Karaağaç mahallesi  ülkemize  Yunanlıların, İstiklal Savaşımız  bize olan  borcuna karşılık  sınırlarımıza katılan önemli bir kara parçası.

Bu mahallenin ayrı bir güzelliği ve önemi  vardır.Karaağaç her ne kadar  bugüne kadar  ihmal edilse de  yerleşim yeri olarak  modern  tarihi değeri olan  bir mahallemizdir..  Karaağaca gittiğimizde içiniz ferahlıyor, huzur buluyorsunuz. Havası ile doğası ile binaların  yapısıyla  bu mahallenin ayrı bir görüntüsü  var.

Mültecilerin  Avrupa hayaliyle bölgemize gelmesi  en çok Karaağaç semtimizi olumsuz  etkiledi. Sığınmacılar bu mahalle sınırları içindeki sınır boylarında toplandı.

Karaağaç halkı  genellikle sebzecilikle yaşamını devam ettiriyor. Çarşı pazara en çok ürün  bu mahalleden geliyor.Bu bölgemiz adeta ilin sebze deposu durumunda.

Onun için Karaağaç mahallemize özen göstermemiz onu canımız gibi korumamız gerekir.

Bu mahalle halkın gelebilecek gereksiz suçlamalara tarlaların mülteciler tarafından  yağma edildiğine  kirletildiğine  dair sözlere   itibar edilmemeli.

Mahalle halkı malını canı gibi  koruyor.

Zira bura halkının  tek geçim kaynağı tarlasından elde edeceği ürün. Karaağaç  halk bu olanlardan dolayı ı yeterince  sıkıntı  içinde bir de onları gereksi  yalan yanlış haberlerle zor durumda bırakmayalım.

Bunun faturası sonunda Edirne halkına çıkar.

Aman dikkat diyorum.

-------------------------

HALK SEYİRCİ OLMAMALI

Toplumun geniş kesimini ilgilendiren konularda  halkımızın  yapılan mücadeleyi dışarıdan sinema izler gibi  izlediğine duyarsız kaldığına  tanık oluyoruz.

Daha önceleri kam mallarının birbiri ardına özelleştirilmesinde,  ana tüketim ürünlerine  yapılan zamlarda buna tanık olduk.  Halkın geniş kesiminin  adeta” beni sokmayan yılan çok yaşasın” anlayışı içinde olduğunu gördük. O yılanın bir gün bizi de sokacağını hesap etmedik.

Hiç bir hak çaba harcamadan elde edilmiyor. Başkaları tarafından lütuf olarak çaba harcamadan  verilen haklar  geçici olarak sorunu çözmüş olsa da , size o hakkı  mücadele etmediğiniz  halde verenler bir gün hiç beklenmedik bir zamanda verdiklerini geri alırlar.

Önemli olan dünyanın her yerinde olduğu gibi  toplumun geniş kesimini  ilgilendiren  hakların mücadele verilerek alınması, terleyip, çaba harcayıp, halkın katılımını da  sağlayarak elde edilmesi.

Şu anda  ülkemizde ve bölgemizde  halkımızla ilgili konularda  bakıyoruz  toplumun büyük kesimi seyirci konumunda. Başkaları kendileri için  ne yapacak beklentisindeler.

Halkımızda kendi hakkının ortaklaşa i çabasıyla kazanılabileceği, bu alanda birlik ve beraberlik içinde olma anlayışı   toplumumuzda  gelişmediği sürece yapılan mücadeleler güdük kalır.

Halkımızın kendi sorunlarının çözümü için. eli yanmaması için maşa arama anlayışında olması  çıkar yol değildir.

----------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Tarihimizde ilk halife  Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’di.

Osmanlılar Mısır’ı aldıkta sonra” kutsal emanetlerle” birlikte  halifelik  de Osmanlılara geçti.

Mütevekkilullah’ın yerine Yavz Sultan Selim 1517 yılında halife oldu. 1924 yılına kadar  Osmanlı padişahları halife unvanı taşıdı.

Kurtuluş Savaşı son bulunca  Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 ‘de  saltanatla halifeliğin birbirinden ayrılmasını sağladı. 18 Kazım 1922’de  Abdülmecit halife ilan edildi.

3 kasım 1924’te çıkarılan “ Hilafetin İlgasına ve Hanedan-ı Osmanı’nın  Türkiye Cumhuriyeti   Memalik-i Haricine Çıkarılmasına   dair  Yasa” ile  Hilafet ve Halifelik kaldırıldı Son halife Abdülmecit,  Osmanlı Hanedanına mensup yirmi dokuzuncu halifeydi.

-----------------------

FIKRA

PEK SANMAZMIŞ

Çok zengin fakat kulakları işitmeyen bir ihtiyar dışarıdan belli olmayan çok modern bir işitme cihazı almış. Bir hafta sonra da çok memnun olarak cihazı aldığı mağazaya uğramış.

İşyeri  sahibine:

“ Size teşekkür etmek için geldim” demiş

“ Şimdi sizden aldığım alet şayisinde evimin öteki odalarındaki konuşulanları rahatlıkla duyabiliyorum” demiş

 İşyeri sahibi:

 “Aileniz  sizin bu durumunuzdan her halde çok memnun kalmıştır” demiş

 İhtiyar:
 “ memnun olduklarını hiç sanmam. Çükü konuşulanları duyduktan sonra  bir hafta içinde üç defa evvelce yazdığım vasiyetimi  değiştirmek zorunda kaldım"

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.