Kırklareli, babamın memleketi olması nedeniyle büyük önem taşır benim için.
Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen dedem buraya iskan edilmiş ve Tevfik Fikret mektebinin hemen yanındaki bir konağa yerleştirilmişler.
Dedem, Yunanistan’da Atatürk’ün öncülük ettiği Kuva-i Milliye hareketi içinde yer aldığı için de kendisine oldukça iyi şartlar ve imkanlar sağlanmış Türkiye'ye gelişinde.
Hatta, Tevfik Fikret Mektebinde görev yapan ve Ulu önderin bu okulu ziyaretinde kendisine çiçek sunan babaannem Hikmet hanımla da evlendirmişler kendisini.
Ama Alman harbi sırasında her şeyini satarak herkes gibi İstanbul'a kaçmışlar o zaman.
Talihsizlik buya; Cerrahpaşa büyük yangınında her şeyi yanıp kül olunca da yeniden dönerek buraya yerleşmek zorunda kalmışlar.
Kendisine bu kez de bir imtiyaz tanınarak İstasyon Caddesindeki Türk Ocağı Binasının işletmesi ile Edirne’deki Tugay Binasının koltukları ve Tırabzanlarını yenileme işini vermişler.
Yani bizim kütüğümüz Kırklareli dir.
O nedenle emekli sicil numaramda İl kodu Kırklareli'nin kodu olan 181 dir.
Kırklareli’ ye yaklaştığımda bir başka olurum her zaman.
Yani, İnece’ yi geçtikten sonra bir rahatlama ve huzur olur bende nedense.
Zaman zaman şirin ilimizi ziyaret etmek isteriz ve eşim ile birlikte Küçük Mustafa’nın köftesini yemeyi arzularız ve seyahati gerçekleştiririz.
Aslında bölgesel bir televizyon olan Trakya Televizyonunda görev yaptığım dönemde bundan önceki, Vali ve Belediye başkanlarını çok iyi tanırdım.
Sık sık gittiğim için, her şeyini yakinen takip ederdim bu şehrin.
Belediye başkanları, Kadir Gökçe ve Cengiz Bağdan dönemlerini çok iyi bilirim.
Kendileri ile defalarca televizyon programları gerçekleştirdim.
Yapılan her türlü yenilik ve hizmetleri göstermek adına televizyona sıkça çıkarlardı.
Valiler, Kemal Önal ve Ali Serindağ ile de birçok kez televizyon haber ve programları gerçekleştirdim.
Ama son yıllarda Kırklareli’ de bir değişim ve yenilik görülmeye başlandı ve kasabadan farkı yok diyenler bile bu şirin ilçemizden övgü ile bahseder oldu.
Şehir içi yolar olsun, kaldırımlar olsun eski harabe halinden kurtarılmış.
Sosyal aktiviteleri artış göstermesi için her türlü modern kazanımlar elde edilmiş.
Yalan söylemek adetim olmadığı için gerçeği söylemeliyim ki, geçmişte bir an önce ayrılmak istediğim Baba memleketimden ayrılmak istemiyorum son yıllardaki ziyaretlerimde.
Bunda hiç şüphe yok ki; bu şehre hem Milletvekili hem de ikinci dönemdir Belediye Başkanlığı yapmış olan Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun katkısı ve yöneticilik başarısı yadsınamaz.
Geçmişte daha gider gitmez, “gel de Edirne’yi arama” diyerek dönmek için sabırsızlanan eşim şimdi bu güzel şehrin yaşanacak bir şehir olduğu görüşünde.
Kırklarelili halinden memnun
Zaten öyle olmasa Ak Parti, MHP ve CHP gibi büyük ve taraftarı çok partileri geride bırakarak Bağımsız Belediye Başkanı olmak kolay değil.
Kırklareli halkı çalışan ile çalışmayanı ayırt etmesini bilen, siyasi hesaplara rağmen çalışan bir Belediye Başkanının diskalifiye olmasına rıza göstermeyen insanlardır ve Yöneticileri harekete geçirmeyi bilirler.
Geçmişte yazmış olduğum bir köşe yazımı bitirirken yazdığım o zamanki cümleleri hatırlatmak istiyorum;
“Kırklareli beni üzdü arkadaş. Bu şirin ilimizin kaderi olmamalı bu durum. İnşallah, bundan sonra bu şehrin çehresini değiştirecek, gelen yabancı konukların dikkat ve beğenisini kazanan işlerin yapıldığı dönemi kavuşturacak yönetimler ile yönetilir bu güzel il. Bunu yürekten istiyorum ve arzuluyorum.”
Ama şu anda bu dileğim yerine gelmiş ve beğenilen ve takdir gören hizmetlerin gözle görülür hale gelmiş olması beni memnun ve bahtiyar etmiştir.
Teşekkürler ve kolaylıklar diliyorum Kesimoğlu Başkanım. Kırklareliye Atatürk Evi kazandırdığın ve Kırklareliyi "MUTLU İNSANLAR KENTİ" yaptığın için.
