Kasım, etkinlikler açısından oldukça zengin. ATA’mızın on  Kasım’da ölümü de olmasaydı keşke. Ama biz  o günü yeniden doğuş günü olarak benimsiyoruz.

Kendi deyişiyle: “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti sonsuza değin yaşayacaktır.”

Demek ki Cumhuriyet en başta ilkeleri ve devrimleri yaşadıkça o da yaşayacaktır…

Daha sonra  Türk şairleri sanırım Bulgaristan- Gümülcine’de bir araya gelmiş bir ilk etkinlik olarak. Sanırım dememin bir nedeni var elbet. Bunu daha sonra açıklarım. Güzel ve yaşaması gerekli bir etkinlik.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu etkinlikten bir süre sonra Kırklarelili ozanların da katıldığı bir etkinlik hem de kentimizde gerçekleştirilmiş Onun da bir adı ve günü vardı ama unuttum. Daha önceleri de bir kitap fuarı açıldı. Kervansarayın birinde. Bir çok yayınevi ve yerel yazar ve ozanlardan bir bölümü yer aldı.

-----------------------------

Hele 25 Kasım Edirne’mizin Kurtuluşu nedeniyle yapılan etkinlikler hayli zengindi Zülfi Livaneli’den tutun da Ataol Behramoğlu’na değin bir çok değeri ozan, yazar ve şarkıcı büyük bir Bir çok il ve ilçemizin Kurtuluş Bayramları (Trakya’da) bu ayda kutlanır.

------------------------------

Keşan’ımızda (Okuduklarıma göre Törenler sırasında pek kalabalık olmamış yakınmaları var. Ama o gece yapılan balo salonu tıklım tıklımmış.

Önder’de yazan Neşe Tosun  köşe yazısında yaptığı şu saptama tam yerine oturmuş, sanıyorum; “Kutlamaları engelleyenleri kutluyorum.” Belki tam değil ama aklımda kalan bu!..

--------------------------------

Gelelim yakınmalarıma  on kitabın sahibiyim. Yüzlerce köşe yazısı kaleme aldım. Ama bu etkinliklerin kütüphanedeki etkinlik dışında hiç birine çağrılmadım. Yalnız ben olsam iyi. Hak eden arkadaşların da bir çoğu çağrılmadı. Bu seçim neye göre yapılmakta bilmiyorum ama ya unutulmuş durumdayız yada yanlı davranış söz konusu olabilir.

Ama ben yine de mutluyum. Bazı unutulmaları yaşamak da güzrlmiş. Övünmek gibi olmasın Benim Türkiye çapında şöyle ya da böyle adım geçer. Yani Edebiyat çevreleri az yada çokça beni bilir de Edirne düzenleyicileri, unutur.

Zaten insanlarımızın yakınlarında olan değerler nedense görülmez, önemsenmez, yadırganır, alay bile edilebilir.

Ve Tevfik Fikret’i anımsıyorum: “Kimseden ne kol dilenirim/Ne kanat/ Kendi göklerimde kendi kanatlarımla uçarım/ İşte öyele bir şairim ben/Tepeden tırnağa özgür.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.