Eski bir atasözü şöyle diyordu; “Kış geldi kılıç gibi, buldu bizi piliç gibi.”
Dün, karlı bir Edirne sabahına gözlerimizi açtık.
Kar, Yüce Allah’ın insan oğluna bahşettiği nimetlerinden birisidir.
Kar, tarlalardaki ekinlere yorgan olur.
Kar, toprağı suya kandırarak sıcak yaz mevsiminin susuzluğunu giderir.
Kar, özellikle çocuklar için iyi bir oyun zeminini oluşturur. Çocuklar kar topu oynarlar ve çeşitli gereçlerden kızaklar yaparak eğlenirler.
Tabii ki her nimetin bir külfeti olduğu gibi kar’ında külfetleri vardır. En başta yollar kapanır, ulaşım zorlaşır. Hava soğur, öncelikle sokak hayvanları ve sokaklarda yaşayan diğer canlılar üşürler ve hasta olurlar.
Kar aşırı yağdığında; el emeği ile geçinenlerin işini zorlaştırır, işsiz aşsız kalmalarına neden olur.
Takvimlere baktığımızda; kışın en soğuk günleri olan Zemheri’ye çok az bir süre kaldığını görüyoruz. Yani önümüzde çok çetin geçecek zorlu daha uzunca bir kış mevsimi süreci var.
Şu sevindiricidir ki; böylesi günlerde iş başındaki AK Parti iktidarları ülkemizin yoksul insanlarını düşünerek kömür ve kuru gıda yardımlarını yapmaktadır. Bu nedenle yoksul insanlarımızın dahi şu soğuk günlerde ısınabildiğini ve karınlarının doyabildiğini düşünerek rahatlayabiliyoruz.
Kırda, bayırda ve de sokakta yaşayan sahipsiz hayvanlar ise böylesi günlerde üşüme ve açlıkla karşı karşıyadırlar.
Elimizden geldiğince onlara da yardım edebilirsek, gönüllerimiz bir şekilde rahatlamış olacaktır.
Yazımızı kar ile söylenmiş üç atasözü ile bitirelim:
“Martta kar, Nisan da yağmur yağmazsa sabanın altından olsa faydası olmaz.”
“Kar kuytuda, para pintide eğleşir.”
“Baktım kar havası, eve gel kör olası.”
