“KİRAZ GELİN DUVAK TAKTI” Aydın Engin’in bir yazısının başlığı.

Kirazı geline benzetmek ve çiçeklenince duvaklandırmak.. Herkesin becerebileceği iş Mi? Bu yakıştırmayı bulmak duygu ve esinin güçlü olması gerekir. Biraz da romantik olmak sanırım insanca..

Kiraz, tümüyle sevdiğim bir ağaç. Çünkü meyvesi başka güzel. Dalı yaprağı dizaynı başka. Hele çiçeklenince yanlarından ayrılmak istemez canım. Saatlerce bakmak geçer içimden. Sanki yüzlerce şiir var üzerinde. Hele olgunlaşmaya başladıysa meyveleri hem duruşuna hem tadına doyum olmaz. Bu arada bir bilgi de vermeliyim: Kiraz yazın en erken olgunlaşan meyvesi. Yiyenlerin kanını sulandırarak yaza hazırlarmış insanı. Aklımızda bulunmasında yarar olsun diye bu notu düştüm. Çocukken bir kez kiraz hırsızlığı yapmaya kalkmıştık akranlarla , bir tane bile yiyemeden yakalamış; kiraz yerine birer tokat yemiştik.

Şu bilmece o yıllardan kalmış Aklımda: “Karşıdan baktım dal/ Yanına vardım al/Ağzıma attım bal”

Yine başlangıç noktasına dönüyorum.

Aydın Engin O günkü yazısında canının sıkıldığından söz ediyordu.

Görelim:

 “Evimin penceresini tümüyle kapatan kiraz ağacı, önceki sabah birden duvağını kuşanıp pencereden içeri uzandı. Kiraz gelin ak çiçekleriyle el öpmeye geldi. Her yıl içimde bahar sevinçleri tutuşturan kiraz, bu yıl bana yalnızca hüzün veriyor.’Kiraz geline gülümsemek ne söz, yüzüne bile bakmak gelmiyor içimden.’”

Kirazlar henüz olgunlaşmadı. Ama eli kulağında olmalı. Açaray dediğimiz çiçek ayının konukları onlar da.

Ülke sorunlarından ötürü küsmüş olmalı, yazar. Kirazların çiçeklenip bir güzelliği sergilemesi, bile onu karamsarlığından sıyıramıyor, demek ki.

Kuzey Afrika ve Arap Yarımadasında görülen halk hareketleri, insanın gerçekten canını sıkıyor. Sanırım yanlış yaklaşımlar da gerginliğin nedeni ..Sürpriz isimler ve eski tüfekler yarıştı sanki. Halkın yenilik ve gençleştirme meyli sandıktan çıkıverdi. Bizde de giderek yaklaşan genel seçimler gerginlikleri tırmandırmakta. Ardı arkası bir türlü kesilmeyen tutuklamalar ne getirip ne götürecek? Bilmiyorum ama düşünmeye değer. Üstelik bir sürü dedikodu insanın aklını da karıştırıyor, doğrusu.

  1. Engin’in o zamanlardaki köşesinin adı:”Tırmık”.

Tırmık Arada bir “offf “ luyor da

Oflaya puflaya bile olsa da yazının bir yerinde:

Şu duvak takmış geline bir göz atayım..

Belki o…

Bahar güzelliğini dallarında çiçeklendiren, tatlı kokuları ve göz alıcı duruşlarıyla ilgimizi çekmeye çalışan tüm ağaçları severim. Çiçek açmayanları bile (Örneğin, çam) bir başka güzellikten yaşama sevincimize seslenirler

Ama kiraz başka…

Erik, badem, zerdali,, kayısı, şeftali… Dallarında özgün çiçekleriye baharı çoktan muştuladılar. Onlar açtı ya artık tutmayın beni. Nerede görsem, uzun uzun bakmaktan kendimi alamam.

Her çiçek güzeldir…

Ama kiraz bir başka güzeldir

Kiraz, duruşu, dallarının ahengi.. her şeyiyle güzel. Tıpkı sütten çıkmış ak kaşık gibi…

Ülkemiz ve dünya , bir kiraz ağacına dönüşür mü bir gün?

Ne demiş ünlü ozanımız :”İnsan hayal ettiği sürece yaşar.”

-----------------------------------------

Yeni Zelanda’da ki cami katliamını insanlık adına kınıyorum. Kutsal yerler insanlığın malıdır artık. Onlara el uzatılamaz. Camide bulunan ve yaşamını yitiren insanlara Allahtan rahmet, insanlığa baş sağlığı dileklerimi iletiyorum… Katliamın böylesi de görülmemişti, doğrusu. İnsanlık adına utanıyorum.

Belediye Başkanımız Recep Gürkan’ın annesinin vefatını üzüntüyle öğrendim. Baş sağlığı dileklerimi içtenlikle iletiyorum. Kalanlara sabır, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.