıza bırakıyorum.